Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, bu talepleri de kabul edilmediği takdirde araç için yapılan onarım işlemlerinin kasko sigortası kapsamında kaldığının kabulü ile yapılan tüm onarım giderlerinin, aracın servislerde kaldığı sürelere ilişkin uğranılan araç serviste kalma zararının, araca uygulanan hatalı işlemler sebebiyle araçta oluşan değer kaybının bilirkişi aracılığıyla tespiti ile bu bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Buna göre dava konusu araç için mahrumiyet bedelinin güncel fiyatlar(Mart 2022) dikkate alınır ise: 5 gün (onarım süresi) x ... TL = ... TL olduğu tespit edilmiştir. Buna göre dava konusu araç için mahrumiyet bedelinin arıza tarihindeki fiyatlar(Ağustos 2021) dikkate alınır ise: 5 gün (onarım süresi) x ... TL = ... TL olduğu tespit edilmiştir....

    diğer seferlerde olduğu gibi ve özellikle bu sefer üstüne basa basa araçta onarım yapılmasını değil araç değişimini talep ettiğini, Bu konuda davalı firmaya mailler attığını, Ancak buna rağmen davalı firma araçtaki problemleri onardığını beyan ederek müvekkilin aracı servisten teslim almasını aksi halde ihtar çekeceklerini söylediklerini, Bunun üzerine müvekkil dava konusu aracı servisten teslim alırken aynen şu şerhi düşerek aracı teslim aldığını,"onarım değil araç değişimi talep etmemize rağmen talebimiz kabul edilmeyerek araçta onarım işlemi yapılmıştır. araç değişimine dair açtığım ve açacağım tüm dava haklarım saklıdır."...

    Davalı cevabında finansal kiralama sözleşmesi ile Alternatif A.Ş.den kiraladığı aracı onarım için davacı şirkete götürdüğünü, onarım bedelinin sigorta şirketince ödenmesi gerektiğini belirterek husumet itirazında bulunmuş ise de taraflar arasında onarım konusunda akdî ilişkinin varlığını kabul ettiğinden, onarım bedelinden davalı sorumludur. Mahkemece finansal kiralama şirketinin onarım bedelini sigortadan tahsil ettiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Oysa dosyaya giren ihtarname ve sigorta şirketinin cevabi yazılarından davalının kira borçlarına mahsuben ödeme yapıldığı davacı tarafa gerek sigorta şirketince gerekse araç maliki kiralama şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Akdî ilişki eldeki davanın tarafları arasında kurulduğuna göre davalının bu davada taraf sıfatının olduğu kabul edilmelidir. O halde husumet itirazının reddi ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      Davacı taraf, dava konusu kaza nedeniyle oluşan hasar bedelinin tahsilini talep etmiş; mahkeme tarafından 20.07.2015 tarihli sigorta hukukçusu bilirkişinin düzenlediği rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne hükmedilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı tarafça sunulan iki ayrı onarım faturası olduğu, bu faturalar toplamı olduğu belirtilen 9.195,35 TL. hasar onarım bedelinin uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Oysa dosya kapsamı incelendiğinde, davacı tarafça sunulan 10.10.2013 tarihli ve iki sayfadan ibaret faturanın toplam bedelinin 5.806,74 TL. olduğu, faturanın ilk sayfasındaki yekünün, faturanın ikinci sayfasına aktarılması ve bu sayfadaki bedellere ilavesi ile toplam fatura bedelinin 5.806,74 TL. olarak belirlendiği anlaşılmaktadır....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmadan 12.02.2010 tarihinde, 2010 üretim tarihli otomobili satın aldığını, araçta sağ arka kapının açık uyarısı vermesi nedeni ile 15.03.2010 tarihinde yetkili servise başvurulduğunu, gerekli onarım yapıldıktan sonra 29.03.2010 tarihinde arızanın tekrar ettiğini, yine servise müracaat edildiğini, onarım yapılmasına rağmen aynı arızanın devam ettiğini, aynı şikayetle tekrar tekrar servise başvurulduğunu, araçtaki arızanın tamir yoluyla giderilemeyeceğinin anlaşıldığını, ayrıca araçta direksiyon simidinin arızalanması gibi farklı sebepli ayıplarında söz konusu olduğundan müvekkilinin araca can ve mal güvenliği açısından güveni kalmadığını, araçtaki ayıbın üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğunu iddia ederek 42.070,30 TL'lik araç bedelinin yasal faiziyle tahsiline ve 3.000 TL maddi, manevi zararların tazminine bu mümkün değilse aracın misli ile değişimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç bedelinin ödenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan 1.7.2005 tarihinde araç satın aldığını,motor arızası nedeniyle birçok kez servise götürdüğünü, 9.5.2007 tarihinde motor arızası nedeniyle servise teslim ettiğinde motor değiştirme işlemine girildiğini, 30 işgünü geçmesine rağmen aracın tamir edilerek teslim edilmediğini,ayrıca araçtaki esaslı hata nedeniyle aracın kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek, ... olduğu satış bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, onarımın 30 işgünü içerisinde yerine getirilememesinde davacının kusurlu olduğunu, bedel iadesinin yasal koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

            Davacı tarafın onarım bedeli ve araç mahrumiyet bedelinin de ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusuna ilişkin yapılan değerlendirme de; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesiyle, sözleşmeden dönme, bedel iadesi ile birlikte ikame araç bedelinin tahsili talep edilmiş, yargılama esnasında sunulan 28/09/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle özetle, davanın talep kısmında yer alan sözleşmeden dönme haklarını ıslah yoluyla satış bedelinde indirim istemeye dönüştürdüklerini belirterek, sonuç olarak ayıp sebebiyle bedelde indirim ve araç mahrumiyet bedelinin davalılardan tahsili ıslah yoluyla talep edilmiş olup, ıslah dilekçesi içeriğine göre onarım bedelinin davalılardan tahsiline yönelik herhangi bir talebin bulunmaması karşısında, yerel mahkemece talep konusu edilmeyen onarım bedeline yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı vekilinin onarım...

            Davacı, davalı bayiden satın aldığı aracın 6-7 ay sonra başlayan ve aralıklarla devam ederek defalarca yağ eksiltme lambasının yandığını, aracın bitme noktasına gelene kadar yağ eksilttiğini, bazen motorun kendiliğinden stop ettiğini, her seferinde servisçe araca yağ ikmal edildiğini, tamir edildiğinin söylenerek oyalandığını, yağ göstergesinin sürekli yanmaya başlaması üzerine aracını tekrar servise teslim ettiğini, bir aydan fazla kaldığını, servisin arızayı teşhis edemeden arabayı kendisine teslime zorladığını, araç davalı şirketin servisinde iken mahkemece yaptırdığı tespitte gizli ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, çektiği ihtarnameye rağmen araç bedelinin iade edilmediğini, ileri sürerek araç bedeli olan 55.693,22 TL nin ihtar ve aracı teslim ettiği tarihten itibaren faiziyle tahsilini istemiştir. Davalılar aracın ayıplı olmadığını, kalitesiz yakıt kullanıldığını, onarım hakkının kullanılması nedeniyle davanın reddini dilemiştir....

              Fıkra gereğince, bütün masrafların satıcıya ait olması ile onarım bedelini isteme hakkı bulunmakta ve mahkememizce de dosya kapsamına göre makul görülmekle, aracın KDV dahil onarım bedeli yönüyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu