ün de iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu aracın davalı ... adına olan tescil kaydının iptaline, davacı taraf adına tesciline karar verilmiştir. Tescil, idari bir işlem olup, trafik kaydındaki tescilin iptali sonucunu doğuracak şekilde, yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin, davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, aracın davacı adına sicile kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ....
bir tacir gibi davranması gerektiğini belirterek aracın trafik sicil kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ..., davaya konu edilen aracın ilk tescilinin kendi adına olduğunu, kötü niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece borçlunun borcunu ödememek için aracın kaydının diğer davalı adına yapılması nedeniyle davanın kabulüne ve davacı alacaklıya satış ve haciz yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tasarrufa konu aracın aslında borçlu tarafından satın alındığı ancak alacaklıları ızrar kastı ile aracın trafik kaydının davalı ... adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de toplanan deliller hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı yasanın 278 ve 279....
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı adına trafikte kayıtlı ... plaka sayılı aracı noterce düzenlenen 25.03.2008 tarihli sözleşme ile vekil olarak tayin edilen şahıstan satın aldığını, ancak teslim edilen aracın tescili için idareye başvurulduğunda vekilin azledildiğini ve bu azilin sicile şerh verilmesi nedeniyle işlem yapılamayacağının öğrenildiğini ileri sürerek; davaya konu aracın davacı adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu aracın davacı adına trafik siciline tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Trafik sicil kayıtlarının tutulması idari nitelik taşımakta olup, davada adli yargı tarafından idareyi belli biçimde işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte karar verilmesi doğru değildir....
Kaza sırasında dava konusu aracın davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde sözü edilen aracın dava dışı Hayrullah Açıl tarafından kaza tarihinden önce Ankara 19. Noterliğince düzenlenen sözleşme ile davalıya satıldığı ve ... Vergi Dairesi kayıtlarında araç malikinin halen davalı olduğu ileri sürülmüştür. ... Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün dosya arasında bulunan 17.12.2012 günlü yazısında ve ekli sorgulama evrakında davalı aracın ... Noterliğinin 17.11.2004 günlü satış senedi ile dava dışı Hayrullah Açıl adına kayıtlı iken ... tarafından satın alındığı ve kayıtların halen ... adına devam ettiği bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece aracın mülkiyetine ilişkin satış evrakının ilgili noterden araştırılıp sonucuna göre davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği tespit edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; dava konusu aracın davacı dernek adına alındığının dosya kapsamındaki deliller ve davalının beyanı ile sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı 34 XX 509 plaka sayılı aracın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir....
O halde dosyanın konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişilerden oluşacak heyete tevdi ile, davacıya kasko sigortalı aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç değerinin ne olduğu, kaza neticesinde oluşan hasar durumu ve tamir masrafları belirlendikten sonra kasko ... poliçesi ve genel şartlarının irdelendiği, ayrıntılı, denetime açık rapor alınmalıdır. Buna göre; hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... (Kendi adına asaleten, davalı ... adına velayeten)’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a (Kendi adına asaleten, davalı ... adına velayeten) geri verilmesine, 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, ne de aracın bedelinin ödendiğini belirterek aracın trafik sicil kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde araç bedeli olan 26.000,00 TL'nin 23.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ün dava konusu aracın maliki veya poliçe lehtarı olmadığı dolayısıyla dava kapsamında pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, esas davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bununla birlikte birleşen dava yönünden, aracın malikinin davalı ... şirketi olduğu, araç kasko poliçesi kapsamında aracın mülkiyetinin dava dışı ... Sigortaya bırakıldığı, sigorta şirketi tarafından ise aracın otoparkta tutulması süresinde ortaya çıkan masraflara ilişkin olarak araç mülkiyetinin davacı ve otopark sahibi şirkete devredildiği anlaşıldığından, araç mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ile aracın davacı adına tescilinin sağlanması yönündeki talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Esas davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle REDDİNE, 2-Birleşen davanın KABULÜNE, Davalı ... Ve Tic.Ltd.Şti. şirketi adına tescilli ......
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/143 Esas 2018/447 Karar sayılı ilamında verilen ara karar gereğince müvekkilin dava konusu aracı, kendi hesabından ödeme yaparak satın aldığını, bunun bağışlama niteliğinde bir satın alma olmadığını, kısıtlının ihtiyaçlarını karşılamak için ve kısıtlının araç alacak maddi durumu olmadığı için bu işlemin gerçekleştirildiğini, süreçte kısıtlı Abdullah Ayar'ın 25.12.2019 tarihinde vefat ettiğini ve dava konusu aracın miras bırakanın mirasçılarına devredildiğini, müvekkili ve davalılar adına tescili yapılan aracın asıl sahibinin müvekkili T1 olduğunu, müvekkilinin aracı ilk günden beri zilyedinde bulundurduğunu, kısıtlının ihtiyaçlarını karşıladığını, aracın zorunlu sigorta ve kaskolarını ödediğini, aracı muayene ettirdiğini, tüm bakımlarını zamanında yaptığını, kısacası dava konusu aracın her şeyiyle ilgilendiğini, murisin ölümünden önce aracın T1 tarafından alındığını ve murise T1'ın baktığı tüm mirasçıları tarafından bilindiğini, yani kısıtlı adına alınan aracın...