A.Ş.’nin 18/02/2015 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı ve Şirket karar ve pay defteri örnekleri incelendiğinde; davacı Şirket ortağı ...’nun tüm aktif ve pasifleri ile 4000 adet ve toplam 100.000,00-TL itibari değeri olan hisse senetlerini dava dışı ...’a devrettiği, hisse devri sonrasında ...’ın tek hissedarı olduğu, Şirket Yönetim Kurulu karar defterinde alınan karar gereğince hisse devrinin yapıldığı, Şirket Yönetim Kurulunun 17/02/2015 tarih ve 2015/01 sayılı kararı ile Şirketin pay defterine işlenmesine karar verildiği, sözkonusu Yönetim kurulu kararı gereğince hisse devrinin Şirketin pay defterine işlendiği, aynı Şirketin Yönetim Kurulu tarafından hisse devrinden sonra alınan 18/02/2015 tarihli ve 2015/07 sayılı kararı ile Şirketi temsil ve ilzama hisseleri devralan ...’ın yetkilendirildiği ve sunulan ticaret sicil tasdiknamesinde de bu hususun belirtildiği, davacının Şirketi temsil yetkisinin sona erdiği ve hisseleri devralan ...’ın Şirketi temsil yetkisinin...
Davalı vekili, önceden sigortalı çalışan olan davacının şirketin anonim şirkete dönüşmesinden sonra başarısını artırmak için hisse devri ile ortak yapıldığını, davacının 2 ay kadar ortak olduktan sonra 16.09.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi ile paylarını devrettiğini, kendisine sağlanan ortaklık statüsünü yanlış değerlendiren davacının yönetime dahi müdahelelere başladığını, tekrar sigortalı yapılıp bilahare iş akdinin feshedildiğini, iddiaların hayal ürünü olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının herhangi bir pay devri yapmadığını iddia ettiği, pay devrinin iptali işlemine karşı iptal davası açmadığını ve açmayı da düşünmediğini beyan ettiği, ancak 16.09.2014 tarihinde paylarını şirket ortaklarından...'...
un 07.11.2004 tarihinde vefat ettiğini, davalı diğer mirasçıların mirası reddettiklerini, tek mirasçı olarak müvekkilinin kaldığını, bu durumu 06.07.2009 tarihinde öğrenen müvekkilinin, davalı şirketin ticari kayıtlarını incelerken murise ait hisselerin 04.03.1996 ve 11.03.1997 tarihli yönetim kurulu kararlarıyla bir kısım davalılara devredildiğini tespit ettiğini ancak hisse devirlerine ilişkin yönetim kurulu kararları altındaki imzaların murise ait olmadığını, sahte imzalarla muris adına kayıtlı şirket hisselerinin devralındığını, ayrıca söz konusu yönetim kurulu kararlarında toplantı nisabının sağlanmadığı gibi anonim şirket hisse devirlerinin de yasada öngörülen biçimde yapılmadığını ileri sürerek, sahte işlemlerle yapılan hisse devirlerinin iptaline, bu hisselerin tek mirasçı olan müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının murisi olan O.. K..'...
Fıkrası'na dayanarak müvekkiline ait hisse senetlerinin IMKB'ye (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na) başvurulmasına rağmen mahkeme ilamı olmaksızın hisse senedinden bir örneğin müvekkile verilmemesinden dolayı hisse senedinin zayi olması nedeniyle taraflarınca dava yoluna başvurma gereği haiz olduğunu, bununla birlikte telafisi imkansız zararlar oluşmasını engellemek için teminatsız olarak davalının senedi ibraz edene ödememesi hususunda ödeme yasağı kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE; Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen hamiline yazılı hisse senetlerinin iptali istemine ilişkin olup, anonim şirket hisse senetleri 6102 Sayılı TTK'nın 661 maddesine göre kıymetli evrak niteliğinde olup iptali mahkemeden istenebilir. Aynı Yasa maddesinin ikinci fıkrasında da anonim şirket hisse senetlerinin iptali davasında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda şirket merkezinin...(...)...
nin davalı ... ve dava dışı ... tarafından % 50'şer hisse ile kurulduğunu, bu şirketin Wonasis Resort&Aqua markası altında otel işletmeciliği yaptığını, davalı ...'ın Mersin 2. Noterliğinin 25.10.2017 tarihli ve 36279 yevmiye numaralı Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile şirketteki %25 hissesini müvekkiline sattığını, noterde yapılan devir işleminden sonra davacı ...'ın hisse durumunun şirket yönetim kurulunca aynı gün alınan 25.10.2017 tarihli ve 1 sayılı karar ile işbu hisse devrinin kabulü ile keyfiyetin şirket pay defterine işlendiğini, şirketteki yeni hisse yapısının pay defterine ıslak yazı ile dercedildiğini, her üç ortağın şirketin kuruluşundan beri ortak hareket ettiklerini ve ortaklığın resmiyet kazanmasından sonra da bu şekilde hareket etmeye devam ettiklerini, bir müddet sonra şirket ortaklarından ...'...
