Davaya konu icra takip dosyasında, 17.500 USD(=27.226 TL) araç alım bedelinin takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %6'dan az olmamak üzere mevduat USD (Kamu Banka) faizi ile tahsili talebini içeren ödeme emrine karşı davalı vekili tarafından süresinde yapılan itiraz ile 10.000 USD kısmına itiraz edip, 7.500 USD'yi ödeyeceklerini beyan etmiştir. Davada, geçersiz (harici) sözleşme gereğince araç satımı için davalıya ödenen bedelin iadesi talep edilmektedir. Araç satış işleminin geçerli olabilmesi için 2918 sayılı KTK'nın 20/e maddesi gereğince noter satışı ile aracın devrinin davacıya verilmesi gerekmektedir. Geçersiz sözleşme nedeniyle TBK.'nun 77-82.(BK'nun 61-66.) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herkes aldığını iade etmekle yükümlü olduğundan mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Noterliği'nin 21184 yevmiye nolu ile 02.09.2009 tarihinde satış sözleşmesi ile ...'lı vekaletinde ...'a satıldığını ve 02.09.2009 tarihinde teslim edildiğini ve kazanın satıştan 15 gün (7 sa. 15 dk.) geçtikten sonra kaza yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davalının bu aracı kaza tarihinden önce ... 5. Noterliği'nin 21184 yevmiye nolu ile 02.09.2009 tarihinde araç satış sözleşmesi ile ...lı vekaletinde ...'a sattığını ve teslim ettiği, kazanın ise 17.09.2009 tarihinde meydana geldiğini ve davalının araç maliki veya işleteni olmadığı belirtilerek, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan karşı araç hasar tazminatını ödeyen ...'nin ehliyetsizlik nedeniyle sigortalısından rücuen tazminat talebine dayalı itirazın iptali davasına ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davacı taraf, davalı şirket ile 25/08/2017 tarihinde 43 BC 454 plakalı, 08/01/2018 tarihinde 16 SLC 89 plakalı aracın satımına ilişkin araç satım sözleşmeleri akdedildiğini ve satış bedeline ilişkin senetlerin ödenmesine rağmen araçların davalı şirketin borcu nedeniyle yediemin deposuna kaldırıldığını, davalı şirketin araç satım sözleşmesine istinaden ödediği bedelleri iade etmemesi üzerine davalı şirket ve kendisini şirket yetkilisi olarak tanından diğer davalı aleyhine icra takibi başlattığını belirterek icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalılar ise araç satış sözleşmesinin dava dışı Yekta Özçam ile yapıldığını savunmuşlardır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davacı taraf, davalı şirket ile 25/08/2017 tarihinde 43 BC 454 plakalı, 08/01/2018 tarihinde 16 SLC 89 plakalı aracın satımına ilişkin araç satım sözleşmeleri akdedildiğini ve satış bedeline ilişkin senetlerin ödenmesine rağmen araçların davalı şirketin borcu nedeniyle yediemin deposuna kaldırıldığını, davalı şirketin araç satım sözleşmesine istinaden ödediği bedelleri iade etmemesi üzerine davalı şirket ve kendisini şirket yetkilisi olarak tanından diğer davalı aleyhine icra takibi başlattığını belirterek icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalılar ise araç satış sözleşmesinin dava dışı Yekta Özçam ile yapıldığını savunmuşlardır....
Davacı muris Ali Rıza Mercan ile davalı T3 arasında gerçekleşen 34 XX 199 Plakalı araç için yapılan satım sözleşmesinin muvazalı olduğunu iddia etmiş olup iddiasını ispatla mükelleftir. Mahkememizce dava konusu aracın satış tarihi itibariyle tespit edilen gerçek tutarı 46.500TL olup, aracın davalıya Piraziz noterliği 29/01/2018 tarihli araç satış sözleşmesi ile 27.783,00 TL bedelle satıldığı görülmektedir, satış bedelleri arasında işlemin muvazalı olduğunun kabulünü gerektirecek büyüklükte bir fark bulunmamaktadır, kaldı ki gerçek satış tutarı ile sözleşme ile kararlaştırılan satış tutarı arasında büyük bir fark bulunsa dahi sadece bu hususa dayanılarak işlemin muvazalı olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Davacı tarafça delil olarak dayanılan, Ordu 4....
Noterliğinden 14/01/2014 tarihinde, 00368 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi düzenlenerek diğer davalı T4 satıldığını, satış işleminin hukuken geçersiz olup iptalinin gerektiği, zira söz konusu satışın gerçekleştiği tarihte, satışı yapan Hilal Güneş şirket yetkilisi olmayıp maliki olmadığı bir aracı Noter vasıtası ile sattığını, davalının 31/10/2013 tarihinde yapılan devir sözleşmesinin ve genel kurul toplantısı ile şirket müdürlüğünden azledildiğini ve bu devir işlemiyle ilgili tescilin de 31/12/2013 tarihinde yapıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını belirterek satış işleminin iptali ve davaya konu aracın müvekkil şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, araç bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-karşı davalı vekili; taraflar arasında yapılan sözleşme ile müvekkilinin davalı-karşı davacıdan 54.000,00 TL değerinde bir araç satın aldığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkilinin 16.675,00 TL peşin ve nakit ödeme yaptığını, geriye kalan 37.325,00 TL için senetler düzenlendiğini, müvekkilinin vadesi gelen senetlerden 6 tanesinin bedelini ödediğini ve senetleri teslim aldığını, bedelini ödediği 2 adet senet içinse davalı-karşı davacının senetlerin yanında olmadığını belirtmesi nedeniyle ibraname aldığını, bu arada davalı-karşı davacının kendisinin borçlu olduğu muvazaalı bir senet tanzim...
Davalı, dava konusu aracı davacıya 20.11.2008 tarihinde sattığını, araç satılırken yapılan sözleşme ile davacının araç kaydını en geç 3 ay içinde devralması gerektiği aksi halde kendisinin herhangi bir sorumluluğu bulunmayacağının belirtildiğini, satış tarihinden itibaren çok uzun süre geçmiş olmasına rağmen davacının aracı devri almadığını, satış sözleşmesi yapıldığı tarihte ve daha sonrasında araç üzerinde hiç bir şekilde haciz ve yakalama bulunmadığını, araç üzerine konulan ilk haczin 11.01.2011 tarihinde konulduğunu, bu kadar uzun bir süre içerisinde dava konusu aracın devralınmamış olmasının davacının kusuru olduğunu, davacının araç satış bedelinin yanında araç için yapmış olduğu masrafların bedelini de talep edemeyeceğini, davacının aracı satış tarihinden itibaren kullandığını ve yapılan masrafların bu kullanım sırasında oluşan hasarlar nedeniyle yapılmış olabileceğini ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir....
Dava konusu araç, 17.10.2008 tarihli noterce düzenlenen kati taşıt satış sözleşmesi ile borçlu tarafından davacı 3.kişiye satılmıştır. Haciz ise aracın trafik siciline 22.10.2008 tarihinde, noter satışından sonra konulmuştur. Davacı bu aracı alırken trafik sicilinde haciz kaydı bulunmadığından iyi niyetle araç mülkiyetini kazanmıştır. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlu arasında borcun doğumundan önceki tarihi taşıyan 29.01.2007 tarihli noterce düzenlenen rehin sözleşmeside mevcuttur. Bu sözleşme ile borçlu, dava konusu araç üzerinde davacı 3.kişi lehine 12.500,00 TL. lik rehin hakkı da kurmuştur. Bu durumda hacizden önce davacı 3.kişinin, rehin sözleşmesine konu aracı borçludan hacizden önce satın alındığıda gözönüne alındığında, 3.kişinin istihkak davasının kabulüne, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Dava konusu araç, 17.10.2008 tarihli noterce düzenlenen kati taşıt satış sözleşmesi ile borçlu tarafından davacı 3.kişiye satılmıştır. Haciz ise aracın trafik siciline 22.10.2008 tarihinde, noter satışından sonra konulmuştur. Davacı bu aracı alırken trafik sicilinde haciz kaydı bulunmadığından iyi niyetle araç mülkiyetini kazanmıştır. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlu arasında borcun doğumundan önceki tarihi taşıyan 29.01.2007 tarihli noterce düzenlenen rehin sözleşmeside mevcuttur. Bu sözleşme ile borçlu, dava konusu araç üzerinde davacı 3.kişi lehine 12.500,00 TL. lik rehin hakkı da kurmuştur. Bu durumda hacizden önce davacı 3.kişinin, rehin sözleşmesine konu aracı borçludan hacizden önce satın alındığıda gözönüne alındığında, 3.kişinin istihkak davasının kabulüne, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....