Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin kullanım ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu saptanarak, tapuya şerh verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacının istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesince reddedilmiş; davacı vekili son olarak temyiz talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ......

    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket yetkilisinin araç alım-satımı konusunda sözleşme yaptıklarını sözleşmede müvekkilinin araç karşılığı satıcı davalıya toplam 45.000 adet ekmek teslimi karşılığında aracın satış işleminin gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını müvekkilinin bir adet boş senet verdiğini, aracın müvekkili tarafından üçüncü şahsa satıldığını ancak davalının aracı geri aldığını, senedin bedelsiz kaldığını belirterek senet nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine müvekkilinin davalıdan 1.418.300.000.TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,cevap ve birleşen dava dosyasında davalının sözkonusu aracı 9 ay kullandığını bildirerek kullanım bedelinin takas ve mahsubuna, kalan miktar var ise tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Dava araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 22. ve Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 34/b maddeleri hükmü uyarınca iş makinası türünden araçların tescilleri, aracın kullanım sahasına göre; ilgili ziraat, ticaret, sanayi veya ticaret ve sanayi odalarınca yapılır. O halde dava konusu aracın ilgili odalarda kaydının bulunup bulunmadığı, kayıtlı ise; hangi tarihte kimin adına kayıtlı olduğu, iki taraf adına da kayıtlı olması durumunda kime ait kaydın geçerli olduğu hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Plakalı araçlar bedeli karşılığında 2018 Eylül ayında kullanılmak üzere davalıya tahsis edildiğini, aynı zamanda işin başlangıcında, araçlar için yapılması muhtemel olabilecek bakım - onarım masraflarının davalı şirket tarafından karşılanması halinde, yapılan bu masrafların sonrasında taraflarca karşılıklı olarak mutabakat ve faturalandırma yapılarak, araç kullanım bedellerinden düşüleceği konusunda da anlaşma sağlandığını, davalı şirket in araçların hiç birinin kullanım bedellerini ödemediğini, ....plakalı araçlar Mayıs 2021 tarihinde davalı tarafından teslim edildiğini, bu güne değin .... Plakalı araçların müvekkiline teslim edilmediğini, iade edilmeyen araçların teslimi hususunda ise, ilgili araçlar müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkil şirketle ilgisi olmayan ......

          Tüm bu nedenlerle davacının emanet açıklaması ile davalı şirket hesabına gönderildiği, gönderilen bu paranın TBK'nın Tüketim Ödüncü Başlıklı 386. Maddesi uyarınca davalı şirkete gönderildiğinin anlaşılması ve yukarıda açıklandığı üzere alacağından muaccel hale gelmesi sebebiyle davacının davasının kabulü yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre: Müşteki ... ile sanık ... arasında araç kiralama işi sebebiyle anlaşmazlık bulunduğu, sanığın kiralanan aracı müştekiden geri alamaması sebebiyle müşteki ile görüşmek amacıyla Bitlis'e geldiği müştekinin kendi rızasıyla sanığın sürdüğü ve içinde haklarında takipsizlik kararı verilen tanıklar ... ve ...'...

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin ... ve ... numaralı daireleri anahtar teslimi suretiyle arsa maliki davacıya teslimini üstlendiği, inşaatın tamamlanmasına rağmen yapı kullanım izin belgesi alınmadığı, sözleşme uyarınca dairelerin yapı kullanım izin belgesi alınarak davacıya teslimi gerektiği ve yapı kullanım izin belgesi alınmadan davacının daireleri teslim almaya zorlanamayacağından gecikme nedeniyle sözleşmede belirlenen ceza alacağının doğduğu, takipte sehven bonoya dayanıldığı belirtilmesine rağmen takibin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşılabildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin ....300,00 TL asıl alacak ve 647,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, asıl alacak üzerinden %40 oranında ... inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin...

                istemden itibaren 6 hafta geçmeden borçlu temerrüde düşmeyip ödüncü geri vermekle yükümlü olmayacağı, yine Türk Borçlar Kanunu 387.maddesindeki ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez hükmü birlikte dikkate alındığında davalı temerrüde düşürülmeden takip yapılması ve yine faiz ödeneceği noktasında taraflar arasında bir anlaşma yapıldığına dair belge olmadığı halde tüketim ödüncünün davacı tarafça verildiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili talepli yapılan icra takibinin hukuka aykırı olacağı belirtilmiştir....

                Maddesinde, Aktürk’ün “teslim almasından” değil, davalının “iade” etmesinden söz ettiğini, yani müvekkilinin adresine getirip iade etmekle yükümlü olanın davalı olduğunu, taşınır eşyayı elinde bulunduran kişinin, alacaklının adresinde teslim etmekle yükümlü olduğunu, TBK m. 379 da yer alan " Kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir” hükmünde düzenlenen kullanım ödüncü (ariyet) sözleşmesinde kullanılan şeyin sözleşmenin sona ermesi üzerine iade edilmesi esasen doğrudan kanundan doğan bir yükümlülük olduğunu, davalının geri verme yükümlülüğü de doğrudan TBK m. 379’dan doğduğunu, davalının iade bu iradesi olsaydı, tevdi mahalli tayini talebinde dahi bulunabilecekken yapmadığını bildirmiştir....

                  Ancak her iki haciz sırasında da T7 haciz mahallinde olduğu ve borçluya ödeme emrinin bu adreste tebliğ edildiği, T7 Murat Şerin'in akrabası ( haciz mahallinde Şeyma Serin'n mahiyenin teyzesi olduğunu, iş yerinin babası Murat'a ait olduğunu beyanı sebebiyle) olduğu, 17/05/2017 tarihli ilk haciz sırasında hiçbir şekilde dava konusu mahcuz malların T1 Alt Bayi Renklendirme Sistemi Kullanım Ödüncü Sözleşmesi" sözleşmesine konu 3.şahıs Marshall'a ait mallar olduğu iddiası ileri sürülmediği, kaldı ki sözleşmenin haciz tarihinden sonra 07/07/2017 tarihli olduğu, sözleşmenin ancak 01/08/2017 tarihli muhafaza sırasında ibraz edildiği, bu hususun hacizden sonra danışıklı sözleşme düzenlendiğine karine olduğu, faturanın tek başına mülkiyet karinesini ispatlamaya yeterli delil olmadığı, kaldı ki 17/05/2017 tarihli hacizden sonra Murat Şerin'in Silivri İHM'de tüm mahcuzlar yönünden dava açtığı bildirilmekle, dairemizce inceleme sırasında Silivri 1 İHM'nin 2017/181 esas sayılı dosyasından inceleme...

                  UYAP Entegrasyonu