Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın 20/05/2014 tarihinde, daha önce her iki davalı tarafından müvekkiline devredilen şirket hisselerini, sanki bu devir işlemi hiç olmamış gibi şirket ortaklar kurulu kararı ve bu karara istinaden hisse devir sözleşmeleri ile davalı ...'a devrettiğini, anılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davalı ... hisselerinin ...'a satılarak devredilmesi işlemlerinin muvazaalı ve mükerrer işlem olması nedeni ile geçersizliğinin tespiti ve iptaline, 24/02/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ve bu karara istinaden ... Noterliği'nin 27/02/2014 tarihli hisse satış sözleşmesi ile ... Turizm İnş. Nak. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti'nde ... ve ... hisselerinin müvekkiline satılarak devredilmesi işleminin geçerli olduğunun tespiti ile bu hisse devir sözleşmesi uyarınca şirket hisselerinin müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak: 1- Dosya arasında bulunan motorlu araç trafik belgesinin heyetimizce incelenmesinde,suça konu 08.06.2006 ve 20.07.2007 tarihli iki adet muayene işlemindeki yazılar ve kalemin aynı olduğunun çıplak gözle de farkedildiği,5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu iki adet sahte muayene işleminin farklı tarihlerde yaptığına ilişkin kanıtların nelerden ibaret olduğu tartışılmadan suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK'nın 43. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle ceza tayini yasaya aykırı, 2- Kabule göre de; a) Yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçundan Hazine'nin doğrudan zarar görmediği ve kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve katılma kararının hukuken geçersiz olduğu cihetle; hazine...

      Davaya konu bononun davacı ile dava dışı ... arasındaki araç alım satım sözleşmesi karşılığı verildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Harici satış sözleşmesinde belirtilen aracın satışının davacı adına yapılmadığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesine göre araç satış sözleşmesinin resmi şekilde noterlikçe yapılması gerekmektedir, bu şekilde yapılmayan harici araç alım satım sözleşmeleri geçersiz olup herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Ayrıca söz konusu aracın da davacı adına satış ve tescili yapılmadığından dava konusu bono bedelsiz kalmıştır. Davaya konu bonoda davacı keşideci, davalı ise yetkili hamildir. Davalı bonoda 3. kişi durumunda olup, TTK'nın 687. maddesi uyarınca bedelsizlik iddiasının davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının bononun bedelsiz olduğunu bilerek bonoyu iktisap ettiğinin ispatı gerekir....

        Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma ilamında; “... Dava konusu senetlerin taraflar arasında düzenlenen... plakalı aracın harici satış sözleşmesi uyarınca düzenlenmiş olduğu ve senetlerin 30.000. TL.’lik bölümünün araç bedeline karşılık olup, 12.000.TL.’lik kısmının ise cezai şart olarak verildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışındaki her türlü satış ve devirleri geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde taraflar aldıklarını aynen iade etmekle yükümlüdürler. Öte yandan, geçersiz sözleşmeye dayanılarak cezai şart istenemez...” denilmiştir. Anılan bozma kararında belirtildiği üzere, trafiğe tescilli araçların harici satışları geçersizdir. Herkes aldığını iade ile mükelleftir....

          aracın iadesini isteme hakkına sahip olduğu, bu durumda davacının geçersiz satış ile zilyedi olduğu her iki aracın davalı borcu nedeniyle haciz ve muhafazası nedeniyle gelir kaybı konusunda tazminat isteme hakkının ve hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle “davanın usulden reddine” karar verildiği görülmüştür....

            Mahkemece, taraflar arasında 26.06.2005 tarihinde harici araç satış sözleşmesi düzenlendiği, davacılara teslim edilen araç ve ödenen bedele karşılık taahhüt edilen araç devrinin yapılmasını teminen davalıya verilen bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti için davacıların dava açtıkları, harici araç satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu, ancak araçların resmi satışlarının dava dışı kişilere yapıldığı, taraflarca araçların iadesinin mümkün bulunmadığı davacıların ellerindeki Ford Connect marka aracı davalının muvafakatı ile dava dışı kişiye sattıkları konusunda davalıya yemin teklif ettikleri, davalının da davacıların kendisine veya gösterdiği kimseye devir yapmadıkları konusunda yemin ettiği, davalının da nakit ödediği 9.000 TL dışında davacılara Doğan SLX marka aracın devrini verdiğini kanıtlayamadığı, davacıların davalılara senetten dolayı borçlarının davacıdan aldıkları nakit para ile...

              Kat 11 nolu bağımsız bölüm karşıladığından sadece bu taşınmaza ilişkin satışın iptalini talep ettiğini, yine tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden bu daireye düşen harç miktarının dava değeri olarak gösterildiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davaya konu taşınmazların tamamı üzerine başkasına devir ve temlikinin önlenmesi amacı ile ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasına, İİK'nun 277. ve devamı maddeleri gereğince bu taşınmazlarla ilgili yapılan tasarruf işleminin iptaline, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2019/25990 takip numaralı dosyasına konu alacaklarının tahsili için bu taşınmaz üzerine cebri icra uygulama ve satış isteme hakkı verilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Şikayet olunan SGK vekili, bedeli paylaşıma konu aracın kaydına 20.02.2007 ve 29.05.2007 tarihlerinde araç sahibinin prim borçları nedeniyle haciz konulduğunu, 6183 sayılı Kanun'da bir yıl içinde satış istenmediği takdirde haczin düşeceğine dair hüküm bulunmadığını, kendi hacizlerinin devam ettiğini ve şikayetçinin haczinin kendi hacizlerinden sonra olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan vergi dairesi vekili, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca konulan hacizlerin geçersiz olduğu iddialarıyla ilgili mahkemenin görevsiz olduğunu, bu kanun kapsamında konulan hacizlerin bir yıllık süre içinde satış istenmediği takdirde düşeceğine dair hüküm bulunmadığını, 2006 yılında konulan ilk hacizden itibaren 2010 yılına kadar hacizlerin yenilendiğini, şikayetçinin haczinin daha sonra konulduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, davalı belediyenin hizmet aktini askıya alma işleminin geçersiz sayılması ve fiili hizmet süresinin 360 gün olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde belediyenin hizmet aktini askıya alma işleminin geçersiz sayılması istemine idari yargı görevli görevli olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu nedeni ile reddine, davacının fiili hizmet süresine ilişkin isteminin kabulüne karar verilmiştir....

                  Trafik Tescil Büro Amirliğinde mevcut trafik tescil kaydına davalı bankanın rehin şerhinin kaydedildiği, araç üzerindeki rehnin davalı bankanın alacaklarının güvence altına alınması için tesis edildiği, rehin konusu otomobilin sicile tescilinin zorunlu olduğu, bu kapsamda rehin sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiği, satış ve bedeli paylaşıma konu araç üzerinde geçerli olarak rehin hakkı kurulmuş olan alacaklı- davalıya, satış bedelinin paylaştırılmasında öncelik tanınacağı, ihale tarihi itibariyle davalının satış bedelinin üzerinde alacağının mevcut olduğu, satış bedeli öncelikle rehinli alacaklıya ödenecek şekilde düzenlenen sıra cetvelinin doğru olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu