Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; davacı atılan mesajların kendisi tarafından değil, kendi adının kullanılarak başkaları tarafından atılmış olduğunu iddia etmişse de, mesajların içeriğinde öğrenciler arasında kurulan okuldaki bölüme ilişkin grup ve diğer hususların da konuşulduğu görülmekle, başkası tarafından mesaj atılma hususunun hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilerek, fiillerin davacı tarafından gerçekleştirildiği sabit olduğundan, davacının fiilinin karşılığı olan kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ......

    Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaştırma yoluna gidilmesinin dava şartı olduğunu, kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmazın ana arterde bulunmamakta olup davanın müvekkili İdare yönünden reddi gerektiğini, encümen kararına rağmen kamulaştırmadan vazgeçildiği iddiası ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, UKOME kararı gereği taşınmazın ana yol listesinde bulunmadığını, taşınmazın cepheli olduğu yolun ana arter yollardan olmaması karşısında kamulaştırma işleminin gerçekleştirilemediğini, kamulaştırmasız el atılma tarihinin açıklanması gerektiğini, %40 DOP düşülmesi gerektiğini, emsal incelemelerin yapılmasının gerekip bilirkişi tarafından buna göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın murisin adına kayıtlı olduğunu ancak davalılar tarafından yapılan haksız işgal neticesinde taşınmaz üzerinde sokakların olduğunu tespit ettiklerini, dava konusu taşınmaz üzerine sokak ve yol yapıldığını, müvekkil tarafından park yapımına izin verildiğini ancak tahsis izninin verilmesinin verilmesi mülkiyetten tamamen vazgeçildiğini ve taşınmazın bedelinin talep edilmeyeceği anlamına gelmediğini, hakların kullanılmasına izin verilmesi bu kullanımdan kaynaklı dolayı bedel ya da kira istenmeyeceği anlamına gelmediğini, tarafımızca açılan davada davalı belediyeler tarafından fiilen sokak olarak kullanılan ve tapu kayıtlarına göre halen müvekkilin murislerine ait olan taşınmazın el atılma bedelinin ödemmediğini, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini talep ettiği görülmüştür....

    Atılma maksadı ne olursa olsun bononun ön yüzündeki imza muhataba (poliçede) veya keşideciye ait değilse bu imza sahibini avalist durumuna getirir. İmza sahibi herhangi bir taahhüt altına girmeyi düşünmediğini ileri süremez. Zira 613. maddenin 3. fıkrası; "aksinin isbatı caiz olmayan bir karinedir." (Prf.Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku sh.805) Yukarıda da açıklandığı üzere bonoda sorumluluğun doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzüne atılacak imzalar zorunlu olmadığından aval olarak değerlendirilir. Somut olayda davacı senet yüzlerine adını soyadını T.C kimlik numarasını yazarak imza attığından dolayı aval veren sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, davacı her ne kadar senetleri şahit olarak imzaladığını bildirse de buna ilişkin bir kayda tesadüf olunamadığı, davalının da bunun aksini ifade ettiği " gerekçesiyle " davanın reddine" şeklinde karar verilmiştir....

    Davacı vekili 09/03/2023 havale tarihli katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle ;baro levhasına kayıtlı avukatlara tebligatların elektronik tebligat adresine yapılması gerektiğini, dosya kapsamında yer alan yerel mahkeme kararına karşı davalı tarafça dosyaya ibraz edilen İstinaf dilekçesinin taraflarına normal tebligat ile tebliğ edildiğini beyan ile iş bu hususun usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, k atılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunduklarını beyan ile ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı için hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf ettiklerini beyan etmiştir....

