Mahkemece; dava konusu aracın 06.12.2006 tarihinde borçlu tarafından noter satış sözleşmesi ile davacı 3.kişiye satışı yapıldıktan sonra, kural olarak aracın mülkiyetinin davacıya geçmiş olmasına ve araç üzerine satıştan sonra 29.12.2008 tarihinde haciz şerhi konulmuş olmasına karşın, davacının satın aldığı aracın tescil belgesini alması gerekirken, satıştan ve haciz şerhinden çok uzun zaman geçtikten sonra dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, borçlu ile danışıklı işlem yapıldığı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı (3.kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....
Mahkemece; dava konusu aracın 06.12.2006 tarihinde borçlu tarafından noter satış sözleşmesi ile davacı 3.kişiye satışı yapıldıktan sonra, kural olarak aracın mülkiyetinin davacıya geçmiş olmasına ve araç üzerine satıştan sonra 19.1.2009 tarihinde haciz şerhi konulmuş olmasına karşın, davacının satın aldığı aracın tescil belgesini alması gerekirken, satıştan ve haciz şerhinden çok uzun zaman geçtikten sonra dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, borçlu ile danışıklı işlem yapıldığı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı (3.kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....
Mahkemece; dava konusu aracın 06.12.2006 tarihinde borçlu tarafından noter satış sözleşmesi ile davacı 3.kişiye satışı yapıldıktan sonra, kural olarak aracın mülkiyetinin davacıya geçmiş olmasına ve araç üzerine satıştan sonra 10.6.2009 tarihinde haciz şerhi konulmuş olmasına karşın, davacının satın aldığı aracın tescil belgesini alması gerekirken, satıştan ve haciz şerhinden çok uzun zaman geçtikten sonra dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, borçlu ile danışıklı işlem yapıldığı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı (3.kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Davacı 3.kişi dava konusu ......
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/11/2019 tarihinde Güneykaya İş Mak. Hurda İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. adlı firmadan 35.400,00 TL fatura bedeli ile ikinci el iş makinesi satın aldığını, söz konusu satış işleminin noterde yapılmadığını, ilgili firmanın müvekkiline satmış olduğu iş makinesi için fatura düzenlendiğini, taraflar arasında noterde yapılmış bir satış sözleşmesinin olmaması ve müvekkili şirketçe satın alınan söz konusu iş makinesinin müvekkiline ait olduğunu gösterir sahiplik belgesinin de bulunmaması sebebiyle, Ticaret Odasına tescil işlemi için başvuru yapılamadığını, tescil işleminin yapılması için TOBB ile T.C....
Noterliğinden 14/01/2014 tarihinde, 00368 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi düzenlenerek diğer davalı T4 satıldığını, satış işleminin hukuken geçersiz olup iptalinin gerektiği, zira söz konusu satışın gerçekleştiği tarihte, satışı yapan Hilal Güneş şirket yetkilisi olmayıp maliki olmadığı bir aracı Noter vasıtası ile sattığını, davalının 31/10/2013 tarihinde yapılan devir sözleşmesinin ve genel kurul toplantısı ile şirket müdürlüğünden azledildiğini ve bu devir işlemiyle ilgili tescilin de 31/12/2013 tarihinde yapıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını belirterek satış işleminin iptali ve davaya konu aracın müvekkil şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, araç bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.02.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 26.12.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 401 parsel sayılı taşınmazdaki davalı payını satın aldığını ileri sürerek tapu iptali tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuş, davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
İSTİNAFA CEVAP : Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın belirttiği ve müvekkilinin kötüniyetli olduğu iddialarını kabul etmediklerini, noter ehliyetin sahteliğini anlamak için gerekli dikkat ve özeni göstermediğini ve de araç satış işlemini gerçekleştirdiğini, iyiniyetli üçüncü şahıs olan müvekkilinin, aracın bedelini ödediğini ve araç satış sözleşmesini alarak aracı kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin noterde yapılan işleme güvendiğini, aracı aldığı kişileri tanımadığını, olayda aracı satan kişilerin ehliyetinin gerçek mi olduğunu kontrol etmenin müvekkilinin değil, noterin görevi olduğunu, müvekkili aracı satın aldıktan sonra bu takip cihazını farkettiğini, iyi niyetli 3. kişi olan müvekkili aleyhine başvurulan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, noter satış sözleşmesinin iptali ile araç mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti isteğine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 12/09/2013 NUMARASI : 2013/15-2013/454 Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, tarafların hidrolik delicinin satışı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin satış bedelinin tamamını ödemesine rağmen davalının iş makinesini müvekkiline devretmediğini ileri sürerek, hidrolik delicinin malikinin müvekkili olduğunun tespitine ve dava konusu iş makinesinin müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu iş makinesinin müvekkili tarafından 01.02.2005 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi ile ....'...
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirkete ait aracın 03.01.1997 tarihinde noter senedi ile davalıya satılmasına rağmen davalının araç kaydının adına tescil ettirmemesi nedeniyle vergi dairesi nezdinde davacının sorumlu tutulduğunu belirterek aracın mülkiyetinin 03.01.1997 tarihi itibarı ile davalıya intikal ettiğini ve bu tarihten itibaren doğacak vergi mükellefiyeti ile doğacak vergi borçlarının davalıya ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece ... 24.Noterliği'nin 03.01.1997 tarihli 00471 yevmiye nolu kati satış sözleşmesi ile davacıya ait ......
Maddesinde izah edildiği üzre noter satış senedinin düzenlenmesi ile araç mülkiyeti senet alacaklısına geçer. Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere araç mülkiyetinin devri için noterde yapılacak satış yeterli olup Trafik Tescil kayıtlarına devrin işlenmesi yenilik doğurucu bir durum değil açıklayıcı bir işlem olacaktır. İlgili yasal düzenlemeler çerçevesinde dava konusu aracın mülkiyetinin tespiti yönündeki istem değerlendirildiğinde, davacının babasının Massey Ferguson marka traktörü fabrikadan satın aldığını buna ilişkin faturasının kaybolduğunu, traktörün trafikte kayıtlı olmaması nedeniyle plakasının bulunmadığını belirterek traktörün mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....