Davalının, davacı ... ile dava dışı ... arasında imzalanan Harici Motorlu Araç Satış Sözleşmesi altında kefil olarak isim ve imzasının bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların her türlü satış ve devirlerinin noterde yapılması zorunludur. Noterde yapılmayan satış ve devirler geçersizdir. Kefalet fer’i niteliği itibariyle geçerli bir asıl borca ihtiyaç duyar. Somut olayda asıl borcun dayanağı olan sözleşme geçersiz olduğuna göre kefalet de geçersizdir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2015/5127 takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 71.000.00 TL asıl alacak ve 2.836.11 TL faiz üzerinden devamına, asıl alacağın %20 oranında olmak üzere 14.200.00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Dava, geçersiz (harici) sözleşme gereğince ödenen araç bedelin tahsili istemine ilişkindir. Araç satış işleminin geçerli olabilmesi için 2918 sayılı KTK'nın 20/e maddesi gereğince noter satışı ile aracın devrinin davacıya verilmesi gerekmektedir. Geçersiz sözleşme nedeniyle TBK.'nun 77-82.(BK'nun 61-66.) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. HMK'nın 200/1....
- K A R A R - Davacı-karşı davalı vekili; taraflar arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını,bu sözleşme içeriğinde iki adet motorlu aracın satış ve devri için anlaşma yapıldığını, araç bedellerinin ödendiğini, ancak devir işleminin ek protokolde belirtilen sürede yapılmadığını, davalı-karşı davacının bu araçların maliki değil kiracısı olduğunun öğrenildiğini, davalı-karşı davacıya araç bedellerini iade etmesi için ihtarname gönderildiğini, ayrıca araç satışının KTK'da belirtildiği gibi resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğunu, tarafların aldıklarını haksız iktisap hükümleri uyarınca iade etmekle yükümlü olduklarını, araç bedellerinin tahsili için davalı-karşı davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı-karşı davacının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, araç satış sözleşmesinin iptali ile davaya konu aracın davalıya iadesine, 35.000,00 TL alacağın davaya konu aracın davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek aralarındaki sözleşmenin iptali ile araç satım bedeli 35.000 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, aracın ağır hasar kaydı bulunduğunun davacı tarafından bilindiğini savunarak davanın reddini dilemiş; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, dava konusu aracın 11.07.2014 tarihli noter satış sözleşmesi ile 37.518,00 TL bedelle davacıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, ağır hasar kaydına ilişkin ibarenin ilana sonradan eklendiğini ileri sürerken, davalı bu iddianın doğru olmadığını savunmaktadır....
Mahkemece; davacı tarafından aracın satış tarihinin 2010 yılı olduğu ileri sürülmüş ise de, vergi dairesince cebri satış tarihinin 30.10.2009 olması karşısında bu tarihe itibar edilmediği, icra takibinin başlangıç tarihi itibariyle geçerli olan Borçlar Kanunu yönünden bağlı bulunulan 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu, kaldı ki başvurulmuş olan yemine de uyulduğu gerekçe gösterilerek davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; harici araç satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur. Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Ancak, geçersiz sözleşmeden kaynaklansa dahi, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda BK.125.maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 7.500.TL karşılığında minibüsü imzalanan araç satış sözleşmesi ile satın aldığını ve bedelini peşin ödediğini, ancak davalının araç üzerindeki rehni kaldırmayıp aracı bir başkasına devrettiğini bu nedenle davalı aleyhine ödenen 7.500.TL ile sözleşme gereğince ödenmesi gereken 5.000.TL cezai şartın tahsili için takip başlatıldığını, bu takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir....
Davalı, aracın iddia edildiği gibi davacı tarafından alınmadığını, bizzat bedelini ödeyerek kendisi satın aldığını, esasen davacının yurt dışından parası geldiğinde araç bedelini ödeyeceğini söyleyerek satış bedelini ödemesini sağladığını, aradaki dostluğa ve iyi niyete güvenerek satış bedelini ödediğini ve aracı bedelsiz olarak davacıya teslim ettiğini, ancak davacının araç bedelini ödemediğini, sözleşme uyarınca aracın zilyetliğini devrettiğini, araç bedeli ödenmediği için de aracın devrini vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 08.10.2010 tarihli karar ile asıl ve birleşen davanın reddine, karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2011/5270Esas 2012/636Karar 19.01.2012 tarihli ilamıyla, davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bu kez direnme kararı verilmiş ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/13-671Esas 2014/441Karar 02.04.2014 tarihli ilamıyla direnme kararının da bozulmasına karar verilmiştir....
Taraflar arasında noter dışında araç alım satım sözleşmesi yapıldığı, sözleşme uyarınca kararlaştırılan satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiği ve aracın davacıya teslim edilmiş olup, halen davacı elinde bulunduğu konularında uyuşmazlık yoktur. Davacı, davalının aracın resmi satışını gerçekleştirmediğini ileri sürerek akdin feshi ile ödediği satış bedelinin iadesini talep etmiş, davalı taraf ise savunmasında aracın resmi satışına davacının yanaşmadığını bildirmiştir. 2918 Sayılı Yasa’nın 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların noter dışındaki her türlü satış ve devirleri geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Esasen bu yönler mahkemenin de kabulündedir. Yerel mahkemenin davanın niteliği itibariyle birlikte ifa kuralının uygulanamayacağı yönündeki gerekçesinde ise isabet görülmemiştir....
Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, ÖTV Kanun'un 4. maddesine göre alacağın dayanağı olan verginin yükümlüsünün davacı şirket olduğunu, satış sırasında davacının bu konuda herhangi bir uyarı yapmadığını, taraflar arasında ÖTV'de artış olması durumunda verginin alıcıdan alınacağına ilişkin bir anlaşma yapılmadığını, satış faturasına buna ilişkin bir kayıt konulmadığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Dava ÖTV farkı alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine İstanul ... İcra Dairesinin ... E....
(Emsal Yargıtay HGK'nın 10/06/2009 tarih, 2009/19-206 esas ve 2009/246 karar sayılı ilamı) Ancak taraflar arasında varlığı ihtilaflı olan sözleşme kapsamında araç bedeli olarak ödeme yapıldığına ilişkin havale dekontlarında şerh bulunması sözleşmenin varlığına delalet etmeyeceğinden sözleşmeyi ve yapılan ödemelerin bu sözleşme sözleşme kapsamında olduğu iddiasını ödemeyi yapan, somut olayda davacı ispat etmelidir. (Emsal Yargıtay 13. HD'nin 08/07/2015 tarih, 2015/10719 esas ve 2015/23628 karar sayılı ilamı). Taraflar arasında aracın satımına ilişkin sözleşme olduğuna ve yapılan ödemenin bu sözleşme kapsamında yapıldığına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında haricen satım sözleşmesi kurulmuş, satıma konu araç davacıya teslim edilmemiş ve resmi devri yapılmamıştır....