    yaparak çalıştığını, davacının çalıştığı süre içerisinde ödenmesi gerekli olan fazla mesailerinin talep edildiği halde ödenmediğini, bu nedenle iş akdini feshettiğini işverene yazılı olarak bildirdiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi ile ilgili olarak davacının mesai arkadaşının e-mail yolu ile davalı bankanın genel müdürlüğüne bu ücretlerin ne zaman ve ne kadar ödeneceği hususunu sorduğunu, cevap olarak gelen e-mail den şubede fazla mesai yapıldığı ancak teknik altyapı kurulamadığı için ödeme yapılamayacağını bildirdiğini, davacının maaşının brüt 4.715.00 TL olduğunu, bir takvim yılında 4 kez ikramiye ( 1 maaş tutarında) ve hedeflerini gerçekleştirdiği takdirde 2 kez prim aldığını, davacı ve diğer banka çalışanlarına bir takım hedefler verilerek bu hedeflere ulaşılmasının istendiği, ancak davalı çalışanların isimleri büyük harfler ile yazılıp altı çizilerek ve toplantı bittikten sonra özel görüşme yapılacağı beyan edilerek mobbing ve işten atılma...

      Somut olayda, işyerinde halen çalıştığı anlaşılan davacı tanığı ..., sendika öncülerinin işverence yapılan toplantı sonrası işten çıkarıldıklarını, davacının da bunlardan biri olduğunu, yapılan toplantıda işverenin sendikaya üyeliğin kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağını beyan ettiğini, kendisinin sendika üyeliğinden işten atılma korkusu nedeniyle istifa ettiğini, 15 güvenlik görevlisinin sendikal faaliyetlerde öncü olması nedeniyle çıkarıldığını beyan ettiği, diğer davacı tanığının da benzer beyanlarda bulunduğu görülmektedir. Dosya da bulunan sendika yazı cevabı ise konunun çözümünde yeterli değildir....

        Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davalı Belediyede 01.07.1999 tarihinden 2004 yılı Temmuz ayına kadar aşevinde müdür olarak çalıştığını, Temmuz ayında işine son verildiğini, davacının çalıştığı süre içinde belediyede temizlik işini ihale ile alan şirketler nezdinde sigortalı olarak gösterildiğini, sürekli giriş çıkış yapıldığını, 2004 yılı yerel seçimlerinden önce belediyede kadrolu işçi olarak çalışıp yerel seçimlerde yeni seçilen belediye başkanı tarafından işten atılma tehdidi ile istifa dilekçesi alınarak işten çıkarıldığını, sonrasında davacının yine belediyeden iş alan şirketlerden birinin işçisi olarak belediyede çalıştırılmaya devam edildiğini, 3-4 ay çalıştıktan sonra...

          yapıldığını, fakat yerel mahkemece bu haklı tespit değil, hatalı değerlendirmeye dayalı kök raporun esas alınması kaldırmayı gerektirdiğini, -Davacının hafta tatili alacağı da bulunmadığından bu kapsamda talebin reddine karar verilmesi gerekmekte iken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, -Davacı yanın müvekkil şirket uhdesinde hiçbir genel tatil alacağı da bulunmadığını, hükmün bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, -Öncelikle davacının müvekkil şirketten hiçbir hafta tatil alacağı bulunmamakta olup işbu hafta tatil alacağı hesaplamasının da davacı tarafça sunulan mail çıktılarına göre yapılmasının hatalı olduğunu, -Davacının dosyaya sunulan çalışma listelerinin incelenmesi neticesinde görüleceği üzere UGBT günlerinde herhangi bir çalışması olmadığını ve yukarıda belirtildiği üzere hükme bu yazılı delilin esas alınması gerektiğini, -Kaldı ki davacının bu günlerde bir çalışması varsa da bunların karşılığı eksiksiz ödenmiş olup; bu husus da maaş bordroları ve banka kayıtları...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ DAVA : Davacı, tazminat alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş güvencesi tazminatı, izin ücreti alacağı, ikramiye alacağı, ... 45.maddeye göre ikramiye alacağı, çocuk yardımı alacağı, aile yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı, giyim yardımı alacağı, kıdemlilik yardımı alacağı ile maaş zammı ve sosyal yardım alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ......

            UYAP Entegrasyonu