Davalı .... vekili, husumet ve görevsizlik itirazları hakkında herhangi bir karar verilmeden nihai hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, aracın bedeline nispeten çok küçük bir gider ile tamiri mümkün olan bir arıza nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini kabul etmenin hukuken mümkün olmadığını, egzoz flanşı denilen parçanın, motor ile egzoz arasındaki küçük bir bağlantı parçası olduğunu, aşağı yukarı 500 TL gibi bir maliyetle değiştirilerek giderilmesi mümkün olan flanş arızası nedeniyle bugünkü değeri yaklaşık 125.000 TL olan bir otomobilin değiştirilmesine karar verilmesinin orantısız olduğunu, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan hiçbir ayıp, hata ve kusur olmadığını, davacının araç ile kaza yaptığını, kazadan sonra araç tamir edilirken sesin kaynağı olduğu iddia edilen egzoz flaşına herhangi bir müdahale yapılmadığını, bu bölgeden parça sökülmediğini, yeni parça da takılmadığını, dolayısıyla egzoz flanşında tamir öncesi ve sonrasında hiçbir değişiklik olmadığını...
İstikrar kazanmış Yargıtay uygulamasında; ayıplı mal satışlarında ayıbın önemi, mahiyeti de gözetilerek hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda sözleşmeden dönme veya ayıpsız misliyle değişim yerine mahkemenin ayıp oranında indirim bedeline veya ücretsiz onarıma resen hükmedebileceği kabul edilmektedir. Ayıp oranında indirim bedelinin ise nispi metoda uygun olarak bilirkişilere hesaplattırılması gerekir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıp oranında indirim bedeli taleplidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan 14/11/2017 tarihinde 48.000,00 TL bedel mukabilinde araç satın aldığını, sonradan aracın kmsiyle oynandığını öğrendiğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek dava değerini 8.000,00 TL olarak belirlemiştir. Davalı; aracın km'siyle oynamadığını, bu yüzden ayıptan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Değer kaybı indirildikten sonra bakiye 52.500 TL nin aracın iade edildiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile 31.12.2013 tarihinde satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle araç için ödemiş olduğu bedelin iadesini istemiş, davalılar araçta ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
…yenisi ile değiştirilmesini isteme koşulları gerçekleşen araca ilişkin olarak; dava dilekçesinde tercih hakkını ücretsiz onarım yönünde kullanan davacının, ıslaha gerek olmaksızın aracın misliyle değiştirilmesi şeklinde değiştirebileceği kuşkusuzdur." diye karar vermiştir. Yukarda alıntılanan YHGK kararına göre davacı seçimlik hakkını dava sırasında dahi ıslaha gerek olmadan kullanabilecektir. Olayımızda ise garanti süresi içinde servise başvuran davacının teknik inceleme sonucu ortaya çıkan ayıp nedeniyle bedel iadesi talepli eldeki davayı açmıştır. Kural olarak davacının ayıp nedeniyle aracı servise bırakması ücretsiz onarım hakkını kullandığı anlamına gelmez. Mahkemenin de gerekçesine temel kabul ettiği gibi somut olaya Garanti yönetmeliğinin 14. maddesinin uygulanması da söz konusu değildir. nitekim aracın tamir sırasında sonradan gizli ayıplı olduğu ortaya çıkmıştır. Kaldı ki ücretsiz onarım hakkını kullandığı kabul edilse dahi araç tamir edilip davacıya da teslim edilmemiştir....
