Davacının talebi İİK.nun 277 ve devamı, olmadığı takdirde TBK 19.maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğuna göre muvazaalı işlemin diğer tarafı olan yani borçlu tarafından ilk satış yapılan şahıs ve varsa diğer satış yapılan şahıslarında davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Davaya konu edilen 34 XX 406 plaka sayılı araç davalı borçlu adına kayıtlı iken 16.01.2017 tarihinde dava dışı Hakan Doğan adına tecilinin yapıldığı, sonrasında sırayla Ümit Aykır ve Hakan Doğan adına tescilinin yapıldığı, Kayseri 11. Noterliğinin 20.03.2017 tarihli araç satış sözleşmesi ile dava dışı Hakan Doğan adına kayıtlı iken 4.200.-TL bedelle davalı T9 a devredildiği, 34 XX 577 plaka sayılı aracın 2013 tarihinde dava dışı Tan Oto Motorlu Araç ve Taş. Tic. Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, davalı lehine yapılan satış vaadi sözleşmesinin muvazaa sebebi ile iptali isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı-birleşen davanın davalısı Asıl davada, davalı şirket ile 7 adet daireyi satın almak amacıyla noterde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi imzalayarak satış bedeli olan 337.000TL’yi ödediği halde dairelerin tapularının devredilmediğini, açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini ileri sürerek, 337.000TL’nin davalı şirketten tahsilini istemiş, davalı şirket ise birleşen karşı davasında, bedelsizlik ve muvazaa nedenlerine dayanarak dava konusu taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davacı-birleşen davanın davalısı Recep ile davalı-birleşen davanın davacısı şirket arasında 24.1.2002 tarihinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği taraflar arasında çekişmesizdir. Sözleşmede 337.000TL’nin nakden ve tamamen ödendiği belirtilmiştir. Sözleşme resmi şekilde düzenlenmiş olup geçerlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 27/09/2012 gününde verilen dilekçe ile araç satış sözleşmesinin ve trafik kaydının iptali ile araç mülkiyetinin davacı adına tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın satış sözleşmesinin ve trafik kaydının iptali talebi yönünden kabulüne, araç mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, araç mülkiyetinin davacı adına tescili talebinin ise reddine dair verilen 18/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen paylar ... ve ... No’lu parselin paydaşlarından ... tarafından davalıya 3.3.2004 tarihinde toplam 81.100 TL bedelle satılmıştır. Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia ederek önalım davası açmıştır. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatladığı ve dava konusu taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiye çevrildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlarda davalıya ait hisselerin davacı adına tesciline, depo edilen 55.163,30TL’nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda; 30.07.2012 tarihli satışla dava konusu 801 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesi 30.500,00TL bedelle, 802 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesi ise 124.000,00TL bedelle davalıya satılmıştır....
a devredildiği, gerçek bir satış işleminin bulunmadığı, muvazaalı satış işleminin iptali ile taşınmazların önceki maliki adına tescilinin gerektiği, ayrıca davalılar arasında yapılan kiralamaya ilişkin muvazaalı tasarrufun da iptalinin gerektiğinden bahisle birleşen davanın kabulüne bu dosyadan verilen kararın niteliğine göre esas dosyadaki alacak talebi hakkında karar verilmesine gerek olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
Bu şekli ile somut olayda; davanın muvazaa nedeniyle düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmelerinin iptali ile tapudan terkine ilişkin olarak açıldığı, dosyamız davalısının yukarıda incelenen ve henüz kesinleşmeyen Uzunköprü 2....
ATM'nin 28.06.2010 tarihli kararıyla müvekkili şirkete kayyım tayin edildiğini, müvekkili şirketin faaliyet alanının taşınır ve taşınmaz malların Finansal Kiralama Kanununa uygun olarak kiralamaktan ibaret olmasına rağmen müvekkili şirketin önceki yöneticilerinin ... plaka sayılı aracı davalıya finansal kiralama süresi dolmadan önce kati satış sözleşmesiyle sattıklarını, davalı ile satışı yapan müvekkil şirketin eski yöneticileri arasında iş ortaklığının bulunduğunu, ayrıca Finansal Kiralama Kanunu uyarınca finansal kiralama sözleşmesinin kiracının ikametgahı noterindeki özel sicile kayıtlı olduğunu, bu sebeplerle davalının iyiniyetli olmadığını, kaldı ki, genel kurul kararının da mahkeme kararı ile iptali sebebiyle de satışın geçersiz olduğunu belirterek, kati satış sözleşmesinin iptalini ve aracın mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespitini, aracın mülkiyetinin davalı tarafından 3. kişiye devri halinde yapılan satışın geçersizliğinin tespiti ile aracın tespit edilecek rayiç...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iptali istenen devrin tasarrufun iptali şartlarını taşıdığını, taşınmaz satış vaadinin alacaklıyı zarara uğratma kastını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, satış vaadinin mal kaçırma maksadını ortadan kaldırmadığını, devrin yapıldığı tarihin borcun doğumu tarihinden sonra olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin borcun doğumundan önce olduğuna itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasıdır....