Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 18/01/2011 tarih ve 00947 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesinin İPTALİ ile, 05.LH.517 plakalı aracın davalıdan alınarak davacıya teslimine, " şeklinde karar verilmiştir....

15/02/2012 tarihinde dosyada mevcut bilinen son adresine aynı kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olacağı cihetle, sanığın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin tebligat yapıldığı tarihte neresi olduğunun tespiti ile tebliğ işleminin buna göre yapılmasından sonra ilgili belgelerin eklenerek iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C....

    Davacı dava dilekçesinde, adına kayıtlı..... plakalı aracı araç kiralama şirketine kiraya verdiğini, aracın buradan davalı ... adına kiralandığını ve kendi adına düzenlenen sahte kimlik kullanılarak davalı noterlikçe düzenlenen araç satış sözleşmesi ile davalı ...'a satıldığını öğrenmesi üzerine müracaatta bulunduğunu, adli makamlarca araca el konularak kendisine yediemin sıfatıyla teslim edildiğini ancak aracın trafik kaydında halen davalı ... adına kayıtlı gözükmesi nedeniyle mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle sahte belgelere dayalı olarak düzenlenen araç satış işleminin iptali ile aracın kendi adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne ve araç satış işleminin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir Dosya kapsamından, davalı ...'...

      Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile 4.125.YTL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına 2918 sayılı KTK.nun 20/d maddesi gereğince trafikte tecil edilmiş araçların noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devir işleminin geçersiz olmasına göre davalı ...'in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 180.75.-YTL kalan onama harcın temyiz eden davalı ...'den alınmasına 23.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İlk derece mahkemesince; davaya konu taşınmaz satış işleminin mahkeme kararıyla geçersiz olduğunun tespit edildiği, geçersiz satış nedeniyle tarafların aldıklarını iade ile yükümlü olduğu, resmi senette taşınmaz satış bedeli 50.000 TL olarak gösterilmiş ise de, aynı taşınmaza dair davacı ile davalılar murisi ... arasında düzenlenen harici satış sözleşmesinde, taşınmazın 300.000 TL bedelle davacıya satıldığının belirtildiği, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğu, kaldı ki davacıya ait banka hesap kayıtları incelendiğinde satış tarihinde yüksek meblağlarda para çekildiğinin görüldüğü gerekçesiyle; davanın kabulü ile 300.000 TL’nin 14/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık daha önceden tanıdığı ve bir dönem arkadaşlık yaptığı katılan ile anlaşarak adına kayıtlı ...plakalı aracı noterde yaptıkları araç satış sözleşmesi ile sattığı, aracın devir işlemlerinin ise tamamlanmadığı, halen sanık adına kayıtlı görünen araç 11.07.2009 günü sanığın ... isimli şahsa olan 40.000,00 TL borcu nedeniyle ......

            İcra Müdürlüğünün 2007/7403 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, müvekkil alacağının tahsilini önlemek amacıyla davalı borçlu ...'a ait iken diğer davalı annesi olan ...'a 28.03.2008 tarihinde muvazaalı şekilde devredildiğini belirterek ... köyü mersinalanı mahallesi kısık mevkii l907 parsel sayılı taşınmazın borçluya ait payının devir işleminin geçersiz olduğunun tespiti ile müvekkilin alacağını alabilmesi için taşınmazın haciz ve satışına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Diğer davalı ... vekili davanın reddini isremiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, ... mahallesi 1907 sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1/8 hissenin 28.03.2008 tarihinde ... tarafından diğer davalı ...'...

              Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ile.... plakalı araç ile .... nolu ticari araç plakasını ortak olarak aldığını, davacı davalıya güvendiğinden aracın ve plakanın ruhsat sahibi olarak davalının gösterildiğini, noterlikte ticari plaka ve araç satış sözleşmesinin davalı adına yapıldığını, davalının araç ve ticari plakayı satarak parasını kendisinin aldığını belirterek, aracın ve ticari plakanın mülkiyetinin davacıya da ait olduğunun tespitine ve davacının payına karşılık olan 10.000 TL'nin (fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere) yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının sözkonusu olduğunu, senetlerin tümünün davalı tarafından ödenip geri alındığını, ortaklık sözleşmesinin davacı ödeme yapmadığından geçersiz hale geldiğini, senet borçları bittikten sonra davanın açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                kabul edilemeyeceğini, öncelikle araç satış sözleşmesinin, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden ayrı bir sözleşme olduğunu, müvekkili tarafından davalı yana ödeme yapıldığının 09.12.2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile sabit olduğunu, araç satış sözleşmesinin yalnızca müvekkilinin eşine vekalet ederek yapıldığının değerlendirilebilmesine imkan olmadığını, sözleşmelere; birinin diğerinin eki olduğuna ve ayrılamaz mahiyette olduğuna dair bir şerh de konulmadığını, bu nedenle araç satış sözleşmesinin geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, hali hazırda yapılmış ve geçerliliğine inanılan ve buna dayanılarak ifa faliyetlerine başlanan bir sözleşme varken yeniden bir sözleşme yapılmasının taraflardan beklenemeyeceğini, bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, taraflarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak talepte bulunulduğundan taraflarınca geçerli bir sözleşme sunulmadığı gerekçesiyle aleyhe hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, 13.01.2015 tarihli...

                tarihli satış sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu