Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Niyazi'nin bu beyanı kapsamında araç satışının davalı T1'a noter satışı ile yapıldığı ve araç bedelinin davacıya ödenmediği sabittir. Davacı taraf öncelikle araç satış sözleşmesinin iptali ile aracının kendisine iadesini bunun mümkün olmaması halinde araç satış bedelinin kendisine ödenmesini talep etmiş olup dava konusu aracın davalılarca 3. kişiye noterde yapılan satış ile satılarak teslim edildiği, üçüncü kişiler aleyhine açılan davanın reddedildiği anlaşılmakla davacının asıl istemi yönünden karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu doğrultuda asıl davanın araç satış bedelinin iadesine yönelik istem yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir....

Şikayete konu aracın dosya kapsamında yaptırılan 08.02.2021 tarihli kıymet takdir raporu alacaklı vekili olarak tarafımıza tebliğ edilmemiş, 10.03.2021 tarihli satış ilanı da tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Her ne kadar 10.03.2021 tarihli satış kararında "Yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine" karar verilmişse de tarafımıza tebligat yapılmadan araç satışa çıkarılmıştır. Bu sebeple taşınmazın açık arttırma ihalesine yeteri kadar katılımcı katılamamış, araç piyasa değerinin altında şüpheli eski İcra Müdür yardımcısı T3'a ihale edilmiştir. Satış ilanının tarafımıza ve ilgililere tebliğ edilmeyerek ilgililerin ve müvekkil bankanın ihaleye katılmaları engellenmiştir. İhaleye konu aracın özellikleri de satış ilanında eksik olarak belirtilmiş olup aracın marka ve modeline yer verilmemiştir. Bu durum ihaleye katılım sayısını etkilemiş ve araç çok düşük bir bedelle ihale edilmiştir....

Yukarıda anlatılan nedenlerle; dosya kapsamında bulunan ek bilirkişi raporuna da itibar edilerek, taraflar arasındaki 24/12/2013 tarihli araç satış sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiğinin tespiti ile sözleşmeye konu aracın trafik tescil kaydındaki tedbir şerhi muhafaza edilmek suretiyle aracın aynı anda davalıya teslimi ve davalı adına tescili koşulu ile 80.000,00TL nin 18/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine..." karar verildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde, sözleşmenin feshi ile ödenen bedel ve araca yapılan masrafların toplamı 80.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini, araç bedelinin ödenmesi halinde de 34 XX 788 Plakalı aracın davalının malik olarak cebren tesciline ve aracın davalıya teslimine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davacı resmi şekilde yapılmayan araç satış sözleşmesine dayanarak talep de bulunmuştur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacının davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olduğundan bahisle satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... 1.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 28.09.2010 gün ve 2010/221-2010/470 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, satış vaadi sözleşmesinin bedelsiz kalması nedeniyle feshi istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmayıp, uyuşmazlık düzenleme şeklinde yapılan 15.11.1996 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığından ve sözleşmenin feshi talep edildiğinden temyiz incelemesi görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Dosyanın temyiz incelemesi ile görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    in araç maliki diğer davalı ...'nın verdiği vekaletnameye dayanarak aracı noterden davacıya sattığı, vekil konumunda olan davalı ...'in kötüniyeti ispatlanamadığından sorumluluğunun bulunmadığı, diğer davalı yönünden davanın esastan kabulü gerektiği, aracın 21 gün bağlı kaldığı ve satış tarihinden itibaren de davacının araç kullandığı, bu durumda faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden kabulü ile 13.11.2008 tarihli Noter Araç Satış Sözleşmesinin feshine, sözleşme bedeli olan 22.500,00 TL'nin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davacının faiz talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin bilgisi ve rızası olmaksızın 34 XX 383 plakalı araç sahte imza ve kimlik bilgileri kullanılarak Üsküdar 2. Noterliğinin 14.03.2006 ve 8001 sayılı satış sözleşmesi ile müvekkili adına satın alındığını, satıcı olarak T1'ın gösterildiğini, noter araç satış sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, yerel mahkemece davalı Noterin davacı yerine araç satın alan ve tespit edilemeyen kişiler ile bağlantısının tespit edilemediği gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, noterin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk esasına dayandığını, davalı yanca ispat külfetinin yerine getirmediğini, bu nedenle birleşen davanın reddine kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Üsküdar 2....

      Dosya kapsamından davacının satış temsilcisi olarak aylık prim usulü ile çalıştığı anlaşılmıştır. Öncelikle satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Davacının fazla çalışma yaptığının anlaşılması halinde, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak varsa fazla çalışma alacağı temel ücrete göre hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Davaya konu somut olayda, davalı taraf, dava dışı Zimmer Inc. firması tarafından distribütörlük sözleşmesinin sonlandırıldığını ileri sürerek davacı ile arasındaki bayilik sözleşmesini feshetmiş, ancak sözleşmede anılan maddelerinde yer alan fesih hallerine dayanmamıştır. Davadışı Zimmer Inc. firması tarafından distribütörlük sözleşmesinin sonlandırılması nedeniyle davalı artık Türkiye distribütörü olarak faaliyet göstermeyecek olsa bile, bu durum davacı ile arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi için haklı sebep olarak ileri sürelemeyecektir. Zira, sözleşmede fesih hallerine açıkça yer verilmiş olup, söz konusu durum sözleşmede fesih sebebi olarak yer almamaktadır....

          Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin davacı tarafın cayması nedeniyle feshi ile peşin verilen para ve senetlerin iade edilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

            UYAP Entegrasyonu