Silindir aşınması arızasının, ikinci periyodik bakımla arasında illiyet bağı olmadığı, -Tespit konusu aracın imalat hatalı olduğu, imalat hatasının gizli ayıp niteliğinde olduğu, -Tespit konusu aracın motorundaki 1. Silindir aşıntısının kullanıcı kaynaklı olmadığı, -Tespit konusu araç motorundaki silindir aşıntı arızasının onarımının mümkün olmadığı, araç motorunun yenisi ile değiştirilmesi gerektiği tespit ve kanaatimi bildiririm." demek suretiyle aracın gizli ayıplı ve ağır kusur kaynaklı olduğu bilirkişi raporuyla ortaya konulduğunu, üretici firma tarafından her ülke için farklı bakım için km ve yıl belirlendiğini, kullanım kılavuzunun 299 ve 300. Sayfasında hangi ülkelerdeki araçların kaç km ve yıl yahut ayda bakıma ihtiyaç duyduğu belirlendiğini, üretici firmanın araç için vermiş olduğu kullanıcı el kitabının 299....
Dava, ayıp nedeniyle satış bedelinden ayıp oranında indirim talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dava konusunun ticari iş mahiyetinde olduğu, bu nedenle 6102 sayılı Yasanın 23. Maddesi 1- c bendi gereğince 8 günlük süre içerisinde ayıbın ihbar edilmesi gerektiği halde süresinde ayıbın ihbarının yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın HMK 355....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 4.7.2007 gün, 8211-9090 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 11.9.2007 gün 10548-10334 sayılı 19.Hukuk Dairesinin 3.12.2007 gün 8458-10839 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ticari araç satımından kaynaklanan gizli ayıp nedeniyle, aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 19. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracında Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ayıp olarak nitelenecek bir sorun bulunmadığını, boya sorununun imalat hatasından kaynaklandığının kabulü halinde dahi değişimi gerektiren bir durum olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "davacının davasında haklı olduğu sonucuna varılmış ve dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik haklardan olan ayıp oranında bedel indirimi talebinin kabulüne karar verilmiş ve davacının davasının kabulü ile dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik haklardan olan ayıp oranında bedel indirimi tutarı 8.109,30 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı tarafça ayıp nedeniyle seçimlik hakkı ayıp oranında bedelde indirim şeklinde kullanılmış ve ilk derece mahkemesince aldırılan 08/10/2021 tarihli rapor hükme esas alınarak dava neticelendirilmiş ise de; alınan rapor denetime elverişli olmadığı gibi rapordaki değerler aracın satım tarihindeki değerleri olmayıp güncel değerlerine ilişkin olduğundan hesaplama yöntemi de yanlıştır. Bu halde; ilk derece mahkemesince; satıma konu aracın marka model ve durumuna göre satım tarihindeki 100.264 km de olan araç bedeli ile 166395 km deki araç bedeli belirlenmek suretiyle nispi metod yöntemi ne göre satış bedel de indirim miktarı belirlenerek hüküm altına alınması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp olmadığını, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların müşteri memnuniyetsizliğine veya teslimden sonra yapılan işlemlere dayandığını, davacının araçtan yararlanmasını engelleyen veya güçleştiren herhangi bir kusur, ayıp olmadığını, davacının aracı 03.10.2017 tarihinden itibaren sorunsuz şekilde kullandığını, araç boya kalınlık değerleri kapsamında gerek Türkiye’de gerekse dünyada bir boya kalınlık standardı bulunmadığını, ... marka araçlarda boya kalınlık değerlerinin yatay düzlemlerde 400-450 mikrona kadar çıkabildiğini, bu değerlerin üretim standartları ve tolerans değerleri içerisinde olduğunu, Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 17.02,2014 tarihli ... Esas ve ......
KARAR Davacı, davalı ..... den, 04.05.2010 tarihinde 2010 model ... aracı 30.124,00 TL bedelle satın aldığını, aracı satmak istediğinde bilgisayarlı test merkezinde yapılan test sonuçlarına göre aracın sağ ön ve arka kapı ile sağ arka çamurluğun tamamen boyanmış olduğunu öğrendiğini, davalıya müracaatı sonrasında ise araçtaki boya kalınlığının limitler dahilinde olduğu cevabını aldığını, oysaki aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek satın alınan aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini mümkün değilse ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ihbar sürelerine uyulmadığı ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ...Ş. tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı araç nedeniyle ayıpsız misliyle değişim olmadığı takdirde bedel tenzili istemine ilişkindir....
Araçtaki arıza ilk olarak 06.07.2018 tarihinde ortaya çıkmış ve araç hemen yetkili servise götürülmüştür. Sonrasında aynı arıza tekrarlayarak devam etmiştir. Aracın ilk arızası sonrasında yetkili servise başvurusu ayıp ihbarı niteliğindedir.Davacı tarafça yaptırılan delil tespitinde de aracın gizli ayıplı olduğu tespiti üzerine yazılı olarak ayıp ihbarı yapılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu araçlarda üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını ve davacıya sorunsuz bir şekilde teslim edildiğini, DPF filtresinin emisyonların standartlarının sağlanması için bulunduğunu ve bu filtrelerin kullanımının kullanım kılavuzunda detaylı olarak açıklandığını, yetkili servise gelme sebebinin müşterinin DPF dolması sebebi ile ekranda uyarı görmesi olduğunu, uyarı verildiğinde aracın kullanıma devam etmesi durumunda kurum yakla işleminin gerçekleşeceğini ve servise gelmeye gerek kalmayacağını, bu durumun bir ayıp olmadığını ve kurum yakma işlemi için gereken sürüş koşullarının oluşturulması gerektiğini, bunun oluşturulmadığı için sorunun kullanım kaynaklı olduğunu, bu tip kronik bir sorun bulunmadığını, bu hususta kullanım kılavuzunda yeterince bilgilendirme olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu aracın satış tarihi itibariyle ayıpsız ve mahkemece bilirkişi raporu ile tespit edilen ayıplı değerleri tespit edilerek noter satış sözleşmesindeki satış bedeli esas alınmak suretiyle nispi metoda göre ayıp oranında indirim bedelinin hesaplanması gerekirken, keşif tarihi itibariyle davaya konu aracın ayıpsız ve ayıplı değerleri esas alınmak suretiyle, noter satış sözleşmesindeki satış bedeli dikkate alınmaksızın ayıp oranında satıştan indirim bedelinin hesaplanması doğru olmamıştır....