WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır....

    Bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi ancak bu gibi durumlarda temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir. Zira, alacağı devralan kişi, evvelki alacaklının yerine geçer ve borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak artık onun hakkı olur....

      Mahkemece, asıl davanın alacak istemi yönünden kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 13.11.2013 tarih ve 5213 E., 7076 K. sayılı ilamıyla, davacı ile davalılardan yüklenici şirket arasında yapılan hukuki işlemin, alacağın temliki hükmünde olduğu, temlikin geçerli olabilmesi için ise yazılı şekil şartının yeterli olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği, davacının öncelikli talebinin tapu iptali ve tescil olduğu, mahkemece, davacı ile davalı yüklenici arasındaki alacağın temliki işleminin yasal şekil şartını taşıdığı kabul edilerek iddia, savunma ve delillerin tartışılması sonucunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine uyma kararı verilen mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 04.01.2010 tarihli alacağın temliki işleminin geçerli olduğu, taşınmazın tamamlanma oranı ve arsa malikinin yükleniciye tanıdığı sözleşmedeki satış koşullarının yerine gelmiş olduğu, davacı tarafından...

        Dosyada yer alan 21.07.1993 günlü sözleşmede yüklenici sıfatıyla hareket eden davalı kooperatifin dava dışı arsa sahiplerine ait 3880 parsel üzerinde bir bina yapım işini yüklendiği, buna karşılık sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölüm tapularının yükleniciye verilmesinin taahhüt edildiği görülmektedir. Davacı yüklenicinin temliki işlemine dayanmaktadır. Temlik işleminin varlığı şüphesiz yükleniciye karşı ispat edilir. Fakat temlik işleminin varlığı ispat edilse bile alacağa hak kazanıldığı iddiasının taşınmaza kayden malik olan arsa sahiplerine karşı kanıtlanması gerektiğinden bu tür davalarda arsa sahiplerinin de taraf olması zorunludur. Bir bakıma denilebilir ki arsa sahipleriyle yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davanın arsa sahipleri taraf olmadan sonuçlandırılması doğru değil ise de, davacının mülkiyet aktarımı isteği reddolunduğundan bu husus bozma sebebi yapılmamış, düşülen bu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

          AŞ 'ne, ... içerisinde arsa tahsisi yapıldığını ve mermer fabrikası kurulduğunu; söz konusu şirket ortaklarının mermer ve maden varlıklarını ayırdıklarını ve mermer varlıklarının davacı şirkete devredildiğini, bu kapsamda OSB içindeki mermer fabrikası bulunan arsanın da davacı şirkete devri konusunda sözleşme düzenlediklerini, bunun üzerine davacı şirket tarafından 08/09/2006 tarihli dilekçe ile davalı OSB'ye başvurularak arsa tahsisinin tüm hak ve vecibeleri ile şirketlerine devredilmesini istendiğini, davalının ise şirkete gönderdiği 03/11/2006 tarihli yazısında, parselin devir işleminin yapılabilmesi için kurulu tesis dışında kalan atıl durumdaki alanların vaziyet planına işlenmiş şekilde avan projeleri ile fizibilite raporlarının yönetim kurulunda değerlendirilmesi sonucu devir işlemlerinin yapılıp yapılmayacağı konusunda karar verileceğinin bildirildiğini, davacı şirketin yeniden davalı OSB'ye yaptığı 14/09/2009 tarihli başvurusunun ise davalı OSB'nin 05/10/2009 ve 21/12/2009 tarihli...

            Temlik işlemi nedeniyle alacak ve ona bağlı olan bütün yan ve öncelikli haklar devralana geçer. Yine, temlik işleminin yapıldığı ana kadar temlik sözleşmesinin dışında olan ve işlemin tarafı olmayan (somut olayda arsa sahibi) arsa sahibi işlemin yapıldığı andan itibaren temlik işleminin bir bakıma tarafı olur ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan haklarını ona karşı (üçüncü kişiye) ileri sürer hale gelir. Şayet, temlik edilen alacağın dayanağı olan davalılar arasındaki borç ilişkisi (arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi) yüklenici bakımından bütünüyle ifa edilmemişse, üçüncü kişi de yüklenicinin ifa etmediği borç miktarı kadar arsa sahibine karşı sorumludur. Bu nedenle, borçlu temlik yapılmamış olsaydı eski alacaklısına (yükleniciye) ne gibi def ilerde bulunmak imkanına haiz idiyse, bu def ileri yeni alacaklıya (temellük eden üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir (BK m. 167)....

              Bu nedenlerle İdare Mahkemesi kararının, kuraya girmeye hak kazananların saptanması işleminin iptali isteminin reddine ilişkin kısmında usul ve yasa hükümlerine aykırılık görülmemiştir. Diğer taraftan kararın ilk işleme dayanılarak yapılacak kura çekiminin ve kura çekimi sonunda yapılacak yer tahsisinin iptali isteminin de henüz ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olmadığından reddine ilişkin kısmında da hukuka aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararı nın onanmasına oyçokluğuyla karar verildi. AZLIK OYU: İstanbul'un çeşitli yerlerinde belediye tarafından kurulan hallerdeki bostan bölümlerinin tahsis edileceği gazetelerde ilan edilmiş ve bu tahsisin kura suretiyle yapılacağı belirtilmiştir....

                Davalı arsa sahipleri, işin ancak %40 seviyelerine getirildiği aşamada sözleşmenin feshedildiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı yüklenici, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, yüklenici aleyhine açılan davanın tefrikine, davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda vurgulandığı üzere, davadaki istemin dayanağı yüklenicinin adi yazılı ve tarihsiz sözleşmeyle yaptığı temlik işlemidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır....

                  Mahkemece, yüklenici aleyhine açılan davanın tefrikine, davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda vurgulandığı üzere, davadaki istemin dayanağı yüklenicinin adi yazılı ve tarihsiz sözleşmeyle yaptığı temlik işlemidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi ancak bu gibi durumlarda temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir....

                    Mahkemece, yüklenici aleyhine açılan davanın tefrikine, davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda vurgulandığı üzere, davadaki istemin dayanağı yüklenicinin adi yazılı ve tarihsiz sözleşmeyle yaptığı temlik işlemidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi ancak bu gibi durumlarda temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir....

                      UYAP Entegrasyonu