Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar (davalı ve ihbar olunan) arasında araç kiralama sözleşmesinin bulunduğu, tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olduğu, aracın kiracıya teslim edildiği, davalı yönünden araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olmadığı, davalının işletenlik sıfatının devam etmediği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu araç rehin sözleşmesinin geçerliliği bulunmadığını, sözleşmede müvekkilinin imzası bulunmadığını ve şekli şartları taşımadığını, dava konusu hukuki uyuşmazlığın ticari işlemlerde taşınır rehini / araç rehin sözleşmesinin oluşturduğunu, taraflar arasında imzalanmış bir araç rehin sözleşmesi bulunmadığını, rehin sözleşmesinde yazılması zorunlu unsur olan, rehin verenlerden ...'nın isim ve soy isim bilgilerinin doğru yazılmadığını, rehin sözleşmesinde yazılması zorunlu unsur olan, tarafların TC....

      K A R A R Davacı, mülkiyeti davalıya ait olan aracı 02.12.2013 tarihli noter satış sözleşmesi ile 37.900,00 TL'ye satın aldığını, aracı sigorta ettirmek istediğinde aracın pert kaydının bulunduğunu öğrendiğini ileri sürerek, araç satış sözleşmesinin iptali ile araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 27.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı araç satışına ilişkin bedel iadesi davasıdır....

        Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin harcın onama harcından çıkartılmasıyla arta kalan 425.25 YTL’nin temyiz edenden alınmasına, 14.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Asıl dava; haksız fiil nedeniyle davalı adına çıkartılan sahte motorlu taşıtlar ruhsatının iptali ve aracın 3.şahıslara devrinin önlenmesi için trafik kayıtlarına ihtiyadi tedbir konulması istemine; birleşen dava ... düzenlenen 08.08.2011 tarihli araç satış sözleşmesinin sahtelik nedeniyle feshi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı ... vekili, borçlu-davalı ... hakkında yapılan icra takibinin kesinleştiğini, haczedilen malların borcu karşılamadığını, borçlunun Denizli ili Değirmenönü Mah. 1431 ada 6 nolu parseldeki 6 nolu bağımsız bölümü alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla ve kötüniyetli olarak davalı ...'a düşük bedelle tapuda satıp devrettiğini, satış işleminin danışıklı olup bağış niteliği taşıdığını ve iptale tabi bulunduğunu ileri sürerek tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi tanınmasını istemiştir....

                Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir....

                  Her iki taraf aralarında araç servis bakım sözleşmesi bulunmadığını bildirmiş,davacı davalı ile davacının diğer grup şirketi arasında araç servis bakım sözleşmesinin bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının davalı ile araç servis bakım sözleşmesinin bulunmadığı açıktır. Davacı bu hizmeti grup şirketi adına yapmış durumdadır.Bu nedenle davacı ve davalı arasında ticari ilişki bulunmadığı görülmektedir.Ancak araçların iş emirlerinde plaka ve şaşi numaraları ile aracı davacı şirket servisine teslim eden kişilerin isimleri ile teslim alan davacı şirket elemanlarının herbir iş emrinde ayrı ayrı isim ve imzalarının bulunduğu görülmektedir. Davacı tarafça iş emirlerinde belirtilen araçların servis bakımı için işyerine alındığı belirlenmiştir.Birden fazla ticari aracın davacı işyerine bakım için imza karşılığı bırakılmasının nedeni davalı tarafça açıklanmamıştır....

                    Diyarbakır Valiliği'ne şikayette bulunduklarını, şikayet üzerine kooperatif yönetiminde bulunan ... tarafından kooperatif hakkında hileli şekilde icra takibinde bulunulduğunu, kooperatifin de kötü niyetli olarak takibe itiraz etmeyerek aracın haczini sağladığını, aracın yakalanıp, trafikten men edildiğini, ortada açık bir hile bulunduğunu ileri sürerek, 22.12.2006 tarih ve 06418 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu