Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı/ davalı kadın vekili, birleşen davasında TMK. 161 maddesine dayalı boşanma davasının reddi ve lehine hükmolunan nafaka ve tazminatların miktarları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ davacı erkek vekili, kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Asıl dava, davacı kadın tarafından Tavas Aile Mahkemesinin 2019/384 Esas sayılı dosyası ile açılmış TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ileri ile davalı erkek tarafından cevap süresi içerisinde açılmış TMK 166/1 maddesine dayalı karşı boşanma davası olup, iş bu birleşen dava ise davacı kadın tarafından açılan TMK 161 maddesine dayalı boşanma davası ile terditli olarak açılan TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davası ve ferilerine yöneliktir. Davacı/ davalı kadın vekili 07/02/2023 tarihli dilekçesi ile, tarafların Denizli 3....

T4 sunmuş oldUğu 15/10/2020 tarihli cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Yüsra'nın velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 250.000,00 TL maddi 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18/12/2019 tarihli, 2019/319- 1113 E.K sayılı ilamı ile TMK 405. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanarak babasının velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davasına ilişkin olup, TMK 165. maddesi gereğince akıl hastalığına dayalı boşanma talebi bulunmamaktadır. Yargılama aşamasında TMK 405. maddesi gereğince kısıtlanan davalının eylemleri iradi olmayıp, tanık beyanlarında geçen eylemlerin kadına kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmamaktadır....

SAVUNMA: Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının başka bir erkekle olan ilişkisi yüzünden eşini ve müşterek çocuklarını terk ettiğini, kadının müvekkiline ve ailesine sürekli hakaret edip, aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, kadının müvekkilini silahla tehdit ettiğini, 2020 yılı Ekim ve Kasım aylarında hırsızlık ve fuhuş nedeniyle gözaltına alındığını beyan ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile yarışmalı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması, (TMK md. 166) onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md.163), pek fena muamele (TMK md. 162) ile zina (TMK md.161) nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat istemleri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı bir dava yoktur (TMK m. 165). Davalının hareketleri iradi olmadığından, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanarak boşanmaya karar verilemez. Asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    A- 1- Davacı-karşı davalı T1 evlilik birliğinin sarsılması (TMK md 166/2) nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile; 2- Davacı-karşı davalı T1 manevi tazminat (TMK md. 174/2) talebinin reddine, 4- Davacı-karşı davalı T1 tarafından asıl dava açılırken yatırılan 44,40 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 5- Davacı-karşı davalı T1 tarafından asıl dava açılırken yatırılan 44,40 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı ile posta, tebligat, talimat ve müzekkere masraflarından oluşan 196,7‬0 TL olmak üzere toplam 285,5‬0 TL harç ve yargılama giderinin davalı-karşı davacı T3 alınarak davacı-karşı davalı T1'ya verilmesine, 6- Davacı-karşı davalı T1, asıl davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacı T3 alınarak davacı-karşı davalı T1'ya verilmesine, 7- Davacı-karşı davalı T1 tarafından yatırılan gider avansından artan...

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın vasisi tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak ve davalı -davacı kadın tarafından da karşı velayet ve nafaka talebi ile açılan davaların yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince, davalı-davacı kadının çocuklarına ve ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğe ve ailesine saldırgan hareketlerde bulunduğu, tedavi olmayı kabul etmediği, bu sebeplerle kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın tarafından açılan karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir....

      Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; erkeğin davasının kabulüne, asıl davadaki vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Asıl dava TMK 166/4.madde gereğince karşı dava ise TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince asıl ve karşı davanın boşanma yönünden kabulüne, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, kadın tarafından asıl davanın kabulü, karşı davanın ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya inceleme aşamasında iken taraf vekillerince 13.05.2022 tarihinde verilen dilekçe ile tarafların protokol düzenleyip anlaştıkları belirtilerek protokol çerçevesinde karar verilmesi talep edilmiştir....

      Dairemizin 2019/150 E.- 2019/186 K.sayılı ilamı ile yerel mahkemece birleşen dava hakkında hüküm oluşturulmaması, verilen tedbir nafakasının TMK 197.maddesine göre mi yoksa TMK 169.maddesine göre mi verildiğinin anlaşılamaması nedeni ile yerel mahkeme kararının sadece nafaka yönünden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. 1- TMK 169.md.si gereğince hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebi değerlendirildiğinde; Kaldırma kararımız sonrası mahkemece, asıl davada davalı-birleşen davacı kadın ve müşterek çocuk Suedanur lehine TMK'nun 169. maddesi kapsamında dava tarihi olan 27/04/2017 tarihinden, birleşen dava tarihi olan 21/05/2018 tarihine kadar ayrı ayrı aylık 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiği oysa ki TMK 169.maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasının boşanma davasının ferisi niteliğinde olduğu ve boşanma davasına yönelik karar kesinleşinceye kadar devam edeceği hususunun dikkate alınmayarak tedbir nafakasının birleşen dava (TMK 197. uyarınca açılan tedbir nafakası...

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, asıl dava ve karşı dava artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....

      UYAP Entegrasyonu