Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sanığın kolluk tarafından yakalandığı esnada toprağa gömmeye çalıştığı görülerek el konulan 4 adet markası belli olmayan uçları özel bilenmiş anahtar, 1 adet yarısı kırılmış anahtar ve 3 adet anahtar ile ilgili 16/02/2009 tarihli duruşmada bilirkişi dinlendiği, bilirkişinin, söz konusu anahtarların suçun işlendiği çevrede genellikle dış kapı ve oda kapı anahtararı olarak kullanıldığı, ayrıca uçlarının törpü ile sıfırlandığı, bu haliyle benzer kilitlerin hepsine uyacağına dair tespitte bulunduğu dikkate alındığında, müştekinin dinlenerek olay tarihinde kapısının kilitli olup olmadığı sorulup, sanığın eyleminin 142/2-d kapsamında, diğer bir olasılıkla kilit açmak suretiyle işlenip işlenmediği tartışılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik kovuşturma ile aynı Yasa'nın 142/1-b maddesinden hüküm kurulması, 2- Müştekinin tüm aşamalarda evinden 2 adet çeyrek altın ve bir miktar paranın alındığını beyan etmesi, kovalanıp takiple yakalanmaları, kaçarken eşyaların atılma...

    Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmazın, ... inşaası sonrası, baraj taban suyunun yükselmesi ve su altında kalması nedeniyle tazminat talebinde bulunulmuş olup dava konusu taşınmaza doğrudan el atılma söz konusu olmayıp, barajın maksimum kapasitede dolu olduğu esnada taşınmazın 1.072,00 m2'lik kısmının belli bir dönem sular altında kaldığı, bu durumun taşınmazı tarımsal üretimde kullanılamaz hale getireceği gerekçesiyle bu kısmın zemin bedeli ile arta kalan 2.573,00 m2' lik kısımda tarımsal faaliyetin güçleşeceği ve üretimde maliyet artışlarına neden olacağı gerekçesiyle değer azalışına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir....

      Yargılama sırasında davalının iflas etmesi ve iflas masasının oluşturulmasını müteakiben davacının iflas masasına alacağını kaydettirmek için başvurduğunda, iflas idaresinin davacının alacağı ile ilgili olarak 19/02/2016 tarihli kararında "dava sonucunun beklenmesine" şeklinde karar verdiği anlaşılmıştır. Mahkemece davanın iflas masasına yöneltilmesi sağlanıp, iflas masasının kesin bir alacak kabulü olmaması nedeniyle davaya kayıt kabul davası olarak devam edip bir karar verilmesi gerekirken, alacağın iflas masasına kaydedildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın eylemi neticesinde katılandaki yaralanmanın, yüzde sabit iz oluşturan ve hayat fonksiyonlarını hafif (1) derecede etkileyen kemik kırığına neden olduğu, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında TCK'nin 86/1 maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak TCK'nin 3 ve 61. maddelerindeki orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2) Katılan ...’in yeğenine laf atılma iddiası ile başlayan tartışmada, karşılıklı yaralama meydana gelmiş olması da gözetilerek, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi gereği uygulanan haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda olması gerektiğinin gözetilmemesi...

          nun sol ayak bileğinde kesi ve kırıktan bahsedildiği, Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesinin 08.10.2010 tarihli raporunda ise, kırıkların yüksekten atlama ya da atılma sonucu meydana gelebilecek nitelikte olduğu, sopa veya tekme ile oluşmasının tıbben mümkün olmadığının belirtilmesi ve sanık ... tarafından yüksekten atıldığına dair bir iddiasının da bulunmadığı cihetle sanık hakkında silahla (sopayla) yaralama suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hükmü kurulması, Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ...'nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Dava konusu taşınmaza el atma tarihi tespit edilerek sonucuna göre harç ve vekalet ücretlerinin belirlenmesi gerektiğinden, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile Dairemizin 15.05.2014 gün ve 2014/7463-8953 sayılı bozma ilamının 2.bendinin metinden çıkarılmasına yerine (Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan davalarda el atılma tarihi araştırılarak 09/10/1956 ile 04/11/1983 tarihleri arasında taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşıldığı takdirde 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi karşısında harcın maktu olarak, el atma tarihinin 04/11/1983 sonrası olması halinde ise nispi olarak belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, ) cümlesi yazılmak...

              GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : A-Sanık hakkında cezaevine yasak eşya sokma suçundan verilen hükmün incelenmesinde; 1-5721 sayılı CMK'nin 147 ve 191. maddeleri uyarınca sanığın kimlik tespiti yapılmadan, sanığa iddianame okunmadan ve yasal hakları hatırlatılmadan sorgusunun yapılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 2-Suç tarihinde Erciş Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan sanığın alınan savunmalarında cezaevinde uyuşturucu madde kullanmadığın beyan etmesi ve sanıktan uyuşturucu maddele ele geçirilememiş olması karşısında, sanığın cezaevinden izne çıkış ve dönüş tarihleri saptanıp, tespit edilen uyuşturucu etken maddelerin vücuttan atılma süresi nazara alınarak sanığın izinde bulunduğu dönemde kullanmış olup olmayacağı yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre; 3-Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının...

                Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmaza doğrudan el atılma söz konusu olmayıp, baraj taban suyunun yükselmesi nedeniyle taşınmazın belli bir dönem sular altında kaldığı, bu durumun parseldeki taban suyunun yüzeye vurmasına neden olacağı ve taşınmazı tarımsal üretimde kullanılamaz hale getireceği gerekçesiyle tazminata hükmedilmiştir Yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir....

                  Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmaza doğrudan el atılma söz konusu olmayıp, baraj taban suyunun yükselmesi nedeniyle taşınmazın belli bir dönem sular altında kaldığı, bu durumun parseldeki taban suyunun yüzeye vurmasına neden olacağı ve taşınmazı tarımsal üretimde kullanılamaz hale getireceği gerekçesiyle tazminata hükmedilmiştir Yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir....

                    Dava konusu taşınmaza el atma tarihi tespit edilerek sonucuna göre harç ve vekalet ücretlerinin belirlenmesi gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile Dairemizin 26.06.2014 gün ve 2014/10411-11469 sayılı bozma ilamının 2. bendinin metinden çıkarılmasına yerine "Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan davalarda el atılma tarihi araştırılarak 09/10/1956 ile 04/11/1983 tarihleri arasında taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşıldığı takdirde 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi karşısında harç ve vekalet ücretlerinin maktu olarak, el atma tarihinin 04/11/1983 sonrası olması halinde ise nispi olarak belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm...

                      UYAP Entegrasyonu