Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3.kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de, davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı vekili tarafından dava konusu taşınmaz için önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda davacılar bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacılar satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil DURUŞMALIDIR. K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık mahkemenin nitelendirmesine göre muvazaa sebebiyle tapu iptali ve Pozantı noterliğinin 04.01.2008 tarih 18 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, haczin ve satış sözleşmesinin aynı günlü olduğunu belirterek davanın reddini, karşı dava olarak da borçlunun davaya dahil edilerek 21.01.2009 tarihli araç satışına ilişkin tasarrufun iptalini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; 2918 sayılı KTK 20/d maddesi gereğince araç mülkiyetinin hacizden önce davacı 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle istihkak iddiasının kabulüne, karşı davanın harcı yatırılmadığı ve usulüne uygun açılmadığı gibi, muvazaa iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 10.08.2009 tarihli ek kararla davalı -karşı davacı vekilinin temyiz talebi eksik karar harcının süresi içinde yatılmadığı gerekçesiyle reddedilmiş davalı -karşı davacı vekili tarafından ek karar temyiz edilmiştir....
Davacı T1 tarafından davalı borçlu T7 aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/250777 esas sayılı takip dosyasında ödenmeyen araç satış bedellerine dayalı olarak toplam 626,800 TL alacak üzerinden başlatmış olduğu icra takibinde borçluya ödeme emri tebliğ olunarak takip kesinleşmiştir. Tasarrufa konu 34 XX 573 plakalı traktör davalı T7 adına kayıtlı iken 09.10.2020 tarihli noter araç satış işlemi ile davalı T5 50.000,00 TL bedelle, 11.11.2020 tarihli noter araç satış işlemi ile de davalı T5 tarafından davalı T3'ya 90.000,00 TL bedelle devredilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinin kararı ile; "...Somut olayda kredi sözleşmesinin imzalanma tarihi 13/03/2012 olup tapu kayıtlarında y...Somut olayda kredi sözleşmesinin imzalanma tarihi 13/03/2012 olup tapu kayıtlarında yapılan incelemede dava konusu taşınmazın davalılardan T.C kimlik numaralı Aynur Atar tarafından nüfus kaydına göre torunu T.C kimlik numaralı Aynur Atar'a 11.02.2015 tarihinde satış göstermek suretiyle 4.800,00 TL bedel ile sattığı mahkememizce yapılan keşif ile dava konusu taşınmazın devir tarihindeki bedelinin 21.264,28 TL olduğu, davalıların babaanne-torun ilişkisinin bulunduğu devir tarihinde torun olan Aynur Atar'ın 18 yaşında olduğu ve dava konusu taşınmazı satın alacak maddi gücünün bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca kredi sözleşmesi sebebiyle borçlu Aynur Atar ile torun Aynur Atar'ın akrabalık ilişkisinin yakınlığı sebebiyle borçlu Aynur Atar'ın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla söz konusu devri yapmış olacağını...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2014 NUMARASI : 2013/260-2014/135 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı Selver Şahbaz'ın kayden maliki olduğu 608 parsel sayılı taşınmazı, satış suretiyle davalı Salim'e temlik ettiğini, onun tarafından davalı Döne'ye, sonra da davalı Orhan'a devredildiğini, bütün devir işlemlerinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu iptali ve miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar Orhan ve Döne, murisin tedavi giderleri ve sosyal güvencesinin olmaması sebebiyle çekişme konusu taşınmazın gerçek bir satış işlemi ile davalı Salim'e satıldığını, sonra da taraflarından bedeli ödenerek alındığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı Salim ise taşınmazı murisin ricasıyla davalı Orhan'a vermek kaydıyla edindiğini, para alış verişi olmadığını beyan etmiştir....
Taraflar arasında ----- numaralı tesisat için 19/09/2022 tarihli parakende satış sözleşmesi yapıldığı, davalı şirket yetkilisi ----- tarafından borçtan muaf sözleşme yapılmak istendiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır. Dava dışı şirket ile davacı arasında 23/12/2019 tarihli sözleşme yapıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak abonelik sözleşmesinin iptali istemine ilişkin huzurdaki dava açılmıştır.TBK Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler başlığında düzenlenen 19. maddesinde; "Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz." şeklinde düzenlenmiştir....
Davalı T4 cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde öne sürülen iddiaların asılsız olduğunu, araç satışının hukuki çerçevede Noter huzuurnda yapıldığını ve gerçek bir satış olduğunu, muvazaalı bir işlem olsa aracı tanımadığı diğer davalı T3 değil bir yakınına satacağını, araç satış bedelinin aracın gerçek fiyatı olduğunun da muvazaa iddiasını ortadan kaldıracağını, icra dosyasında kendisine usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; satışın muvazaalı olduğunu, devir ve el değiştirmelerin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, satışa ilişkin ödeme yapıldığına dair dosyaya delil sunulmadığını, davalının kötü niyetli olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Muvazaa davacı şirketi temsilen eski yönetici ortak ile davalı arasındadır. Davacı şahıs, zarar uğratılan ortak olarak üçüncü kişi konumunda olup, muvazaayı her türlü delil ile ispat edebilecektir. Davacı, taraflar arasındaki muvazaayı yeterli ölçüde hem sözlü hemde yazılı delillerle ispat etmiştir. Bu nedenle davaya konu gayrimenkul satış sözleşmesinin muvazaa sebebiyle de iptaline karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hem yetkisiz satış, hemde muvazaa iddiasını incelemeksizin davanın reddine karar veren yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan Dairemiz sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, araç satış sözleşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 3.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 3.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 29.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....