Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Taraflar arasındaki satış sözleşmesinin 28.03.2013 tarihinde imzalandığı, sözleşmede araç bedelinin 420.000 TL olduğunun ve bedelin tamamının ödendiğinin belirtildiği, sözleşme tarihinden önce 27.03.2013 tarihinde 30.05.2013 ödeme tarihli 340.000 TL bedelli kambiyo senedinin düzenlendiği, araç satışına ilişkin kapalı faturanın 28.03.2013 tarihinde düzenlendiği, araç satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte Mersin 9....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın araç satış sözleşmesinin iptali isteminden kaynaklanmasına ve tarafların sıfatına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yüksek 13. Hukuk Dairesinin görevi dahilindedir. 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı kanunla değişik 2797 sayılı kanunun 60. maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1. Başkanlığa sunulmasına 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, adi yazılı araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Somut olayda da geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Yine geçersiz olan sözleşme nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        OTOMOTİV İNŞAAT TURİZM TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ - DAVA : Sözleşmenin İptali DAVA TARİHİ : 23/06/2020 KARAR TARİHİ : 07/12/2020 Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında, DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya şirket olarak mülkiyetin muhafaza kaydıyla bir araç sattıklarını, fakat aracı teslim alan davalının daha sonra senetleri ödemediğini, kendisinin ödeme gücü bulunmadığını, davalının borçlarından dolayı aracın üzerinde hacizler olduğunu, bu nedenlerle sözleşmenin feshini ve araç üzerindeki trafik kaydının müvekkil şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi delilde bildirmemiştir. DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satış sözleşmesinin feshi ve satışa konu malın iadesine yöneliktir....

          Asıl dava, yolsuz tescil nedeniyle araç satış sözleşmesinin iptali isteminden ibaret olup, asıl dava davacısı Kayhan'ın araç kiralama işini yaptığı, davaya konu aracın sahte vekaletnameyle satışı sırasında da 3. kişide kirada olduğu, hal böyle olunca, aracın davacının elinden rızası hilafına çıkmadığı, davalının aracı emin sıfatıyla zilyetten edindiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 988. maddesinde, "Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı aynî hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur." hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar mahkemece, araç satış sözleşmesinin iptaline, karar verilmiş ise de, Medeni Kanun'un "... sıfatıyla zilyetten edinme" ye dair 988. maddesinin değerlendirilmediği görülmüştür. Birleşen davada ise, davacı ..., zarara uğramasında davalı noterin kusurlu olduğunu ileri sürerek, noterden zararının tazminini istemiş; mahkeme ise, davacı ...'...

            Dava, araç bedelinin ödenmediği gerekçesi ile mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan araç satış sözleşmesinin iptali ile dava konusu aracın trafik tescil kaydının iptali ve davacı adına tescili talebine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, kararın dayandığı deliller ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2013/8551 sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin bu davalı yönünden devamına, karar verilmiş; hüküm, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK'nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir....

              -K A R A R- Davacı vekili, sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan ve satış parasının tamamı kendisine ödenen davalının, sıra cetveline konu ......6 plaka sayılı aracı ....07.2011 tarihinde dava dışı borçlu şirkete noterden sattığını, satış sözleşmesinde araç bedelini tamamen aldığını beyan ettiği halde aynı tarihte rehin sözleşmesi ile araç üzerine rehin koyduğunu, rehin sözleşmesinin alacaklılardan mal kaçırmak amacıya muvaazalı olarak yapıldığını, taraflar arasında bunun dışında bir ticari ilişki ve alacak bulunmadığını ileri sürerek, davalıya ayrılan paydan müvekkilinin alacağının ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sıra cetveline konu taşınmazı dava dışı borçluya noterden sattığını ve alacağına karşılıkta fatura düzenleyerek araç üzerine de rehin koyduğunu, ayrıca araç satış sözleşmesi ile rehin sözleşmesinin davacının ... takip tarihinden önce yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                "İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/09/2011 gününde verilen dilekçe ile araç satış sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, geçersiz araç satışına dayalı iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                  Davacı taraf, finansal kiralama sözleşmesine konu aracın sözleşme süresi dolmadan davacı şirket yöneticileri tarafından usulsüz olarak davalıya satıldığını, davacı şirketin araç satışının faaliyet alanı dışında olduğunu ve finansal kiralama sözleşmesinin 4 yıldan önce feshedilemeyeceğini ileri sürerek satışın geçersizliğinin tespitini ve aracın rayiç bedelinin tespiti ile davalıdan kısmen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin süresi dolmadan aracın davalıya satışının finansal kiralama sözleşmesine aykırı olduğu ve davacı şirketin finansal kiralama dışında faaliyette bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu