ile dava dışı şirket arasında organik bağın varlığından söz etmişse de organik bağı ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığını beyanla haksız ve kötü niyetli davanın reddini savunmuştur DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. ---- müzekkere yazılarak; Davalı -------- muhasebe kayıtlarının hangi muhasebeci tarafından tutulduğu hususunda müzekkere yazıldığı görüldü....
ile dava dışı şirket arasında organik bağın varlığından söz etmişse de organik bağı ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığını beyanla haksız ve kötü niyetli davanın reddini savunmuştur DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. ---- müzekkere yazılarak; Davalı -------- muhasebe kayıtlarının hangi muhasebeci tarafından tutulduğu hususunda müzekkere yazıldığı görüldü....
Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak, davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu ... no’lu parselden davalı .../... payı 15.000 TL bedelle paydaş ...'den 22/08/2007 tarihinde, .../... payı 10.000 TL bedelle paydaş ...’dan 06/08/2007 tarihinde, .../... payı 50.000 TL bedelle paydaş ... ve .../... payı da 50.000 TL bedelle ...'tan 02.01.2008 tarihinde satın almıştır. Davacı tapuda satış bedellerinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, gerçekte payın 31.050 TL bedelle satın alındığını iddia etmiştir. Davacı, bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir....
Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Somut olayda dinlenen davacı tanıkları, davalı ile pay satanların pay bedelinin ödenmesine ilişkin bilgi ve görgüleri bulunmaksızın sadece dava konusu taşınmazın dönüm değerinin ne kadar olabileceği konusunda fikirlerini beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan 24.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda çekişme konusu payın değeri dava tarihi itibariyle 191.100,00 TL olarak tespit edilmiş, bu değer önalım bedeli olarak kabul edilerek davacıya depo ettirilmiştir. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satanlar arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....
KARŞI OY Dava, menkul satımında bedelde muvazaa sebebiyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, mülkiyeti kendisine ait şehiriçi dolmuşun hattıyla birlikte 03.12.2013 tarihinde davalıya 760.000 TL bedelle satıldığını, ancak davalının sonuncusu 25.07.2014 tarihinde olmak üzere bu miktardan 543.000 TL’lik kısmını parçalar halinde ödediğini, bakiye 217.000 TL’lik kısmının ise ödemediğini ileri sürmüş, davalı ise minibüs ve hattın bedelinin 500.000 TL üzerinden satınalındığını savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 03.12.2013 tarihli noter devir sözleşmesinde, araç bedelinin 40.000 TL, ticari plaka satış bedelinin ise 10.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Aracın ve hattın davacı tarafından satıldığı, davalı tarafından da alındığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Dosyada bulunan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Asıl davada; 09/12/2002 tarih ve 13118 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesi sebebiyle 24/03/2000 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmelerden dolayı yüklenici payına düşen 8 adet dükkan ve 65 adet daireden başka bir taşınmaz devri yapılmış olup olmadığının tespitiyle, yapılmış olan devirlerin muvazaalı ve ana sözleşmenin 12 ve 5. maddeleri hükümleriyle TTK'nın 221,223,233,163,165,176. maddelerine aykırı olduğundan yapılan satışların iptali ve davalı ... İnşaat Kollektif Şirketi adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalılardan tahsili, birleşen davada ise; asıl davaya konu taşınmazda yapılan bağımsız bölümlerden üçüncü kişilere yapılan devirlerin muvazaa sebebiyle iptali istemine ilişkindir....
Örneğin daha az miktarda vergi ödemek için, taşınmazın tapudaki satış değerinin düşük gösterilmesi, şufa hakkının kullanılmasını önlemek kullandığı takdirde fazla kazanç elde etmek maksadıyla görünüşteki (resmi) sözleşmede satış bedelinin fazla gösterilmesinde muvazaa vardır. Açıklandığı üzere taraflar görünüşteki sözleşmeyi yapmayı ciddi olarak istemekte ve niteliğinde de anlaşmaktadırlar. Ancak burada bedel, gerçek bedelden az veya fazla gösterilmektedir. Yani görünüşteki sözleşmenin sadece bedeli değiştirilmektedir. Muvazaa, sözleşmesinin tamamında değil bir bölümündedir. Muvazaa sözleşmesinde şekil koşulu aranmaz. Yazılı veya sözlü yazılabilir. Görünüşteki sözleşme şekle bağlı olsa dahi muvazaa sözleşmesinin yazılı veya resmi şekilde yapılması gerekmez. Görünüşteki sözleşmenin şekle bağlı olması halinde muvazaanın yazılı delil ile ispat edilmesi kuralı muvazaa sözleşmesinin yazılı olmasının geçerliliği için değil ispat edilebilmesi için aranan bir kuraldır....
Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek tapu masrafları ile birlikte 224.606,25 TL bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 30.05.2017 tarihli, 2016/14061Esas; 2017/4519Karar sayılı ilamıyla “... Davacılar, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak davacıların tanıklarından birisi dava konusu taşınmazda kiracı olup satış bedeli konusunda bilgisi olmadığını bildirmiş diğer tanık ise 200.000-210.000 TL'ye satıldığını duydum şeklinde duyuma dayalı beyanda bulunmuştur. Hükme esas alınan ve birbiri ile çelişkili olan raporlardan ikincisi esas alınarak 220.000,00 TL ön alım bedeli olarak kabul edilerek davacıya masrafları ile birlikte depo ettirilmiştir. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/05/2023 NUMARASI : 2023/12 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaa nedeniyle Araç Satış Sözleşmesinin İptali (TBK 19. Maddesi) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı T3 04.06.2023 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında Osmaniye 2. Aile Mahkemesi 2022/666 E sayılı dosyasında derdest boşanma davası ve Osmaniye 1....
Davacı bedelde muvazaa iddiasına dayanmış, mahkemece bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından ve davacının resmi satış bedelini depo etmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Kural olarak davacının, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayabilmesi için yapılacak keşif dışında delil sunması zaruridir. Ancak davacının ibraz edeceği deliller ve dinleteceği tanık beyanları ile davacının bedelde muvazaa iddiası değerlendirilebilir ve neticesine göre bir hüküm kurulabilir. Oysa ki davacının tanık deliline dayanmadığı ve başkaca delil ibraz etmediği anlaşıldığından, bedelde muvazaa iddiasını ispatladığından bahsedilemez....