Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ. ile akdedilen harici satım sözleşmesi uyarınca 2007 model ... marka aracın müvekkiline satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin bu satış karşılığında 10.000,00 TL yi peşin olarak ödediğini, ... plakalı aracını 7.250,00 TL karşılığı davalı .... AŞ'ne teslim edip araç tesliminde de bakiye 2.750,00 TL nin ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmede alım satıma konu aracın 18.09.2006 tarihinde teslim edilmesinin öngörüldüğünü teminatı olarak davalı .... AŞ. tarafından müvekkiline 27.09.2006 tarihli 10.000,00 TL bedelli çek keşide edildiğini, teslim tarihi gelmesine rağmen aracın teslim edilmediğini, davalı .... AŞ'nin diğer davalı ... Otomotiv San....

    Araç koltuk durumundaki değişiklikten satım aşamasında bilgi sahibi olduk. Satım aşamasına kadar kullanım aşamasında herhangi bir durum farketmedik." şeklinde beyanda bulunmuştur. GEREKÇE :Dava, taraflar arasında düzenlenen araç satım sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edilen araçların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek araç bedellerinin iadesine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu; satılan araçlar ile ilgili normalde yolcu kapasitesinin 36 olduğu araçların geçici tescil belgesinde yolcu taşıma kapasitesinin fazla gösterilmesinden kaynaklı ayıp olup olmadığı, ayıba ilişkin iddianın süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir....

      Davalı vekili,davalının 28 yıl davacı şirkette çalıştığını, iş akdinin haksız feshi nedeniyle dava açarak tazminata hak kazandığını, davacının kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, araç satışından dolayı borcunun olmadığını, servis bakım ücretinin 435,00 TL .sinin icra takibinde kabul edildiğini,yakıt fişlerinin sonradan düzenlendiğini, üzerindeki imzaların davalıya ait olmadığını, temerrüt gerçekleşmediğinden faiz de istenilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketlerin elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 23.12.2004 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkının kullandırılmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin yasal faizi ile tahsiline, senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Ayrıca davacı eldeki davada sözleşmenin feshi ile ödenen tutarın iadesini ve mahrum kalının karı talep etmiştir. Taraflar arasındaki menkul satışı kapsamında kalan araç satış ilişkisinde davacı alıcı davalı satıcı konumundadır. Davacının eldeki davadaki talepleri dikkate alındığında davalı satıcının temerrüdü nedeniyle ( satım konusu arcın teslim edilmemesine) dayalı olarak sözleşmenin feshine bağlı olarak ödenen tutarın iadesi ve kar mahrumiyeti talep ettiği anlaşılmakta olup, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi isabetli görülmemiştir. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Kaldı ki mahkemenin davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekçeleri, davanın esastan değerlendirildiği sonucunu doğurmaktadır....

          Eldeki davada taraflar arasında araç satım ilişkisi kurulduğu, araç satış bedelinin 49.000 TL olarak kararlaştırıldığı, davalının kredi çekerek 39.200 TL ödeme yaptığı, bakiye satış bedeli olan 9. 988 TL borcu ödemediği, aracın davacı adına tescil edildiği, davalı yanca bakiye satış bedeli için takip yapılıp, araç tescil kaydına kayden haciz konulduğu, anlaşılmaktadır. Araç üzerine gerek davalı bakiye alacağı gerekse banka kredi alacağı yönünden yapılan takipler kapsamında fiilen haciz işlemi yapıldığına dair dosyada belge ve kanıt da bulunmamaktadır....

            . - K A R A R - Davacı vekili, tarafların 23.07.2005 tarihli harici araç alım sözleşmesi ile ...plakalı kamyonun 39.750.00 YTL bedelle alım-satımı konusunda anlaşıp, bu bedelin 750.YTL’sinin kaparo olarak ödendiğini kalan bedel için iki adet senedin davalıya verildiğini, sözleşmede bu tarihten önceki aracın kaydı üzerinde bulunan borçların ve sorumlulukların satıcı davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, keşide edilen ihtarname ile araç üzerinde bulunan rehinlerin kaldırılması, 04.08.2005 tarihine kadar kaldırılmadığı ve aracın devri için noterliğe gelinmediği takdirde sözleşmenin feshedileceğinin ve sözleşmeden doğan haklar için yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini,bu olaydan sonra 05.08.2005 vadeli 10.000.00 YTL’lik senedin ödendiğini ancak aracın resmen devrinin yapılmadığını, tarafların 13.09.2005 tarihinde yeniden sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme şartları da yerine getirilmediğinden müvekkili tarafından tek taraflı olarak sözleşmenin...

              Somut olayda Davacı, davalıyla mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinden kaynaklı senet verildiğini aracın davalıya teslim edildiğini fakat araç bedelinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi talebinde bulunmuş, davalı ise bononun satışı yapılan araç için verildiğini satış bedelinin ödendiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki temel ilişki satım sözleşmesi olup, uyuşmazlık bonodan değil, satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir olmadığı gibi, davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca, davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir....

                bakım, onarım ve araç alım satım işini meslek olarak yapması sebebi ile bu arızaları satın alma sırasında veya satın alındıktan sonra anlayabileceği için bu arızaların davacı açısından gizli ayıp olmadığı şeklinde kanaat belirtildiği anlaşılmaktadır....

                Devlet ihale yasasınnın 62.maddesinde sözleşmenin feshi ile teminatın irat kaydedileceği ve müteahhidin hesabının genel hükümlere göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Ayrıca ihale şartnamesinin 24.meddesinde de taahüdün sözleşme hükümlerine göre yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin feshedilerek hesabın genel hükümlere göre yapılacağı hükme bağlanmıştır. Şartname ve yasada genel hükümlere göre yapılan bu yollamalar dolayısıyla olayda B.K. 106-108 maddeleri ile aynı yasanın satıcının temerrüdüne ilişkin 188. maddesinin 1.fıkrasının uygulanması gerekir. Davalıların sözleşme hükümlerini ihlal ettikleri, ihtilafsız olduğuna göre davacı sözleşmeyi feshedip bu yüzden uğramış olduğu menfi zararı davalılardan isteyebilir. Davacının menfi zararı satım konusunu, 2.ihale tarihinde, davalılarla sözleşmeyi yaptığı tarihe nazaran daha pahalıya almasından kaynaklanmaktadır. Davacı davalılarla satım akdi yapmamış olsaydı, o tarihte başkası ile akit yapacak ve böyle bir zarara uğramıyacaktı....

                  UYAP Entegrasyonu