Noterliği'nin 21.07.2019 tarih ... yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile ... eski plakalı ... yeni plaka numaralı aracın 120.000,00-TL bedelle davalı ... tarafından davacı ... San. A.Ş.'ye satış yapıldığı, davacı tarafında EFT yoluyla 19/07/2019 tarihinde " ... plakalı araç kapora bedeli" 21/09/2010 tarihinde " ..., ... plakalı araç bedeli" açıklamasıyla davalıya 128.000,00- TL bedel gönderildiği,davaya konu araç satış sözleşmesi noter huzurunda düzenleme şeklinde noter sözleşmesi ile yapılmış olmakla HMK'nın 204....
Mahkemece dosya üzerinden alınan hukukçu bilirkişiden rapor alınarak, davacının davalı şirketi zarara uğrattığı ve davacının bu eylemi kasıtlı olarak gerçekleştirdiği, aracın satış bedelinin daha yüksek olduğu hususlarının işverence kanıtlanmadığı, davacının arkadaşına satılan aracın şirketin satış prosedürüne uyulmaksızın veb sitesinde 3 günlük süre ile yayınlanması gerekirken, bu gerekliliğe uyulmaksızın davacı tarafından aracın satışının gerçekleştirildiği, davacının şirketin satış prosedürüne uymaksızın satış gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine ulaşılmış olup davacının bu eyleminin 4857 sayılı yasanın 25/2.maddesi kapsamında ve ağırlıkta bulunmadığı, davacının şirketin satış prosedürüne uyulmadan gerçekleştirdiği araç satışı sebebiyle işyerinde iş akışının engellediği, işyerinde olumsuzluklara sebebiyet verdiği, bu şekilde işverenin geçerli fesih şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, noterde yapılan kira sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine ilişkindir. Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmaları olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında muvazaanın unsurları: tarafların gerçek iradeleri ile beyanları arasında kasdî uygunsuzluk olması, üçüncü kişileri aldatma niyeti ve tarafların üçüncü kişilere gerçek dışı bir görüntü yaratma hususunda anlaşmalarıdır. Muvazaa ispat edildiğinde, yapılan sözleşme mutlak butlan ile batıl olacağından hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Bu nedenle muvazaa iddiasını sözleşmenin tarafları ileri sürebileceği gibi hukuki yararı bulunan aynî ve şahsi hak sahipleri de ileri sürebilirler....
olan diğer davalılara devrini gerçekleştirmiş ve tapuda satış sözleşmesi varmış gibi işlem yaptığını, müvekkili davacı miras sebebiyle doğacak hukuki yararını kaybetmemek için "Muvazaa Sebebiyle Tapu Tescilinin İptali Davasını" açtığını, aksi takdirde müvekkilinin miras payı talep edebilmesi ve bu payı elde edebilmesi imkansız hale gelinceye kadar davalılarca muvazaalı olarak 3. kişilerle satış ve devir işlemleri yapılmaya devam edeceğini, Dosya kapsamındaki davalılara karşı aynı sebeplerle müvekkilinin kardeşlerinden Mine Şıvğa da Adana 5....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vekaletin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasıyla araç satış sözleşmesinin iptali ile araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 989 uncu maddesi; " Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyet, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabilir. Bu taşınır, açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya satanlardan iyiniyetle edinilmiş ise; iyiniyetli birinci ve sonraki edinenlere karşı taşınır davası, ancak ödenen bedelin geri verilmesi koşuluyla açılabilir. Diğer konularda iyiniyetli zilyedin haklarına ilişkin hükümler uygulanır." hükmünü içermektedir. 3....
bankadan mal kaçırdığını belirterek yargılamanın kesinleşmesi süresine kadar 34 XX 273 plakalı araç üzerinde müvekkili banka lehine ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir şerhi tesisine, davalılar arasındaki ilişkinin namı müstear ilişki olması sebebiyle, davanın kabulü ile 06/06/2018 tarihli tasarrufun iptaliyle ilgili araç üzerinde lehlerine cebri haciz ve satış yetkisi tanınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/2387 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
ın da ...... olması sebebiyle muvazaalı işlemden haberdar olduklarını ileri sürerek, ......nun 45/48 hissesinin iptali ile ......... adına veya mirasçıların veraset belgesindeki miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Davalılardan ......; kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Davalılardan ......... ile ......; .........in gerçek amacının ......'a bağış yapmak olduğunu, ancak ......da satış gösterdiklerini, devir karşığında para verilmediğini ,bu nedenle davaya bir diyeceklerinin olmadığını bildirmişlerdir. Mahkemece, muvazaanın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "......... muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve ......lu taşınmazını devretmek istemektedir....
Noterliğinin 3047 yevmiye ve 25/05/2010 tarihli araç satış sözleşmesinin iptalinin gerektiği, bu sözleşmenin iptali üzerine diğer sözleşmelerin de dayanaksız olacağı, davanın haklı ve yerinde olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne Afyonkarahisar 4. Noterliğinin 3047 yevmiye ve 25/05/2010 tarihli araç satış sözleşmesinin ve Aksaray 2. Noterliğinin 26/05/2010 tarih ve 7225 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin iptaline, davaya konu 34 XX 898 plaka sayılı aracın davalı T3 adına olan trafik kaydının iptali ile T1 adına tescili ile davacıya teslimine karar verilmiştir....
Davacılar, davalılar ile pay devreden önceki malikin tapuda yaptıkları trampanın gerçekte satış olduğunu bu işlemden sonra yapılan satışlar da dahil yasal önalım hakkını kullanmak istemişlerdir. Aşamalardan geçen yargılama sonunda İstinaf Dairesi tarafından trampanın aksinin ispatlanamadığından paydaş olan davalıların sonraki satışlarına karşı da önalım hakkı kullanılamayacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilerek davanın reddine karar verilmiştir. Önalım hakkının kullanılabilmesi için gerçek bir satış sözleşmesinin bulunması gerekmektedir. Satış niteliği olmayan temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Ayrıca davacı tapudaki işlemin tarafı olmadığından, tapuda trampa şeklinde gösterilen işlemin muvazaalı olduğunu, gerçekte satış olduğunu ileri sürebilir. İşlemde muvazaa yapıldığını ileri süren davacı bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir....