Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 11.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda BK.nun 194. maddesi gereğince satıcı bulunan davalı şirket ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumludur. Esasen bu konuda gerek mahkeme gerekse dairemiz arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca zararın belirlenmesinde ise az yukarıda açıklandığı üzere yerel mahkemece hesaplama yapılırken bayındırlık birim fiyatları baz alınmıştır. Ne varki burada artık BK.nun 98/2. fıkrası uyarınca BK.nun 41 ve 42. maddeleri uygulanarak zarar miktarı belirlenmelidir. B.K.nun 98. maddesinin 2. fıkrası; “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler, kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur.” Düzenlemesi uyarınca artık tazminat miktarı belirlenirken BK:nun 41 ve 42. maddelerinin gözetilmesi gerekir. BK.nun 41. maddesi uyarınca ; haksız filin doğabilmesi için diğer bir kimseye zarar ika edilmesi ve o fiili işleyenin de kusurlu bulunması gerekir....

      Bu durumda BK.nun 194. maddesi gereğince satıcı bulunan davalı şirket ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumludur. Esasen bu konuda gerek mahkeme gerekse dairemiz arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca zararın belirlenmesinde ise az yukarıda açıklandığı üzere yerel mahkemece hesaplama yapılırken bayındırlık birim fiyatları baz alınmıştır. Ne varki burada artık BK.nun 98/2. fıkrası uyarınca BK.nun 41 ve 42. maddeleri uygulanarak zarar miktarı belirlenmelidir. B.K.nun 98. maddesinin 2. fıkrası; “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler, kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur.” Düzenlemesi uyarınca artık tazminat miktarı belirlenirken BK:nun 41 ve 42. maddelerinin gözetilmesi gerekir. BK.nun 41. maddesi uyarınca ; haksız filin doğabilmesi için diğer bir kimseye zarar ika edilmesi ve o fiili işleyenin de kusurlu bulunması gerekir....

        Bunun bir sonucu olarak, satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna bağlı olarak alıcıya tanınan seçimlik haklar da (sözleşmeden dönme, bedel indirimi, değiştirme hakları) alıcı tarafından satıcıya karşı ileri sürülebilecek haklar şeklinde düzenlenmiştir. Şu halde, alıcının, ayıba karşı tekeffüle dayanan seçimlik haklarını, satıcı dışındaki kişilere, yani satım sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişilere (üreticiye, ithalatçıya, ara satıcıya vb.) yöneltmek suretiyle onları ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumlu tutması mümkün değildir. Aynı şekilde, alıcının, satıcı dışındaki üçüncü kişileri, akdi sorumluluğu ilişkin genel hükümler (BK. md.96 vd.) uyarınca sorumlu tutması da mümkün değildir. Böylelikle alıcı, satıcı dışındaki üçüncü kişilere, BK. Md.96 vd. hükümlerine dayanan bir tazminat talebi de yöneltemeyecektir....

        Davalı vekili, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı olup satıcıya karşı ikame edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın dava dışı... isimli şahıstan alınmış olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş; süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, talep edilen miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın esastan da reddini savunmuştur. Yapılan yargılama sonucu taraf ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen hüküm, Dairemizin 15/06/2015 tarih 2015/8725 Esas 2015/8701 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur....

          Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı itirazın iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların eser sözleşmesinin kefili olduğu, zapta ve ayıba karşı tekeffül dolayısıyla ortaya çıkan tazminat yükümlülüğünden sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile dava dışı ... İnş. ve Malz. Pvc. Alü. Doğ. Tur. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 19.09.2002 tarihli sözleşmede, davacıya ait inşaatların PVC doğrama ve sair işlerinin ... Ltd. Şti. tarafından yapılması kararlaştırılmış, bu davada davalı olan ... ile ... “müteselsil kefil ve müşterek borçlular” sıfatıyla sözleşmeyi imzalamıştır. Yüklenici ... Ltd. Şti. aleyhine İzmir 5....

            İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasadan kaynaklanan ayıba dayalı tazminat istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

            Davalı vekili, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı olup satıcıya karşı ikame edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın dava dışı ... ... isimli şahıstan alınmış olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş; süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, talep edilen miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın esastan da reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı ... ettiren ... ile davalı yüklenici ... arasında eser sözleşmesi bulunmadığı; taşınmazın yapımına ilişkin eser sözleşmesinin, taşınmazı 25/10/2011 tarihinde ... ettirene satıp teslim eden dava dışı ... ile davalı arasında olduğu; bu nedenle taşınmaz maliki ... ettirene halef olarak açılan bu davanın, ... ettirenin taşınmazı satın aldığı önceki malik ... ...'ya karşı açılması gerektiği gerekçesiyle taraf ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Mahkemece 6762 sayılı TTK.’nun 25/4. maddesinde belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı ticari davalarda satılanın daha uzun süreli garanti kapsamına alınması durumunda, garanti süresi sonuna kadar dava açılabilir.Dosya içerisinde bulunan ve taraflarca imzalanan sipariş formundan satıma konu malların 2 yıl süre ile garanti altına alındığı anlaşılmakla mahkemenin bu gerekçesi doğru olmadığı gibi uyuşmazlığın çıktığı tarihte 6102 sayılı TTK.'nın 23. maddesinde zamanaşımı süresi öngörülmemiş olup, bu maddenin yollaması ile 6098 sayılı TBK.’nun 231/1. maddesi uyarınca ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı alacak davalarında zamanaşımı süresi 2 yıldır. Bu durumunda gözetilmemesi doğru değildir....

                B.K.’nun 207. maddesine göre, satıcı daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, satılanı ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra meydana çıksa bile alıcıya teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Anılan hükümdeki bu sürenin ticari satışlar yönünden altı ay olduğu TTK.’nun 25/4. maddesinde hükme bağlanmıştır. B.K.’nun 207/son maddesi uyarınca, satıcı, alıcıyı iğfal etmiş ise, bir yıllık zamanaşımından yararlanamaz. Somut olayda, araç 16.01.2004 tarihinde sigortalı tarafından “0” km. olarak davalı ... Ltd. Şti.’nden satın alınmıştır. 19.08.2004 tarihinde ve garanti süresi içinde meydana gelen hasarın, araçtaki üretim hatasına bağlı olarak teknik yönü ağırlıklı (elektriksel) hata, kusur ve bir ayıba bağlı olarak gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu oluş şekline göre satıcının, alıcıyı iğfal etmiş durumda bulunması karşısında, zamanaşımından yararlanma olanağının bulunmadığı B.K.’nun 207/son maddesi hükmü gereğidir. Davalı ... Tic....

                  UYAP Entegrasyonu