Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim davacıların imzasını içeren 09.09.2017 tarihli şirket yönetim kurulu kararı ile de şirkete ait değerleme raporu uygun görülmemiştir. Davalıların gayesi hisse devri yapmak olsaydı, protokol ile bu açıkça kararlaştırılabilir ve şirket değerlemesine ihtiyaç duyulmazdı. Davacı vekili tarafından değerlemenin protokoldeki oranların devrinden sonra kalan hisseler bakımından kararlaştırıldığı ileri sürülmüşse de, bu hususun talep edilen oranlarda hisse devrinden sonra her zaman yapılabilecek olması nedeniyle, protokole bu hükümlerin konulmasına gerek olmazdı. Şirket işleyişinde davalıların murisinin fiilen davacıların iddia ettiği oranlara riayet etmesi, bu kapsamda şirket çalışanı imzalı belgede de bu oranların esas alınacağının belirtilmesi, başka tüzel kişiliği haiz şirket hisselerinin alımında muris tarafından bu oranlara riayet edilmiş olması hususları ise başlı başına dava konusu hisse devrinin davalılarca kabul edildiği anlamında delil olarak kabul edilemez....

    Davalı şirket bir Anonim Şirket olup kural olarak bedeli ödenmiş hamiline yazılı ve nama yazılı payların devri adi yazılı şekilde alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilir olup hamiline yazılı ve nama yazılı paylar için pay senedi bastırılmış ise de buna bağlı ortaklık haklarının ve payların devri hamiline yazılı ve nama yazılı senedin cirosu ve teslimi yolu ile olur.Ancak 6102 sayılı TTK. bakımından nama yazılı payların devredilebilirliğine bağlam hükümleri kapsamında kanuni ve sözleşmesel sınırlandırmalar getirilmiş olup Yönetim Kurulu tarafından TTK.nun 492 maddesi kapsamında düzenlenen ana sözleşmenin 7/1 maddesi ile şirket hisse devirlerinin Yönetim Kurulunun onayına bağlı olup Yönetim Kurulunun devre onay vermemesi halinde devrin geçerli olmayacağı hükme bağlanmış olup şirket Yönetiminin anılan düzenleme kapsamında davacı şirket hisse devrine muvafakat vermediği anlaşılmaktadır....

      Öte yandan, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3'üncü maddesinin (d) bendinde, kayıtlı sermaye, "Anonim ortaklıkların, esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla, yönetim kurulu kararı ile Türk Ticaret Kanununun sermayenin artırılmasına dair hükümlerine tabi olmaksızın hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeler"; (f) bendinde de, çıkarılmış sermaye; "Kayıtlı Sermayeli anonim ortaklıkların satışı yapılmış hisse senetlerini temsil eden sermayeler" olarak tanımlanmış; aynı Kanunun "Kayıtlı Sermaye" başlıklı 12'nci maddesinde ise, hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulan anonim ortaklıklar ile kurulmuş olup da sermaye artırmak suretiyle hisse senetlerini halka arzedecek olan anonim ortaklıkların, Sermaye Piyasası Kurulundan izin almak şartı ile kayıtlı sermaye sistemini kabul edebilecekleri; bu halde ortaklığın esas sermayesinin çıkarılmış sermaye olacağı ve yönetim kurulu...

        ödendiği belirtilmiş ise de gerçek devir bedeli olan 120.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmediğini, davalı tarafından imzalanan “taahhütname ve ibra” başlıklı belgede davalı tarafından şirket devrinden doğan 120.000,00 TL'lik tutarın 31.10.2012'de başlamak kaydıyla takip eden her ayın son günü 5.000,00 TL'lik taksit halinde 24 eşit taksitle ödenmesini taahhüt ettiğini, anılan belgenin hem davalı hem de eşi dava dışı ... tarafından da imza altına alındığını, müvekkilinin söz konusu taahhütnamedeki edimlerini yerine getirdiğini, hisse devrini gerçekleştirdiğini, şirket unvanının değiştirildiğini ve şirket lehine verdiği ipoteklerin fekkini sağladığını, ancak davalının hisse devir bedelinden kaynaklı borcun vadesi gelen taksitlerini ödemediğini, bunun üzerine ödenmeyen taksit bedellerinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı, dava dışı ... ve şirket aleyhine Büyükçekmece 3....

          Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir. ... Konut yapı kooperatifi başkanı ve hisseli üyesi olan Sanık ...'nın ... gazetesine 15/06/2006 tarihinde " ...'...

            İİK'nun 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır. Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmühabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmühabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir. Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir....

              Ortaklığı'ndaki hissesinin tamamını 02.02.2015 tarihinde ... ve ... isimli kişilere devrettiğini ve ortaklıktan ayrıldığını, icra takibine konu edilen çekin, hisselerin devrinden sonra yeni şirket yetkililerince cirolanmış olup hisse devir tarihi olan 02.02.2015 tarihi ile takip konusu çekin basım tarihi olan 30.03.2015 tarihi birlikte değerlendirildiğinde borcun, şirket hisselerinin devrinden sonra doğmuş olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, devirden sonra yeni şirket yetkililerinin borcundan dolayı davacının sorumlu olmayacağını beyanla davacının, takip konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasında davacı adına olan takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin bir faktoring şirketi olup dava dışı ......

                tarihinde kadar hisse devrinden “sebepsiz olarak cayma” hakkı tanındığı, fakat bu sebepsiz caymasının müeyyidesi olarak, 300.000,00 TL'lik avans ödemesinin 100,000,00 TL'lik kısmının geri verilmesini talep etme hakkını tamamen kaybedeceği anlamına geldiği, bu nedenle de davacının, hisse devrinden kendisine tanınmış olan hakka istinaden haklı olarak caydığına kanaat edilmiş, davacı/-----hisse devrinden “haklı olarak” caydığı için davalı/-------, davacının talep ettiği 100.000,00 TL bedelli malı davacıya göndermekle yükümlü olduğu ancak davacının talebine rağmen göndermediği anlaşılmaktadır....

                  tarihinde kadar hisse devrinden “sebepsiz olarak cayma” hakkı tanındığı, fakat bu sebepsiz caymasının müeyyidesi olarak, 300.000,00 TL'lik avans ödemesinin 100,000,00 TL'lik kısmının geri verilmesini talep etme hakkını tamamen kaybedeceği anlamına geldiği, bu nedenle de davacının, hisse devrinden kendisine tanınmış olan hakka istinaden haklı olarak caydığına kanaat edilmiş, davacı/-----hisse devrinden “haklı olarak” caydığı için davalı/-------, davacının talep ettiği 100.000,00 TL bedelli malı davacıya göndermekle yükümlü olduğu ancak davacının talebine rağmen göndermediği anlaşılmaktadır....

                    e satıp devrettiği ve yönetim kurulu kararı ile pay defterine işlendiğini, şirket ana sözleşmesinin 7. maddesine göre hisse devirlerinin genel kurul kararı ile yapılabileceği, genel kurulun kabul etmediği hisse devirlerinin geçersiz olacağı düzenlenmişse de hisse devrinden sonra yapılan ilk genel kurul toplantısının hisse devrinden sonra oluşan hisse durumuna göre yapıldığı, yüzde yüz toplantı nisabı gösterildiği bunun genel kurulun hisse devrini kabul ettiği anlamına geldiği, esasen davacının da hissesini devrettiğini kabul ettiği, şirket ana sözleşmesinin 15. maddesine göre ise kâr payının genel kurulun tespit edeceği şekil ve surette dağıtılacağı hisse devri tarihinden önce şirket genel kurulu tarafından kâr payı dağıtılmasına ilişkin alınmış bir karar ve buna göre tahukkuk ettirilmiş ve muaccel olmuş kâr payı alacağının mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu