Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, ortak çocuk için 250.00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiş, davacının tedbir nafakası talebi ise ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile reddedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı vekili; kusur, müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası, tedbir/yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat ve birleşen davanın kabulü yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı vekili; kabul edilen asıl dava, kusur, maddi-manevi tazminat, tedbir/iştirak-yoksulluk nafakası, birleşen davada tedbir nafakasının miktarı yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK.'nun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre; tarafların 2005 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı, davacının Almanya'da fırın işinde çalıştığı, aylık 1000 euro civarında gelirinin bulunduğu, davalının çalışmadığı, ev hanımı olduğu, davacının davalı aleyhine 06/12/2006 tarihinde 2006/470 Esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açtığı, davanın reddedilmesi üzerine 05/02/2010 tarihinde Adana 6.Aile Mahkemesinin 2010/127 Esas sayılı dosya ile TMK.'nun 166/son maddesine dayalı olarak boşanma davası açtığı, 3 yıllık süre dolmadığından davanın reddine karar verildiği, bu kararın 27/06/2013 tarihinde kesinleştiği, ortak hayatın yeniden kurulmadığı iddiasıyla TMK.'...
Aile Mahkemesinin 2019/122 esas ve 2019/57 karar sayılı dosyası) vekalet ücretine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Davacı/davalı erkek, asıl davada birden fazla hukuki sebebe dayanarak zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada; davacı/davalı erkeğin zina (TMK md. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı her iki boşanma talebi de kabul edilmiş olup erkek yararına her iki yönden de iki ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir. Ancak dava, farklı hukuki sebebe dayanılarak açılmış olup; ortada iki ayrı dava değil, tek dava vardır. O halde davacı/davalı erkek yararına asıl davada boşanma davasının kabulü yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kabul edilen zina ve evlilik birliğinin sarsılması nedenlerine dayalı boşanma talepleri yönünden iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur....
belirterek, kendisine aylık 4.000 TL tedbir nafakası bağlanması talebi ile dava açılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadın lehine 25.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, tazminat takdiri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmü hariç olmak üzere tazminat miktarları ile nafaka talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve fer'ilerine ilişkindir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı kendisi için 400 TL, müşterek çocukları ... için 400 TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı (kadın) için 200 TL, müşterek çocuk için 100 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının bütün, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda; davalının garson olarak çalıştığı, ayda 2000 TL geliri olduğu, davacının gelirinin olmadığı ve müşterek çocukları ...'in 30/10/2010 tarihinde doğduğu anlaşılmaktadır.Dava; TMK.197/2.maddesi gereğince ayrı yaşamda haklı olduğu iddiasına dayanılan tedbir nafakası niteliğindedir....
Öyle ise, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Yargılamaya konu davalarda ise yukarıda açıklandığı üzere, davacı kadın tam kusurludur. Davalı kusursuzdur. Hiç kimse sırf kendi kusurundan yararlanarak boşanma hükmü elde edemez. Eylemli ayrılık sebebiyle tedbir nafakasına (TMK m. 197) hükmedilmesi için ise tedbir nafakası isteminde bulunanın ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Oysa davalının kusurlu bir davranışı kanıtlanmadığından ayrı yaşamakta haklılığın da kanıtlanmadığının kabulü gerekir....
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1980 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 4 tane müşterek çocuklarının olduğu, davalının emekli olup, uzun yol şoförü olduğunu, başka bir kadınla gayri resmi olarak yaşadığını ve müvekkiline hakaret ettiğini davalının 3 katlı evini haber vermeden sattığı için evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, ayrı yaşamda haklılığını ileri sürerek, davacı lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakası talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, aylık 350 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tedbir nafakası talebine ilişkindir....
Yanılgılı değerlendirme sonucu davalı kadının ağır kusurlu kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmuştur. Davalı kadının bu talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3). malların yönetimine (TMK m. 223. 242. 244. 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). Davalı kadın yararına tedbir nafakası koşulları oluşmuş olup, Türk Medeni Kanunu'nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere ve ... 2....