"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ortak çocuk ...'in 11.03.2015 tarihinde ... olduğunun anlaşılmasına göre kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın tarafından kendisi ve henüz yargılama aşamasında ergin olmayan .... ile diğer ortak çocuk ... .... için Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı olarak bağımsız tedbir nafakası davası açılmış ve erkeğin açtığı boşanma davası ile birleştirilmiş ve mahkemece kadının tedbir nafakası davasının reddi ile erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı - karşı davalı asıl yasal süresinde sunduğu 11.02.2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve maddi tazminat yönünden kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı - karşı davalı asıl tarafından kusur belirlemesi, maddi tazminat ve tedbir nafakası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
nin 166/3 maddesine dayalı boşanma davasında babanın ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL iştirak nafakası ödemesi hususunda anlaştıkları" gerekçesiyle her bir çocuk için aylık 500,00’er TL tedbir nafakasının (... m. 197) davalı babadan alınarak anneye verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma doğrultusunda karar verilmemiştir. Bozmaya uyulduğuna göre, bozma ilamında gösterilen doğrultuda hüküm tesisi zorunludur. Zira, bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu yön dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Ayrıca, mahkemece, davacı lehine TMK'nun 197’nci maddesi çerçevesinde tayin edilen nafakanın gelecek yıllarda her yıl için (TÜİK tarafından belirlenen) ÜFE oranında arttırılmasına da karar verilmiştir. TMKnun 197’nci maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK.md.200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK.md.182/3), yoksulluk (TMK.md.176/4) ve yardım nafakası (TMK.md.365/son) dır. Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. Bu husus nazara alınmadan, nafakanın gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması doğru bulunmamıştır....
Davacı vekili boşanma ve ayrılık davalarında tarafların kusur durumunun tedbir nafakasının takdirinde etkili bir unsur olmadığını iddia etmiştir. TMK'nun 169. maddesine göre; "boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır." Davacının davası TMK'nun 197. maddesinde düzenlenen tedbir nafakası talebi niteliğinde olup, TMK'nun 169. maddesinde düzenlenen tedbir nafakası niteliğinde değildir. TMK'nun 197. maddesinde düzenlenen tedbir nafakası talebinde, ayrı yaşamda haklı olduğunun ispatı zorunlu olduğundan, davacı vekilinin bu istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan; ilk derece mahkemesince müşterek çocuklar lehine istenilen tedbir nafakasının usulden reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Davalı-davacı kadının birleşen Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı nafaka davası hakkında olumlu, ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.09.2015(Salı)...
Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. (Yargıtay 2.HD 14/05/2015 tarihli 2014/25406- 2015/10208 E.K) Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup, koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir (TMK md. 200). Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar, iştirak (TMK md.182/3), yoksulluk (TMK md.176/4) ve yardım nafakasıdır. (TMK md.365/son) Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. (Yargıtay 2.HD 14/05/2015 tarihli 2014/25406- 2015/10208 E.K) Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Dairemiz tarafından HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 197/2. maddesine dayalı oladak tedbir nafakası verilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca davalı-birleşen dava davacısı kadının açtığı birleşen Bor Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi) Mahkemesinin 2019/670 Esas, 2020/285 Karar davasının TMK.nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası olduğu halde ilamın gerekçe kısmında bu dava yönünden bir gerekçelendirme yapılmamış, hüküm kısmında ise TMK.nun 197. maddesinin amacına uymayan şekilde, TMK.nun 169. maddesinde ifade edilen tedbir nafakası gibi bir değerlendirme ile hükmedilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına şekilde karar verildiği görülmüştür. Oysaki TMK.nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için talep eden eşin, geçimini sağlayacak gelirinin bulunmaması, ayrı yaşamakta haklı olması ve karşı eşin evlilik birliğinin mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi şartlarının mevcut olması gerekmektedir....