"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.04.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacının dayanağı ......
Noterliğinin 24/09/2021 tarih, 08977 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin davacı tarafından gündeme getirildiğini, böylelikle davacının iddialarını, rehin sözleşmesinin dayanağı olan satış sözleşmesine dayandırdığını, bunu açık bir şekilde kabul ettiğini, satış sözleşmesinin 53.000,00 TL, rehin sözleşmesi 145.000,00 TL olup davacının ayrıca iddiasına göre araç satışı gerçekte 185.000,00 TL olduğunu, gerçek iradenin 185.000,00 TL ise diğer noter belgelerinde bildirilen rakamların muvazaalı anlamına geldiğini, davacının iddialarına göre ortada geçerli bir rehin sözleşmesi bulunmadığını, muvazaanın bu mahkemenin konusu olmadığı için tartışılmaya açılmamış olsa da kararda değinilmesinin, kabul beyanı nedeniyle davanın reddi gerekeceğini, mahkemenin icra takibinde sunulmayan bir belgeye dayanarak hüküm kurma yoluna gittiğini, davacının iddialarının karşısında müvekkilinin hiç bir şekilde muaccel olmuş borcu bulunmadığını, bütün borçların ödendiğini, Halkbankasına sunulan olan senetler dışında...
Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazda davacı ve davalı pay malikidir. Davalının bu payı dava dışı önceki paydaşdan edindiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşifte, mahkemenin gözlemi olarak taşınmaz üzerinde 3 katlı konut olarak kullanılan bina bulunduğu, zemin katta davacılardan ...’nun, birinci katta ...’nun, ikinci katta ise ...’nun oturduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davalının eylemli paylaşım savunması bulunduğuna göre eylemli paylaşım olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğimin araştırılması gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ...’nun aleyhine açılan tazminat davası sonucu hükmedilen tazminatın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı .... Plakalı aracı 24.3.2010 tarihinde davalı ... Lojistik Hizm. Tic. Ltd. Şti.’ne sattığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek iptali ile trafik kaydının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliği'nin 18/07/2003 tarihli araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tescil işlemi yaptırmadığını, aracın üzerine haciz konulduğunu müvekkiline ait ... plaka sayılı araca ilişkin haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili; davacının, borçlu ...ın babası olduğunu, aralarında gerçek bir satış ilişkisi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaya konu ... plakalı aracın mülkiyetinin 18.07.2003 tarihinde Noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile davacıya intikal ettiği, satışın .. Şube Müdürlüğü'ne işlenmemiş olması sebebiyle aracın mülkiyetinin davacıya geçmesinden yaklaşık 10 yıl sonra araç üzerine 20/03/2013 tarihinde haciz konulduğu, davalı alacaklı vekilinin davacı ile borçlu arasında muvazaalı işlem yapıldığı savunmasını kesin ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. 1086 sayılı HUMK’nun 290. maddesinde, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte olan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı HUMK’nun “İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayriresmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı 17.10.1991 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak çekişme konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalılar, aynı tarihli adi yazılı sözleşme ile satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini yitirdiğini savunmuşlardır....
Somut olayda, Mahkemece karar duruşmasında davanın kabulü ile dava konusu 29.04.2013 tarihli 6765 sayılı araç satış sözleşmesinin iptaline karar verildiği açıklanmasına rağmen gerekçeli kararda davalılardan ... aleyhine açılan satış sözleşmesinin iptali davasının kabulü ile ... plaka sayılı araca ilişkin 29.4.2013 tarihli 06765 sayılı araç satış sözleşmesinin iptaline diğer üç davalı aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, aracın davacı adına tescili talebinin reddine karar verilmiş olduğu görülmektedir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ Taraflar arasında görülen davada; Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları ...’nın ...plaka sayılı ticari otobüsü ve ticari plakasını muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle 03.12.2012 tarihinde davalı gelinine devrettiğini, temlikin bedelsiz olup, asıl amacın bağış olduğunu, ayrıca temlik tarihinde mirasbırakanın alzheimer hastası olduğunu ileri sürerek miras payları oranında ticari plaka satış sözleşmesinin iptaline, olmadığı takdirde saklı paylarının tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu aracı ve ticari plakayı mirasbırakandan bedeli karşılığı satın aldığını, temlikin muvazaalı olmadığını, mirasbırakanın terekesi dikkate alındığında davacıların saklı paylarına herhangi bir tecavüz olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ülkemizdeki genel uygulamasının, arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan sözleşme uyarınca, yüklenicinin kademeli olarak inşaatın devamı sırasında, arsa sahiplerinin vereceği satış yetkisi ile kendisine düşecek bağımsız bölümün satışını yapabildiği ve yüklenicinin gösterdiği alıcıya arsa sahipleri tarafından dairelerin arsa payları oranında tapusunun devredildiğinin bilindiği, burada yüklenicinin satış yapmayarak, dairenin tapu kaydını sözleşmede belirtilen koşullarda edimini ifa ettiğinde kendi üzerine almasının istisna olduğu, genellikle yüklenicilerin, tapu kaydını almadan, satış yaparak arsa sahiplerince de tapuda devir işleminin yapıldığı, bu olgular ışığında dava konusu bağımsız bölümün ilk olarak davalılardan A.. A..'a 21.11.2005 tarihinde resmi senet ile satıldığı, bu senette A.. A..'ın alıcı, N.. Y.., A.. Ş.. ve B. D.'...
Dava,vekaleten yapılan Noter satış sözleşmesinin iptali ve araç mülkiyetinin tespiti ile davacı adına tescili talebine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde, aracın iradesi yanıltılarak,araç bedelinin ödeneceği vaadiyle kendisinden araç satışı için vekaletname alınarak bedeli ödenmeden verilen vekaletnameye istinaden vekil tarafından noter satışı yapılarak adına kayıtlı aracın elinden çıktığını belirterek eldeki davayı açmıştır....