Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın daire tahsisinin davacıya tahsis kararının düzeltilmesinden önce olduğu, dava konusu taşınmazda üstün hak sahibinin ..... olduğu, 2. kat dairelerin ise arsa sahiplerine tahsis edildiği, davacının davalı kooperatif ortağı olmasına rağmen davacıya tahsis edilmiş bir dairenin bulunmadığı, bu nedenle dairenin aidiyetinin tespiti ve tapu iptal tescil davasının bu aşamada dinlenemeyeceği, kooperatif inşaatı devam ettiğinden ve davacıya bir daire tahsisinin mümkün olduğundan bu aşamada tazminat talep hakkı da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 13.06.2017 tarih ve 2017/1655 E., 1789 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.” hükmüne yer verilmiştir. 2981 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinde ise; “İmar planı olan yerlerde, 09/05/1985 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesi gereğince arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı veya binasız arsa ve arazilere bu Kanundan önce özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri veya üzerinde yapılacak binaların daire miktarları gözönünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adlarına resen tecsil ettirmeye valilik veya belediyeler yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 20.07.2005 günlü dilekçesinde halen boşandığı eşi davalının oturduğu mülkiyeti Hazineye ait 25184 ada 1 parseldeki afet konutunun davalıya yapılan tahsisinin hatalı olduğunu belirtip, mülkiyetin kendisine ait olduğunun tesbitini ve muarazanın önlenmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından, tarafların 15.06.2005 tarihinde boşandıkları, 25184 ada 1 parselin tamamının arsa niteliği ile Hazine adına kayıtlı olduğu, davacının talebinin katkı payına ilişkin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Aile mahkemesi özel bir mahkemedir ve görev alanı sınırlıdır. Somut olayda; davacının talebi aile hukuku ile ilgili değildir. Davacının talebi Hazinenin yaptığı yanlış tahsis işleminin düzeltilmesine yöneliktir....

        Parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davaların kadastral parsel üzerinden incelenmesi, kadastral parselden alınan düzenleme ortaklık payının ve imar parsellerinin oluşturulmasının, tahsisinin dağıtım ilke ve tekniklerine, imar planına uygun olup olmadığının irdelenmesi ve imar parsellerinden yapılan tahsisin birinin hatalı olması durumunda kadastral parsele ilişkin olarak parselasyon işleminin iptali gerekmektedir. Öte yandan plan notları, plan kararlarını açık ve anlaşılabilir kılmak, plan üzerinde ve plan lejantlarında ifade edilemeyen noktaları açıklamak amacı ile plan paftaları üzerinde yer alan ve imar planının ayrılmaz bir parçası olan notlardır....

          Parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davaların kadastral parsel üzerinden incelenmesi, kadastral parselden alınan düzenleme ortaklık payının ve imar parsellerinin oluşturulmasının, tahsisinin dağıtım ilke ve tekniklerine, imar planına uygun olup olmadığının irdelenmesi ve imar parsellerinden yapılan tahsisin birinin hatalı olması durumunda kadastral parsele ilişkin olarak parselasyon işleminin iptali gerekmektedir. Öte yandan plan notları, plan kararlarını açık ve anlaşılabilir kılmak, plan üzerinde ve plan lejantlarında ifade edilemeyen noktaları açıklamak amacı ile plan paftaları üzerinde yer alan ve imar planının ayrılmaz bir parçası olan notlardır....

            Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 07.07.2017 tarihli dava dilekçesinde davacılar İl Orman Müdürlüğüne yapılan tahsis işleminin iptalini talep etmiş, ayrıca aynı tapu kaydının iptali ile köyleri adına sınırlandırılarak tescilini talep etmişlerdir. 27.11.2013 tarihli tahsis işleminin iptali isteminde idari yargı görevli olup bu talep yönünden açılan davanın yargı yolu bakımından reddine ilişkin hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar bu taleplerinden ayrı olarak söz konusu parselin mera olarak sınırlandırılması ve köyleri adına tescilini de talep etmişlerdir. Bu talep yönünden yargı yolu adli yargı olup, bu konuda bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; davacıların dava ehliyetlerinin bulunmadığının gözetilmemesi de isabetli olmamıştır....

              Maddesinin doğrudan uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, katılımcı sıfatının sona erdirilmesine dair Genel Kurul Kararı bulunmadığını, arsa tahsis iptalinin usul ve yasaya uygun yapılmadığını, tapuların verilmesinde eşitlik ilkesinin gözetilmediğini, ilk derece mahkemesinin davalı OSB Genel Kurul'unun eşit işlem ilkesine aykırı karar ve uygulaması hakkında hiçbir değerlendirme yapmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını ve genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir....

                Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....

                  Ancak sözleşme içeriğine göre imar durumu engeli nedeniyle inşaata hiç başlanmamış daha sonra arsa sahipleri 15.07.2007 yılında diğer davalı ... ile bir başka kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve 16.12.2009 tarihinde de arsa sahiplerinden ... ve ... taşınmazdaki hisselerini davalı ...’a devretmişlerdir. Davacı bu hisse devrinin muvaazalı olduğundan bahisle iptali ile yine davalı ... ve ... adına tescilini talep etmiştir. Davacı ile arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin fesh edilerek bu sözleşme gereğince davacının bir alacağının doğmuş olduğu ve daha ötesinde bu alacağı tahsil edememiş olması gibi bir durum yargılama boyunca iddia ve isnat olmamıştır. Davacının öncelikle sözleşmeden kaynaklanan şahsi alacak haklarını ancak sözleşmenin diğer taraflarından talep ederek somutlaştırması ve sonuçta doğan hakkını tahsil edememe durumunun gerçekleşmesi gerekir....

                    Kısa bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki borçlunun (arsa sahibinin) rızasını gerektirmeyen yeni alacaklı (üçüncü kişi) ile eski alacaklı (yüklenici) arasında yazılı olarak yapılması zorunlu hukuki işlemdir. Yüklenicinin kişisel hakkını temellük eden üçüncü kişi de alacağın temliki hükümlerinden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı ileri sürebilir. Zira alacağı devralan kişi evvelki alacaklının yerine geçer. Borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak artık onun hakkı olur. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin alacağı olan gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Bütün bu açıklamalara göre davacı ile yüklenici şirketin imzaları bulunan 7.10.2005 günlü sözleşmenin bir alacağın temliki sözleşmesi olduğu duraksamadan kabul edilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu