Noterliğince yapılan 06 Kasım 2009 tarihli 19988 yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin iptali ile davacının ödemiş olduğu 18.900,00 TL'nin aracın davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu aracın davacı adına olan trafik kaydının iptali ile davalı adına trafik tescilde kayıt edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olması nedeni satış sözleşmesinin iptali ile ödediği satış bedelinin davalıdan tahsilini istemiş; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 10.10.2005 tarihli biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ..., taşınmaza hükmen mirasbırakanı Salih Arifoğlu’nun malik olduğunu, davada dayanılan sözleşmenin muvazaalı düzenlendiğini, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, savunmada bulunmamışlardır. Birleşen davada davalı ve davacı ..., satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı yapıldığını, 07.06.2001 ve 10.10.2005 günlü satış vaadi sözleşmelerinin iptalini istemiştir. Mahkemece, asıl dava reddedilmiş, birleşen dava kabul edilerek dava konusu sözleşmelerine iptaline karar verilmiştir....
c-Tarafların Beyanları ile İradeleri Arasında İsteyerek Meydana Getirdikleri Uyumsuzluğu Açıklayan Muvazaa Anlaşması: Muris muvazaasındaki muvazaa anlaşması, miras bırakan ile karşı taraf arasında görünüşte yapılan sözleşmenin niteliğini değiştiren sözleşmedir. Muvazaa sözleşmesi hiçbir şekil koşuluna bağlı değildir. Yazılı yapıldığı gibi çok kez de sözlü yapılabilmektedir. Uygulamada muvazaa anlaşmasının çok zaman gizli sözleşme ile bir arada, hatta onunla iç içe yapıldığı görülmektedir. Ancak gizli sözleşme ile birlikte yapılması muvazaa sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olması niteliğini ortadan kaldırmaz. Gerek "taraf" gerekse "muris muvazaasında" muvazaa anlaşmasının varlığı muvazaanın oluşması için şarttır. Muvazaa anlaşmasını miras bırakan bizzat veya vekili aracılığı ile yapabilir. Miras bırakanın görünüşteki sözleşmeyi bizzat yapması, muvazaa anlaşmasını vekili aracılığı ile yapmasına engel teşkil etmez....
Davacılar vekili, davalının murisi Hüseyin ile davalı arasında düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesine istinaden tapunun 803 ada 2 parsel ile 873 ada 1 parsel de kain taşınmazların 1\2 payının davalı adına tescil edildiğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesini davacıları miras paylarından mahrum etmek amacıyla yapıldığını bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ile 873 ada 1 parsel ile 803 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki davalının 1\2 payının iptali ile adlarına tescili isteminde bulunmuşlardır. Davalı vekili, muris ile karı-koca olmaları sebebiyle ölünceye kadar bakma sözleşsinin geçersiz sayılamayacağını, eş olmanın yüklediği bakım yükümlülüğünün çok üzerinde murise baktığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; eski malikler ... ve ... ile davalının eşi ... arasında ... 3.Noterliğince düzenlenen 16 Haziran 2010 gün ve 12995 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirlenen değer, 23/09/2011 tarihinde yapılan şufalı payların satışındaki değere esas olamaz.Tanıkların beyanları satış vaadi sözleşmesine ilişkin olup, muvazaa iddiası yönünden görgüye dayalı değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2023 NUMARASI : 2022/311 E - 2023/312 K DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; T.C. Bakırköy 29. Noterliğinde yapılan 13851 No'lu Araç Satış Sözleşmesinin iptaline, 34 XX 439 plakalı aracın müvekkilimiz T1 adına mülkiyetinin tespitine, 34 XX 439 plakalı aracın Yediemin olarak müvekkili T1'a verilemesine, Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere müvekkili T1'ın yargılama aşamasında bilirkişiler marifeti ile tespit edilecek tüm maddi zararının tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırılmak HMK. md. 107 kapsamında arttırılmak üzere şimdilik kaydı ile 1.000- TL maddi tazminatın 04/07/2022 tarihinden itibaren yasal faizle birlikte tahsilini dava ve talep etmiştir....
lehine delil olma özelliğine sahip olduğu tespit edilmiş olup davalının ticari defter ve kayıtlarında araç satış bedelinin ödendiğine dair kaydın bulunmadığı, davalının satışa konu edilen araç satış bedelini ödediğine dair Üsküdar ..........
nun 382/6. madde olarak "kıymetli evrakın iptali"ne ilişkin taleplerin çekişmesiz yargı "işi" olduğu belirtilmiş ise de, ..... Noterliğinin 04.04.2002 tarih, ..... Y.Nolu kati satış sözleşmesi ile davacı tarafından satın alınan aracın tescilinin yapılamadığı (satın alınamadığı) halde kati satış sözleşmesi nedeni araç satılmış gibi, vergi tahakkuk ettirildiğinden söz edilerek, vergi kararının ödenmemesi nedenine dayalı kati satış sözleşmesinin iptali davası, menfi tespit niteliğinde olduğu,zayi nedeni ile iptali olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek satılan payın iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin ... parsel nolu taşınmazın paydaşı olduğunu ve diğer paydaşlardan ...'ın 348949/4247376 payını 24.03.2010 tarihinde 130.000.-TL bedelle davalı ...'ya sattığını ancak satış bedelinin muvazaalı olduğunu, gerçek satış bedelinin 50.000-TL olup, bu bedel üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini bildirmiş, davalı payının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı vekili gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen miktar olduğunu, bunun aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğinden davanın reddini savunmuştur....
Davaya konu taşınmazın tapu kaydının ve devir senedinin yapılan incelemesinde; 09/07/2020 tarihinde muris tarafından davalıya ölünceye kadar bakma akdi yapılmak suretiyle devrinin sağlandığı, taşınmazın davalı Hatice adına kayıtlı olduğu, davaya konu aracın devrine ilişkin Nevşehir 6.Noterliğinin 09/07/2020 tarih 12954 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin incelenmesinde ise, aracın 20.000,00- TL bedel karşılığında davalı Sadetdin'e devredildiği anlaşılmaktadır. Dairemizce istinaf sebepleri ve kamu düzeni nazara alınarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....