"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.02.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosyanın davacıları ... vd. vekili tarafından davalı ... aleyhine 30.10.2008 gününde verilen dilekçe ile muris muvazaası nedeniyle sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 03.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaasına dayalı olarak iptali isteğine ilişkindir....
ye kayyum heyeti atandığını, atama işleminden sonra şirket bünyesinde yapılan geçmişe dönük araştırmalarda muvazaalı işlemler yapıldığı, şirketin mal varlığının boşaltıldığının anlaşıldığını, şirket adına kayıtlı olan aracın 06/11/2015 tarihinde şirketin o tarihte çalışanı olan davalıya kasko değerinin altında satıldığını, satış bedelinin şirkete ödenmediği, ancak satış işlemine rağmen şirketin aracı kullanmaya devam ettiğini, bahse konu araç satış işleminin muvazaalı olup mal kaçırmak amacıyla yapıldığını zira aynı gün birden fazla aracın çalışanlara satışının aynı noterde yapıldığını iddia ederek, öncelikle dava konusu aracın üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacıyla trafik kaydına tedbir konulmasına, yapılan araç satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile şirket adına tesciline karar verilmesi talep edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2017/1109 ESAS KARAR NO:2023/742 DAVA: Sözleşmenin İptali-Tescil DAVA TARİHİ: 02.12.2016 KARAR TARİHİ: 03.10.2023 Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali-Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında-----bedelle satılması konusunda anlaşldığını, mülkiyeti muhafaza kaydı ile ------ yevmiye numaralı satış sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı tarafın işbu sözleşme gereğince araç bedelini ödeme günü geldiği halde ödemediğini, dava konusu aracın trafikte kaydının davalı adına olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ---- plakalı araç için mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan ------ yevmiye numaralı satış sözleşmesinin iptali ile araç kaydındaki haciz ve sair diğer takyidatların terkini ile aracın müvekkile kayıt ve şerh olmaksızın tesciline, öncelikle aracın fiilen trafikten men edilerek müvekkiline teslimi yolunda ihtiyati tedbir...
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalıya ait aracı 11.6.1999 tarihli noter senedi ile satın alıp bedelini ödediğini, davacının aracın trafik kaydını yaptırmak istediğinde davalının borcundan dolayı rehinli olduğunu anladığını, bunun üzerine aracı davalıya iade edip, parasını geri aldığını, ancak aracın noter satış sözleşmesinin vergi dairesine bildirildiği için araç ile ilgili vergi ve cezaların davacıya geldiğini, aracın 2000 yılından beri davalıda olmasına rağmen vergi ve cezaları ile sorumlu olmak istemediğini belirterek, 11.6.1999 tarihli noter satış sözleşmesinin geriye dönük olarak düzenleme tarihi itibariyle iptalini talep etmiştir. Davalı cevabında, araç üzerinde bulunan rehnin kaldırılması için davacının talebinin bulunmadığını beyan etmiştir....
ya satmayı vadettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödendiğini ve taşınmazın zilyetliğinin devredildiğini, satış vaadi sözleşmesinin 27.03.2001 tarihinde tapuya şerh edildiğini, daha sonra taşınmazın 08.11.2013 tarihli 9027 yevmiye No'lu işlem ile verasete iştirak halinde ...'ın mirasçıları davalılara intikal ettiğini ve şerhin de terkin edildiğini, vaat borçlusu mirasçılarının da verasete iştirak halindeki bu hisselerinin tamamını 08.11.2013 tarih ve 9040 yevmiye No'lu satış akdi ile 30.000,00TL bedelle durumu bilen diğer davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Satış vaadi borçlusu ...'...
Taraflar arasında tanzim edilen ....Noterliği tarafından düzenlenen 26/04/2019 tarihli ... yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin yapılan incelemesinde; davacı ... Ulaşım şirketine ait ... plakalı ... marka otomobilin 660.000,00 TL bedel ile alıcı ... Otomotiv şirketine hali hazır durumu ile satılarak bedelin alındığı ve aracın teslim edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından noter satış sözleşmesi ile davalı şirkete satılarak teslim edilen aracın bedelinin bir kısmının ödenmediği iddiasıyla tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Satış sözleşmesi, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya 660.000,00 TL bedelle aracın satıldığı hususunda ihtilaf yoktur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinin ayıp nedeni ile iptali ile, davalıya ödendiği belirtilen satış bedelinin tahsiline yönelik alacak davası olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilafa konu olan, ...plakalı aracın (satıştan sonra ... plakayı almıştır) dava dışı...Ltd Şti tarafından ...Ltd Şti' nden satın alındığı ve bedelinin dava dışı ... Ltd Şti ile davalı ... Aş arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi ile ödendiği, dava dışı kiracı şirketin kira bedellerini ödeyememesi üzerine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin fesih edildiği ve kiracı tarafından alıcı olarak bulunan davacıya araç satışının yapıldığı, daha sonra sözkonusu araca yurda kaçak sokulması nedeniyle ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava sebebiyle el konulduğu, ve bu nedenle araç satımında ayıplı ifa söz konusu olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan 01.04.2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile 34.441,00TL bedelle araç satın aldığını, 26.08.2014 tarihinde araca kasko sigortası yaptırmak istediğinde aracın perte ayrıldığını öğrendiğini, davalı satıcının bildirdiği niteliklerin araçta bulunmaması nedeniyle davalının satım sözleşmesindeki ayıptan sorumlu olduğunu, araç satış sözleşmesinin feshine, 105,81TL ihtarname gideri ile birlikte araç bedelinden şimdilik 23.500,00TL olmak üzere toplam 23.605,81TL'nin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
İçecek Araç Kira Gıda Taş. Dağ. ve Paz. San. Tic. Ltd Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacının önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacının satış sözleşmesinin tarafı olmaması sebebi ile bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak yüksek mahkemenin konu hakkındaki yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır....