Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. 2-Onarım masrafları taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise, taşıtın tam hasara uğradığının kabulü gerekir. Yani taşıtın onarımı ya da pertinden hangisi ekonomikse ona hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, eksper raporunda aracın ağır hasarlı olduğu, kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinin 24.000 TL, hasar bedelinin ise 20,763 TL olduğu belirlenmiş,22.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise eksper raporu esas alınmış olup aracın onarımının ekonomik olup olmadığı, bu doğrultuda pert işlemi yapılmasının gerekip gerekmediği, aracın pert sayılması gerekiyor ise sovtaj bedelinin ne olduğu hususunda değerlendirme ve hesaplama yapılmamıştır.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirkete kasko sigortalı olan kendisinin sürücüsü olduğu araç ile tek taraflı kaza yaparak hasara neden olduğunu, hasar bedelinin sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını ileri sürerek 20.000.YTL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında 0.51 (0.47) promil alkollü olup, olayın alkolün etkisi nedeniyle meydana geldiğini, hasarın teminat dışı olduğunu, davanın reddini savunmuştur....

      Trafık Tescil Büro Amirliğine müracaat ederek aracın trafikten çekilmesini talep ettiğini, Kasko Poliçesinden Kaynaklanan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000,00 TL tazminatın 24.11.2011 (kaza tarihi) tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı ... şirketinden tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan ve sigorta tarafından ödenen hasar bedelinin kusurlu araç malik ve sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yargılama sırasında aracın noterde dava dışı ...'ye satıldığı gerekçesiyle ... davaya dahil edilmiş ve taraf sıfatı verilerek aleyhine hüküm kurulmuşsa da, ... hakkında usulünce açılmış bir dava bulunmamaktadır. O halde dava dışı ... aleyhine hüküm kurulması isabetli olmamıştır. 3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı tarafından yapılmış olan 250 TL.lik bilirkişi ücretinin yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu giderle ilgili hüküm kurulmaması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'nin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'...

          Davacı yan kasko sigortalı 98 adet aracın oto camındaki hasar nedeniyle oto camlarının değiştirildiğini, sigortalılar tarafından davalı kasko sigorta şirketinden olan cam hasarına ilişkin alacakların kendisine temlik edildiğini, davalı tarafından temlik edilen hasar bedellerinin ödemediğini iddia etmiş, davalı yan ise faturaların kendisine teslim edilmediğini, bir kısım hasar dosyalarında ödeme yapıldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının kasko sigortalı 98 adet aracın hasarlı camını değiştirdiği, dava dışı sigortalılar tarafından anılan araçlara ilişkin kasko sigorta şirketinden olan hasar alacağının dava tarihinden önce davacıya temlik edildiği, davalının davacıya temlik edilen hasar alacağının doğduğu 98 adet aracın kasko sigortacısı olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....

            Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Davacıya ait çekiciye ilişkin 03.12.2012 tarihli, römorka ilişkin 15.01.2013 tarihli poliçelerde “damper klozu” ve “yük kayması hasarları klozu” yer almakta olup, damper klozunda “çarpma veya çarpışma olmaksızın, sigortalı araca veya çektiği römorka ait damperin, ağırlığı veya arızası neticesinde düşmesi sonucu, araçta ve/veya kasada oluşabilecek hasarlar teminat haricidir.”, Yük Kayması Hasarları Klozunda ise “çarpma veya çarpışma olmaksızın, aracın üzerinde bulunan yükün kayması sonucunda araçta ve/veya kasa teminatı varsa kasada oluşabilecek hasarlar teminata dahildir. Her bir hasarda 500 TL muafiyet uygulanacaktır.” ifadeler yer almaktadır. Davaya konu olayın incelenmesinde, araç üzerinde bulunan yükün, zeminin yumuşak olmasına bağlı olarak sağ tarafa kayması sonucunda çekici ve damperin sağ tarafa yattığı ve hasarlandıkları anlaşılmaktadır....

              Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Somut olayda sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre, davalı ...'ın yerleşim birimleri dışında karayolunda duraklama kuralını ihlal ettiği, davacıya kasko sigortalı araç sürücüsü ile kazaya karışan dava dışı sürücülerin takip mesafesi kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. Dosya kapsamında alınan 07.12.2015 havale tarihli makine mühendisi ve trafik bilirkişi raporunda; dava dışı sürücü ...'nin tam kusurlu olduğu, davalı ...'ın kusursuz olduğu belirtilmiştir....

                Davalı Gruopama AŞ vekili, KTK'nın 48. maddesinde 24.5.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile araç sürücülerinin yasal sınır üzerinde alkollü içki almış olmasının yeterli olduğunu güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş olup olmadıklarına bakılmayacağını, anılan değişiklikten önce "alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri" yasaklanmış iken kanundaki değişiklik sonrası "alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır" şeklinde değiştirildiğini dolayısıyla arıtk illiyet bağının aranmayacağını belirterek belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

                Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.1.2 maddesinde, onarım masrafları, taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, sigortalı aracın tamir bedeli 24.008,00 TL olarak belirtilmiş, aracın piyasa rayiç değerinin ise 33.500,00 TL civarında olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik değilse, aracın daha önce pert işlemi gördüğü de gözetilerek kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinin belirlenip sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın, davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada hasar gördüğünü, araç hasar bedeli olan 9.258,16 TL'nin dava dışı sigortalıya ödendiğini ve müvekkilinin TTK hükümleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek 9.258,16 TL araç hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu