İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurum işleminin yerinde olduğunu, davacının davasının ne kadarının kabul ne kadarının reddolunacağı hususları belli değilken dava konusu ile ilgili tedbir kararı verilmesinin dosyanın esasını etkileyeceğini belirterek 34 XX 225 plakalı araç satışının mahkeme kararı kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına ilişkin ara kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür....
Uyuşmazlık daha sonra çalıntı ihbarı yapıldığı bildirilen takasa konu aracın resmi satışının gerçekleşmemesi ve bu araç bedeline karşılık tutulan bakiye satış bedeli olan 17.000 TL’nin ödenmediği iddiasından kaynaklanmaktadır. Takasa konu edildiği bildirilen aracın resmi satışına ilişkin bir belge sunulmamıştır. Resmi satış yapılmadığına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca, noter dışında yapılan araç devirleri geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Takasa konu araç davacıya resmi şekilde devredilmediğine ve bakiye satış bedelinin ödendiği de savunulmadığına göre davacının bakiye satış bedeli olarak kararlaştırılan 17.000 TL bedeli talep edebileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen olayların gerçek olmadığını, davalı şirketin 2.el satış bölümüne gelerek istenilen araç özelliklerinin belirtilmesinden sonra davaya konu edilen aracın satışının gerçekleştiğini, aracın sıfır olmayıp 5 km yol yaptığını, zaten sıfır araç olsaydı noter sözleşmesinin gerekli olmadığını, sıfır araç olmadığı satışın noterde gerçekleştiğini, araç satış sözleşmesi düzenlendikten sonra söz konusu aracın değiştirilmek istendiğini, aynı serinin otomobillerinden bir otomobilin 34 XX 567 plakası ile bulunan aracın müşteri memnuniyeti açısından değişim işlemi için önerildiğini ve sipariş formunun davacı tarafından imzalandığını, 34 XX 750 plakalı aracın 15/10/2018 tarihli 34693 yevmiye nosu ile geri satışının yapılıp önerilen aracında aynı noterlikte aynı tarih ve 34694 yevmiye numarası ile davacıya bu kez 65236 TL bedelle satıldığını, davacının ilk araç alımı esnasında Orfin finans kuruluşundan kredi kullanıldığını ve 2.araç değişimi esnasında...
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; dava dışı 3. kişinin, davalı araç maliki ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile davacıya satışı yapan ... isimli kişiye vekaletname verdiği, vekaletname ile davacıya araç satışının yapıldığı, davacıyı zarara uğratan vekaletnamenin, bu sahte sürücü belgesine dayalı olarak noterce yapıldığı anlaşılmaktadır. 07/09/2009 tarihli bilirkişi ön raporunda; iğfal kabiliyeti konusundaki inceleme ve tespitlerin bizzat o belge üzerinde yapılması gerektiği, aksi halde varılacak sonucun yanıltıcı olabileceği, bu nedenle belge asıllarının teminin talep edildiği, belge asıllarının temin edilememesi üzerinde fotokopi üzerinden yapılan inceleme neticesinde 08/02/2010 tarihli bilirkişi raporuyla; araç maliki adına düzenlenmiş sürücü belgesi ve araç satışını vekaletname ile gerçekleştiren ...'...
Davalı vekili; davanın davalı şirkete karşı açılmasının anlaşılamaz olduğunu, davacının ibraz ettiği adi yazılı sözleşmenin davalı şirket ile yapılmadığını, yapıldığı iddia edilen satış sözleşmesinin geçerli olmadığını, noter tarafından yapılmayan araç satış sözleşmelerinin geçerli olmadığını, davanın resmi senet ile ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, araç satışının resmi şekle tabi olduğu, resmi şekle uygun olarak yapılmayan satış işleminin geçerli olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
a ait arazi taşıtının satışı konusunda 25/11/2009 tarihli sözleşme akdedildiğini, araç bedelinin ödendiğini, aracın noter satışının ise 08/12/2009 tarihinde yapıldığını, satış sözleşmesi yapılmadan önce dava dışı bir şirket tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda araçta bazı eksiklikler olduğunun belirtildiğini ancak aracın trafiğe çıkmaya engel bir durumundan veya aracın pert olduğundan bahsedilmediğini, kaporta değerlendirme formunda da bu hususların belirtilmediğini, davalıların yönlendirmeleri ile müvekkilinin aracın kaskosunu bir şirkete 10/12/2009-10/12/2010 tarihli olarak yaptırdığını, aracın kasko süresinin dolması üzerine müvekkilinin aracın kaskosunu kredi kullandığı bankadan yaptırmak istediğini, ancak tramer kayıtlarına göre aracın pert olduğunun tespit edildiğinin ve kasko yapılamayacağının ifade edildiğini, kandırıldığını anlayan müvekkilinin davalılara ihtarname göndererek araç bedelini talep ettiğini, ancak olumlu yanıt alamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları...
a satıldığını, 19/08/2006 tarihinde ... plaka sayılı araç ile yapılan kaza sonucunda.... plaka sayılı araçla hukuki ve fiili bir bağlantısı olmadığı halde kazaya sebebiyet verdiğinden bahisle davalı tarafından .... plaka sayılı araç için ödenen 3.375,00 TL tazminatın .... sayılı dosyasında kendisinden tahsil edilmek için takibe geçildiğini, bu borçtan sorumlu olmadığının tesbitine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davalının.... Şartlarına göre sigorta sözleşmesine aykırı davranarak Noter vasıtası ile satılan aracın satışının kendilerine bildirilmediğini, bu nedenle sigorta ilişkisinin devam ettiğini, alkollü olarak verilen zarardan davacının sorumlu olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
a satışının yapılmasını isteyerek katılanı ikna ettiği, katılanın da aracı sanık ...'a 26/10/2009 tarihinde noterden devrettiği, araç bedelinin ödenmemesi üzerine sanık ...'nin iş ortağı olan sanık ...'ın 15.400 TL bedelli senedi katılana verdiği, sanık ...'ın bu tarihten yaklaşık altı gün sonra noterden vekalet vererek aracı sanık ...'ye devrettiği, katılanın talebi üzerine araç üzerine 25/11/2009 tarihinde şerh konulmasından sonra sanık ...'nin almış olduğu vekalete istinaden aracı 11.12.2009 tarihinde noterden vekalet vererek sanık ...'ye devrettiği, Sanık ...'nin de araca konulan şerh nedeniyle 17.12.2009 tarihinde aracı tekrar noterden sanık ...'...
Ex ... aracın tanıtım katoloğunda vaad edilen yakıt sarfiyatından % 50 daha fazla yakıt sarfettiğini, yetkili servisin araçtaki bu ayıbı gideremediğini, ayıplı araç satışının söz konusu olduğunu ileri sürerek aracın davalılara iadesine, araç için ödediği bedelin tahsiline, aracı kullanamamaktan ve bakım masrafı olarak yaptığı 500,00 YTL maddi tazminat ile 500,00 YTL manevi tazminatın faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
ayrıca sayılmaması ve aracın “yer” kavramı içerisinde değerlendirilemeyecek olması nedeniyle araç için “umuma açıklık” kavramının aranmasının da gerekmediği, bu nedenle TCK'nın 188/4-b maddesi ile artırım yapılmasının yasa koyucunun amacına uygun olduğu gerekçesiyle çoğunluk görüşe katılmıyoruz. 22.12.2021...