Nitekim davacıların imzasını içeren 09.09.2017 tarihli şirket yönetim kurulu kararı ile de şirkete ait değerleme raporu uygun görülmemiştir. Davalıların gayesi hisse devri yapmak olsaydı, protokol ile bu açıkça kararlaştırılabilir ve şirket değerlemesine ihtiyaç duyulmazdı. Davacı vekili tarafından değerlemenin protokoldeki oranların devrinden sonra kalan hisseler bakımından kararlaştırıldığı ileri sürülmüşse de, bu hususun talep edilen oranlarda hisse devrinden sonra her zaman yapılabilecek olması nedeniyle, protokole bu hükümlerin konulmasına gerek olmazdı. Şirket işleyişinde davalıların murisinin fiilen davacıların iddia ettiği oranlara riayet etmesi, bu kapsamda şirket çalışanı imzalı belgede de bu oranların esas alınacağının belirtilmesi, başka tüzel kişiliği haiz şirket hisselerinin alımında muris tarafından bu oranlara riayet edilmiş olması hususları ise başlı başına dava konusu hisse devrinin davalılarca kabul edildiği anlamında delil olarak kabul edilemez....
ödendiği belirtilmiş ise de gerçek devir bedeli olan 120.000,00 TL'nin müvekkiline ödenmediğini, davalı tarafından imzalanan “taahhütname ve ibra” başlıklı belgede davalı tarafından şirket devrinden doğan 120.000,00 TL'lik tutarın 31.10.2012'de başlamak kaydıyla takip eden her ayın son günü 5.000,00 TL'lik taksit halinde 24 eşit taksitle ödenmesini taahhüt ettiğini, anılan belgenin hem davalı hem de eşi dava dışı ... tarafından da imza altına alındığını, müvekkilinin söz konusu taahhütnamedeki edimlerini yerine getirdiğini, hisse devrini gerçekleştirdiğini, şirket unvanının değiştirildiğini ve şirket lehine verdiği ipoteklerin fekkini sağladığını, ancak davalının hisse devir bedelinden kaynaklı borcun vadesi gelen taksitlerini ödemediğini, bunun üzerine ödenmeyen taksit bedellerinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı, dava dışı ... ve şirket aleyhine Büyükçekmece 3....
Turizm Endüstrisi Anonim Şirketi'ne ait hisse senetlerinin ... varislerinden satın alındıktan sonra zayi olduğu, hisse senet asıllarına ulaşılamadığı bildirilerek 1 adet 56 nolu nama yazılı bedelsiz kurucu hisse senedi, 1 adet 1309 nolu 28.50 YTL değerinde nama yazılı 5. Tertip hisse senedini, 1 adet ... nolu 684.000 YTL değerinde nama yazılı 6. Tertip hisse senetlerinin zayi nedeniyle iptaline yönelik iş bu davanın açıldığı, TTK 661/2 maddesine göre yetkili mahkemenin pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olduğu, dava konusu nama yazılı hisse senetlerinin ......
a devrine ilişkin 26/02/2010 tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesi imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu anonim şirket hisse devri sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının alacağı var ise miktarının ne olduğu hususlarından kaynaklanmaktadır. Davalı ... Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi gereğince hisse devir bedelini ödediğini iddia etmiş olmakla, ispat külfeti davalı ...'a düşmektedir. Tarafların kabulünde bulunan anonim şirket hisse devri sözleşmesinde "...Şirkete ortak olan ...'a bugünkü tarih itibariyle bütün aktif ve pasifiyle birlikte nominal değeri üzerinden devrettim. Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim. Bu hususta bir alacağımın kalmadığını, devre bahis hisselerin bugünden sonra devir alana ait olduğunu..." ibarelerine yer verilmiştir....
Davalı şirket bir Anonim Şirket olup kural olarak bedeli ödenmiş hamiline yazılı ve nama yazılı payların devri adi yazılı şekilde alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilir olup hamiline yazılı ve nama yazılı paylar için pay senedi bastırılmış ise de buna bağlı ortaklık haklarının ve payların devri hamiline yazılı ve nama yazılı senedin cirosu ve teslimi yolu ile olur.Ancak 6102 sayılı TTK. bakımından nama yazılı payların devredilebilirliğine bağlam hükümleri kapsamında kanuni ve sözleşmesel sınırlandırmalar getirilmiş olup Yönetim Kurulu tarafından TTK.nun 492 maddesi kapsamında düzenlenen ana sözleşmenin 7/1 maddesi ile şirket hisse devirlerinin Yönetim Kurulunun onayına bağlı olup Yönetim Kurulunun devre onay vermemesi halinde devrin geçerli olmayacağı hükme bağlanmış olup şirket Yönetiminin anılan düzenleme kapsamında davacı şirket hisse devrine muvafakat vermediği anlaşılmaktadır....