tan xx xxx xx plakalı 2006 mode...marka aracı 14.000,00TL karşılığında 28.05.2013 tarihli sözleşme ile satın aldığını, aracı sigortalatmak istediğinde aracın pert kaydının olduğunu öğrendiğini belirterek satış sözleşmesinin iptaline, ödediği 14.000,00TL'nin yasal faziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... diğer davalının vekili sıfatıyla aracın satışını yaptığını, sözleşmenin tarafı olmadığını savunmuş, davalı ... ise davacının aracı test ederek aldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, araç satış sözleşmesinin iptaline, 14.000,00TL'nin aracın iade tarihinden başlayacak yasal faziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... Yalkı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava araç satış sözleşmesi ile satışı yapılan aracın pert olması nedeniyle sözleşmenin iptali ve araç bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece, davalı ...'...
dan satın alındığını, araç bedeli banka hesabına yatırıldıktan sonra araç malikinin yetkilendirdiği ...'a teslim edildiğini iddia etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin araç maliki davalı ... Şti.'nin Eyüp ... Noterliğinin 24/07/2009 tarih ... yevmiye no.lu vekaletnamesi ile yetkilendirdiği ... ile davacı arasında yapıldığı, her ne kadar araç bedeli olarak kararlaştırılan 8.750,00-TL davalı ...'un hesabına yatırılmış ise de, sözleşmenin tarafı davalı ... Şti. olduğu ve dosyaya sunulan 07/07/2009 tarihli tahsilat makbuzuna göre, davalı araç malikinin yetkilendirdiği ...'a araç bedelinin ödendiği gerekçesiyle , davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Davacı birleşen dava ile ilgili olarak verilen bu kararı da istinaf etmiştir. Harici satış sözleşmesi 07/07/2009 tarihli olup,satış bedelinin davacının vekili ...'...
“Muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibarıyla nispi muvazaa türüdür. 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İBK'da değinildiği gibi, bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'nun 19. (BK 18.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri kabul edilmektedir....
Noterliğinin 05506 yevmiye numaralı 23/05/2016 tarihli araç satış sözleşmesinin ve satış işleminin iptali ile aracın müvekkili adına kayıtlı olduğunun tespiti yapılarak aracın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkili ile dava dışı T5 arasında Kadıköy 18.Noterliği'nin 12774 yevmiye numarası ile 23.05.2016 tarihinde araç satış sözleşmesi imzalandığını, anılan araç satış sözleşmesinin Karayolları Trafik Kanunu'nun 20.maddesi ve diğer yasal mevzuatlara uygun olarak düzenlendiğini, müvekkilinin resmi satış sözleşmesi ile satın alınan bir aracı satın aldıklarını, araç bedelini alınmadığına ilişkin iddiaların sözleşmenin tarafı olmayan müvekkili bağlamayacağını, davacı tarafın araç satış bedelini aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "Davanın reddine" yönelik karar tesis edilmiştir....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır....
dava konusu taşınmazın davalıya satış değeri ile piyasa değeri arsındaki fahiş farkın da satışın muvazaalı bir şekilde yapılmış olduğunun diğer bir göstergesi olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının muvazaa nedeniyle iptali ile müvekkillerinin miras payları oranında tapuya tescilini, dava kabul edilmediği takdirde müvekkillerinin saklı paylarını aşan kısmın iptali, tenkisi ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2020/1942 sayılı dosya ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, alacağın davalı borçlu ile yapılan taşınmaz satış sözleşmesine istinaden devredilen davaya konu 29 adet dairenin satış bedelinin tahsil edilememesinden kaynaklandığını, davalı borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla söz konusu 29 taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere TBK 19 hükmü gereğince davanın değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken muvazaa olgusu hiç değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
maddesinde Aile Mahkemelerini Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında yazılı dava ve işlere bakmakla görevli kılmış ise de, Türk Medeni Kanununun İkinci kitabında eşler arasındaki mal rejimlerinin tasfiyesine ilişkin hükümler yer almış olup, eşlerden birinin tasfiye isteyebilmesi için evlilik birliğinin ölüm, boşanma veya iptal sebebiyle sona ermiş olması veya tarafların bir sözleşme ile yeni bir mal rejimini seçmiş olmaları gerekmektedir. Başka bir ifadeyle Aile Mahkemeleri, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra karı-koca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklara ilişkin olan davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda; dava satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazın edinilmiş mal kapsamın da ve Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında yer alan eşler arasındaki mal rejimlerinin tasfiyesi kapsamında bulunduğundan söz edilemez....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, paydaşı olduğu 54 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkına engel olmak için muvazaalı olarak bedelin yüksek gösterildiğini, satışa ilişkin bir bildirim yapılmadığını keşif ile belirlenecek değer üzerinden önalım hakkını kullanacağını ileri sürerek, payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir. Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kabul edilip bilirkişinin saptadığı bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
iptali talepli davasının öncesinde Küçükçekmece 5 Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/177 Esas ve 2016/59 Karar (yeni no: 2020/363) numaralı, huzurda görülen dava ile aynı ölünceye kadar bakma sözleşmesi sebebiyle muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil terditli olarak tenkis talepli davada haklı bulunduğunu muris muvazaasının sabit görüldüğünü, bu şekilde hükme bağlandığını, kararın istinaf edildiğini ve kaldırıldığını bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muris muvazaası nedeniyle iptali davasını açıldığını belirterek muris muvazaası sebebiyle ;Davalı T4 ile müteveffa T6 arasında yapılmış Bakırköy 15....