Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın bütün aşamalarda suça konu aracı, Bağcılar oto açık pazarından ... ... isimli şahıstan 10.000.00 TL si peşin olmak üzere 17.500.00 TL bedel karşılığında satın aldığını, aralarında aracın satımına ilişkin protokol yaptıklarını ve ... ...’un kendisine nüfuz cüzdanı, sürücü belgesi ve ikametgah senedi suretlerini de verdiği beyan ederek, bu belgeleri dosyaya da ibraz etttiğinin anlaşılması karşısında, dosyaya sunulan belgelerde açık kimlik ve adres bilgileri yazılı ... ... isimli kişinin araştırılıp beyanına başvurularak gerçekte böyle bir araç satışının olup olmadığı, sanığın suça konu aracı suç eşyası olduğunu bilerek alıp almadığı hususları sorulup, buna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik soruşturma ile hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, noter satışının haciz tarihinden önce olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,032.40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 23.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan ... ile ... arasında harici araç alım satım işlemi yapıldığı, bu işleme sanıklardan ...'ın aracılık ettiği, aracın resmi kayıtlara göre sahibi olan tanık ...’un katılana aracı resmi olarak devretmediği katılanın bir kısım satım bedelini sanık ...'a ödediği daha sonra aracın arıza yaptığı ve katılana ödediği paranın iade edilmediği gibi aracın resmi satışının da yapılmadığının iddia ediliği olayda; Sanık savunması, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, sanıkların hile olarak kabul edilebilecek davranışlarının dosya kapsamı itibariyle tespit olunamadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: 29.03.2011 tarihinde haczedilerek sanığa yediemin sıfatıyla teslim edilen .... plaka sayılı araç üzerindeki haczin icra takip dosyasında işlem yapılmadığı için düştüğü, dosyada İcra İflas Kanunu gereğince süreyi durduran herhangi bir halin gerçekleşmediği, alacaklı vekili tarafından hacizden itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra haczin 11.12.2012 tarihinde yenilendiği anlaşılmakla; suç tarihinde yürürlükte bulunan İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde satışının istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun hukuka aykırılık öğesinin oluşmayacağı dikkate alınarak sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi; Yasaya aykırı, sanığın...

          Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, araç satışının ayıplı yapıldığı iddiasıyla satış için ödenen ücretin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, Asliye Hukuk mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13.HD.nin 8/7/2013 gün 2012/23498-19026 sayılı kararı ile mahkemenin görevsiz olduğu ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle bozulduğu ve görev hususunun bu suretle kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu karar, niteliği itibariyle kesin olup, mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. Bu nedenle, Tüketici Mahkemesinin davaya görevli mahkeme sıfatıyla bakması gerekirken dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesi yerinde değildir....

            Mahkemece iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı tarafından araç satışının davalıya bildirilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 611,82 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 09.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              2 tanık huzurunda ve tarafların serbest iradeleri ile imzalandığını, her ne kadar mahkeme, araç satış sözleşmesinin noterde yapılmadığından bahisle geçerli olmadığı yönünde hüküm kurarak savunmaları reddetmiş ise de her iki tarafın serbest iradeleri ile araç satışı konusunda anlaşmış ve araç bedelin bir kısmının nakden müvekkiline ödendiğini, dava konusu kaza meydana gelmemiş ve aracın kazaya karışmamış olması halinde noter satışının gerçekleşeceğini, müvekkilinin böyle bir kazanın meydana geleceğini öngöremediğini, mahkemece araç satış sözleşmesinin noter kanalıyla yapılması gerektiği belirtilmişse de taraflar arasındaki sözleşmenin noter huzurunda yapılacak araç satış sözleşmesinin ön sözleşmesi niteliğinde olduğunu, bu sebeple sözleşme geçerliliğini koruduğunu, diğer davalı Süleyman Çakır tarafından da dava aşamasında kazada kusurlu olduğu ve tazminatı ödemeyi kabul ettiği, aracın satın alındığının kabul edildiğini, ancak mahkemece hatalı yapılan yargılama ile taraflar arasında yapılan...

              a kazadan önceki tarihlerde 10.12.2016 tarihinde satışının yapıldığını, yapılan satış sözleşmesine göre müvekkilinin ... plakalı 2005 model ... marka otomobili o tarihlerin 2. el satış piyasasına göre 15.000,00 TL'ye sattığını, davalı ... bedelin 5.000,00 TL'sini aracın satış tarihinde müvekkiline nakden ödeyecek, geri kalan kısmı için de aracın noterde devri gerçekleştirilecek tarih olan 15.12.2016 tarihinde ödemesini yapacağını, dava konusu aracın satış sözleşmesinin imzalamasından sonra davalıya teslim edildiğini ve davalının işleri için aracı kullanacak olması sebebiyle noter satışının bir kaç gün sonraya ertelendiğini, müvekkilinin noter satışının geç yapılacağından ödemede bir sıkıntı çıkmasın diye düşünerek sözleşmenin 2 tanık huzurunda ve tarafların serbest iradeleri ile imzalandığını, her ne kadar mahkeme, araç satış sözleşmesinin noterde yapılmadığından bahisle geçerli olmadığı yönünde hüküm kurarak savunmaları reddetmiş ise de her iki tarafın serbest iradeleri ile araç satışı...

                Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında, trafikte kayıtlı olan ve 2918 sayılı yasanın 20/d maddesine aykırı olarak, adi sözleşme ile yapıldığı için geçersiz olan bir araç satışı yapıldığı tartışmasızdır. Davalı, davacının iddia ettiği 1997 model, ... plakalı araç değil, 1994 model kırmızı renkli Vectra araç sattığını, noterde yapılan resmi senetle satış teslim ettiğini iddia etmiş ise de, celbedilen dosyadaki trafik 2008/6489-13441 kayıtlarından ve belgelerinden bu aracın ... plakayı ... araç olduğu ve bu aracın davacıya değil, ... ...'a satılıp üzerine rehin konulduğu, bilaharede rehinin kaldırıldığı anlaşılmaktadır....

                  CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu araç satışı birebir davacı şirket ile müvekkil arasında yapılmış bir araç satışı olmadığını, aslında araç satışı davacı şirket ile müvekkilinin arkadaşı ----- arasında gerçekleştiğini, zira söz konusu araç satışı noktasında davacı şirket yetkilisi ------ ile ----- anlaşmış olup müvekkili, ------ ile arkadaşlığı sebebiyle sadece aracı adına devraldığını, araç satış bedeli ------ tarafından davacı şirket yetkilisi ------ isteği üzerine; teyzesinin oğlu olan aynı zamanda yetkilisi olduğu ------ Şirketinin sigortalı çalışanı ------ hesabına gönderildiğini, söz konusu araç satış bedeli ----- hesabına gönderildikten sonra davacı şirket yetkilisi ----- tarafından noter huzurunda aracın devir işlemi gerçekleştirildiğini, dava konusu araç satışının üzerinden aylar geçtikten sonra davacı şirket yetkilisi ------ ile ----- arasında hukuki ihtilafların başlaması üzerine; davacı şirket yetkilisi hukuka aykırı bir şekilde aralarında olan husumete...

                    UYAP Entegrasyonu