Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Marka devrinden kaynaklı tazminat istemi yönünden ise, şirket ile markanın farklı kişilerden devralındığı, markanın ortaklar adına ya da şirket adına devrine ilişkin yazılı bir anlaşma bulunmadığı, davacının da markanın şirket adına tescili gerektiği iddiasında bulunması karşısında markanın şirketin parçası olduğu ve şirket adına tescili ile bu işlemden zarar gördüğü iddiası ile talepte bulunabilecek olanın bu hususta asli menfaati olan davalı şirket olduğu, davacının bu talep yönünden taraf sıfatı bulunmadığı kanaatine varılarak bu talebin de usulden reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Fıkrası'na dayanarak müvekkiline ait hisse senetlerinin IMKB'ye (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na) başvurulmasına rağmen mahkeme ilamı olmaksızın hisse senedinden bir örneğin müvekkile verilmemesinden dolayı hisse senedinin zayi olması nedeniyle taraflarınca dava yoluna başvurma gereği haiz olduğunu, bununla birlikte telafisi imkansız zararlar oluşmasını engellemek için teminatsız olarak davalının senedi ibraz edene ödememesi hususunda ödeme yasağı kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE; Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen hamiline yazılı hisse senetlerinin iptali istemine ilişkin olup, anonim şirket hisse senetleri 6102 Sayılı TTK'nın 661 maddesine göre kıymetli evrak niteliğinde olup iptali mahkemeden istenebilir. Aynı Yasa maddesinin ikinci fıkrasında da anonim şirket hisse senetlerinin iptali davasında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda şirket merkezinin...(...)...

      Bu durumda Mahkemece, noterde gerçekleşen hisse devrinden sonraki döneme ait şirket borçlarından davacının sorumlu olmayacağı gözetilerek, hisse devrinden sonra doğan bir borcun davacıdan talep edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşturulduktan sonra sonuca gitmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        A.Ş.’nin 18/02/2015 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı ve Şirket karar ve pay defteri örnekleri incelendiğinde; davacı Şirket ortağı ...’nun tüm aktif ve pasifleri ile 4000 adet ve toplam 100.000,00-TL itibari değeri olan hisse senetlerini dava dışı ...’a devrettiği, hisse devri sonrasında ...’ın tek hissedarı olduğu, Şirket Yönetim Kurulu karar defterinde alınan karar gereğince hisse devrinin yapıldığı, Şirket Yönetim Kurulunun 17/02/2015 tarih ve 2015/01 sayılı kararı ile Şirketin pay defterine işlenmesine karar verildiği, sözkonusu Yönetim kurulu kararı gereğince hisse devrinin Şirketin pay defterine işlendiği, aynı Şirketin Yönetim Kurulu tarafından hisse devrinden sonra alınan 18/02/2015 tarihli ve 2015/07 sayılı kararı ile Şirketi temsil ve ilzama hisseleri devralan ...’ın yetkilendirildiği ve sunulan ticaret sicil tasdiknamesinde de bu hususun belirtildiği, davacının Şirketi temsil yetkisinin sona erdiği ve hisseleri devralan ...’ın Şirketi temsil yetkisinin...

          Davalı vekili, önceden sigortalı çalışan olan davacının şirketin anonim şirkete dönüşmesinden sonra başarısını artırmak için hisse devri ile ortak yapıldığını, davacının 2 ay kadar ortak olduktan sonra 16.09.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi ile paylarını devrettiğini, kendisine sağlanan ortaklık statüsünü yanlış değerlendiren davacının yönetime dahi müdahelelere başladığını, tekrar sigortalı yapılıp bilahare iş akdinin feshedildiğini, iddiaların hayal ürünü olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının herhangi bir pay devri yapmadığını iddia ettiği, pay devrinin iptali işlemine karşı iptal davası açmadığını ve açmayı da düşünmediğini beyan ettiği, ancak 16.09.2014 tarihinde paylarını şirket ortaklarından...'...

            nin davalı ... ve dava dışı ... tarafından % 50'şer hisse ile kurulduğunu, bu şirketin Wonasis Resort&Aqua markası altında otel işletmeciliği yaptığını, davalı ...'ın Mersin 2. Noterliğinin 25.10.2017 tarihli ve 36279 yevmiye numaralı Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile şirketteki %25 hissesini müvekkiline sattığını, noterde yapılan devir işleminden sonra davacı ...'ın hisse durumunun şirket yönetim kurulunca aynı gün alınan 25.10.2017 tarihli ve 1 sayılı karar ile işbu hisse devrinin kabulü ile keyfiyetin şirket pay defterine işlendiğini, şirketteki yeni hisse yapısının pay defterine ıslak yazı ile dercedildiğini, her üç ortağın şirketin kuruluşundan beri ortak hareket ettiklerini ve ortaklığın resmiyet kazanmasından sonra da bu şekilde hareket etmeye devam ettiklerini, bir müddet sonra şirket ortaklarından ...'...

              Turizm Endüstrisi Anonim Şirketi'ne ait hisse senetlerinin ... varislerinden satın alındıktan sonra zayi olduğu, hisse senet asıllarına ulaşılamadığı bildirilerek 1 adet 56 nolu nama yazılı bedelsiz kurucu hisse senedi, 1 adet 1309 nolu 28.50 YTL değerinde nama yazılı 5. Tertip hisse senedini, 1 adet ... nolu 684.000 YTL değerinde nama yazılı 6. Tertip hisse senetlerinin zayi nedeniyle iptaline yönelik iş bu davanın açıldığı, TTK 661/2 maddesine göre yetkili mahkemenin pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olduğu, dava konusu nama yazılı hisse senetlerinin ......

                a devrine ilişkin 26/02/2010 tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesi imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu anonim şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının alacağı var ise miktarının ne olduğu hususlarından kaynaklanmaktadır. Davalı ... Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi gereğince hisse devir bedelini ödediğini iddia etmiş olmakla, ispat külfeti davalı ...'a düşmektedir. Tarafların kabulünde bulunan anonim şirket hisse devri sözleşmesinde "...Şirkete ortak olan ...'a bugünkü tarih itibariyle bütün aktif ve pasifiyle birlikte nominal değeri üzerinden devrettim. Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim. Bu hususta bir alacağımın kalmadığını, devre bahis hisselerin bugünden sonra devir alana ait olduğunu..." ibarelerine yer verilmiştir....

                  Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (ve ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir; devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir. Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. (İİK.m.94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra Müdürü, İİK.m.94/1 C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir....

                    Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen ve davalı şirketin unvanının da antette basılı olduğu sözleşme gereği davacıya hisse devredildiği, davacının 125 adet hisse senedini sözleşmeden kaynaklı olarak şeklen iktisap ettiği, toplamda ise davalı şirkete 48.125 DM ödeme yaptığı, yapılan ödeme meblağı ile alakalı olarak davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalı şirket ve yetkililerinin, primli pay senedi çıkarma yetkisi olmaksızın, nominal değerin üzerindeki bedel üzerinden “hisse devir kabul sözleşmesi” ve “hisse senedi talep formu” adlı belgeler ile yüksek kar ve istenildiği zaman para iadesi vaadi ile gerçek kişilerin iradesini fesada uğrattığı, bu gerçek kişiler kendilerini davalı şirkete ortak zannetseler de taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalıların para toplama eyleminin hukuka aykırılık taşıdığı, haksız fiil kapsamında değerlendirildiği, davalılardan ...’ın davalı şirketin...

                      UYAP Entegrasyonu