teslim edeceklerini söylediklerini, ancak araç incelediğinde camda 15-20 cm çatlak olduğunu görünce aracı almak istemediğini belirtmesine rağmen aracın ÖTV'siz fatura edildiği aksi halde haklarının kaybolacağının söylendiğini, 4 gün sonra camı değişmiş olarak aracı teslim aldığını, teslimden 1 ay sonra sağ farın yanmaması sebebi ile değiştiğini, 3 ay sonra ön camda aynı yerde 15-20 cm çatlak oluştuğunu ve ön camın 2. kez değiştiğini, şerit takip sisteminin devre dışı kaldığını ve aracın beyninin değiştiğini, motorda yağ kaçağı tespit edildiğini, keçe ve kayışının değiştiğini, aracın ön torpido gözünün komple değiştiğini, motor krank kasnağı ve keçelerin değiştiğini, otomatik bagaj kapağının açılmadığını, GPS anteninin değiştiğini, bagaj sacının bükülerek tamir edildiğini, sağ iç kapı döşemesinin komple değiştiğini, torpito içi soğutucunun tamir edildiğini, sağ koltuk masaj fonksiyonu çalışmadığından iskeletinin değiştiğini, sağ koltuk ısıtma fanlarının, vites kumanda kolunun, cruise kontrol...
Aracın gizli ayıplı olduğunu ve gizli ayıpları önceden bilmediğini, aracı dava dışı şirkette tamir ettirdiği ve tamir masraflarının fatura ile de sabit olduğu üzere 74.000,00 TL tuttuğunu, 06.09.2020 tarihli ihtarname ile davalıya durumu izah ederek aracı alıkoyup ayıp oranında indirim hakkını kullandığını beyan ettiği, davalının da ihtarnamede belirtilen hususları kabul etmediği, bunun üzerine davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL satış bedelinden indirim bedelini, 2.000,00 TL araca yapılan onarım ve bakım masraflarını ve 256,82 TL ihtarname masraflarını talep ederek ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin alacak davası açmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, dava değerinin istinaf sınırı altında kaldığı belirtilerek 06.09.2021 tarihli ara karar ile istinaf talebinin reddi kararı verildiği ancak davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Somut olayda; araçtaki km'nin düşürülmesi şeklindeki ayıp,mahiyeti gereği gizli ayıp niteliğinde olup, aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığı dosya kapsamıyla sabittir. Davalı satıcı, TBK 219/1 maddesi hükmü gereği varlığını bilmediği ayıplardan da sorumludur. Bu sebeple davacı açtığı davada ve seçimlik haklarını kullanmakta haklıdır. Davacı alıcı, dava dilekçesindeki sözleşmeden dönülmesi ve bedel iadesine ilişkin seçimlik hakkını yargılama safhasında ayıp oranında indirim bedeli yönünde değiştirmiştir. Mahkemece Yargıtay içtihatları doğrultusunda nispi metoda göre hesaplanacak ayıp oranında indirim bedeline davacı lehine hükmedilmesi gerekirken davanın reddi cihetine gidilmesi isabetli görülmemiştir. Hüküm kurmaya elverişli yeterlilikteki bilirkişi raporuna göre; satış tarihi itibariyle aracın ayıplı değeri 31.000,00 TL , ayıpsız değeri ise 41.000,00 TL'dir....
-TL harcama yaptığını, aracın tamir bedeli olarak servise 47.735,00 .-TL + 8.592,30.-TL KDV olmak üzere toplam 56.327,30.-TL ödeme yaptığını beyanla davanın kabulü ile ayıp nedeniyle uğranılan 64.521,30.-TL zararın ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek, en yüksek banka faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin dvalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu aracın davacı tarafından 27/10/2016 tarihinde davalı satıcı şirketten 91.000,00- TL bedelle satın alındığı, 19.01.2018 tarihli iş emrinde davacının '' tavan su alıyor '' şikayetiyle servise başvurduğu, davacının talebi üzerine 16.022018 tarihli keşif sonucu alınan 05.03.2018 tarihli tespit raporunda aracın iç aksamının tamamen sökülmüş olduğu, araç içerisinde zemin, tavan ve bagaj kısmında yer yer mumlama işlemi uygulandığı, aracın ön konsol alt kısmından içerisine su aldığı, aracın fabrika çıkışlı kusurlu olduğu, aracın iç aksamının komple sökülmesi nedeniyle orjinalliğinin bozulduğunun belirtildiği, yerel mahkemece aldırılan 14.01.2019 tarihli raporda da aracın ön konsol alt kısmından içerisine su almasının eksik imalata dayandığı ve gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirtildiği görülmüştür....