Anonim şirket hisse senetlerine ilişkin düzenleme TTK'da yer almakta olup, 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesi uyarınca da, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı hükme bağlandığından uyuşmazlığın ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.02.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, anonim şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı, hisse almak amacıyla davalı ... hesabına 14.07.2008 tarihinde 100.157,50 TL gönderdiğini, ancak davalı ...'nın sadece 10.000 TL'lik hisse devrettiğini, bakiye kısım için hisse devri yapılmadığı gibi paranın da iade edilmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise noterde yapılan hisse devir sözleşmesinde gösterilen bedelin hissenin nominal bedeli olduğunu savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında anonim şirket hisse devir sözleşmesinde 1 hisseye karşılık 10.000,00 TL bedel kararlaştırıldığı, şirket karar defterinde devredilen payın 1 pay olarak yazıldığı gerekçesiyle, bakiye 90.157,50 TL'nin davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir. Davacı tarafından sunulan dekontta %1 hisse karşılığı davalı ...'...
Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK. m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir)....
ye satıldığı, davacının iş akdinin, iş yeri devrinden sonra gerçekleştiği, bu nedenle davalı TEDAŞ'ın kendi dönemini içeren devir tarihindeki kıdem tazminatı, ücret alacağı ve ulusal bayram/genel tatil alacağı yönünden sınırlı ve sorumlu tutulması, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı yönünden sorumlu tutulmaması yönündeki gerekçe ile yetinilmiştir. Her iki halde de, üç davalı arasındaki ilişkinin hukuki niteliği şüpheye yer vermeyecek biçimde araştırılıp ortaya konulmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin hisse devrinden önceki ve sonraki konumunu netleştirmektir. Özellikle bu şirketin hisse devrinden sonraki dönemde, hisse devrinden önceki dönemde olduğu gibi aynı ad altında, aynı faaliyet alanında ve aynı yerde faaliyetini sürdürüp sürdürmediği, işçi çalıştırıp çalıştırmadığı, hisse devri öncesinde çalıştırdığı işçileri halen çalıştırmaya devam edip etmediği belirlenmelidir. Ayrıca davalı ......
Dosyanın tetkikinde dava konusu hisse senetlerinin... Holding A.Ş.'ne ait olduğu ve bu şirketin merkezinin ...'da bulunduğu bu nedenle davaya bakmaya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesin yetkili olduğu anlaşılmakla; HMK'nun 114/1-ç bendi uyarınca yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve bu konuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-6102 sayılı TTK.nun 661/2. maddesi gereğince anonim şirket hisse senetleri hakkında zayi belgesi verilmesi istemli davada anonim şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesin yetkili olduğundan HMK'nun 114/1-c bendi uyarınca yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ......
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin LBMA üyesi olması nedeniyle üyelik kapsamında 15.000.000-Sterlin'in çok üzerinde 26.921.556,71-Sterlin öz sermayesinin bulunduğu, sermaye arttırımının tamamının bilirkişi raporunda belirtildiği üzere mevzuatın izin verdiği 64.102.160,79-TL sermaye düzeltilmesinden karşılanılabilecekken 12.004.748,18-TL geçmiş yıl kararlarından karşılanmasının haklı bir gerekçesinin bulunmadığı, davalı şirketin sürekli sermaye arttırımı kararları aldığı ve bu kararlara yönelik olarak davacı tarafın hisse oranını muhafaza etmek için davalar açtığı, anonim şirketlerde hisse oranının ortaklıktan kaynaklı hakların kullanılması açısından önem arz ettiği, davalı şirketin sürekli sermaye arttırımı yoluna gitmek suretiyle davacı ortağın ortaklıktan kaynaklı haklarını olumsuz yönde etkileyeceği değerlendirilerek sermaye arttırımına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
Dava dosyası içerisinde yer alan Davacı ... ve Davalılardan ... arasında imzalanan 15.08.2013 tarihli tutanağa göre; Şirket hisse devrinin diğer davalı şirket tarafından pay defterine kaydedilmemesi üzerine şirket hisse devrinden tarafların vazgeçtiği, Davacı ...’ın Davalı ...’a hisse devir bedeli olarak ödediği, 42.000 TL’nin Davalı ... tarafından davacı ...’a nakit olarak iade edildiği, bu nedenle Davacı ...’ın hisse devir sözleşmesinden doğan tüm alacak ve ferilerinden vazgeçtiği bu konuda sözleşmenin tarafları arasında bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal Böyle olunca davalı şirket yönünden pay defterine kaydı gereken bir şirket hisse devri olmayacağı da aşikardır....
ın sözleşme tarihinde yetkisinin sona ermiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen fabrika ve hisse devrinin mümkün olmamasına rağmen müvekkilince sözleşmenin ifa edileceğine güvenilerek 40.979 TL ödemede bulunulduğunu, bakiye borç için de ifa teklifinde bulunulduğunu, ancak daha sonra şirket genel kurulunca yönetim kuruluna yetki verilmesi karşısında herhangi bir hukuksal engel olmadığı halde davalı tarafın fabrika ve hisse devrinden ısrarla kaçındığını, anılan sözleşmede 15.000 TL cezai şart kararlaştırıldığını, sözleşmeyi ifadan kaçınan davalı tarafın bu cezai şarttan da sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, müvekkili adına anonim şirket pay devrinin tespitine ve pay defterine tesciline, olmadığı takdirde sözleşme uyarınca ödenen toplam 40.979 TL'nin ve 15.000 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, anonim şirket hisse devri sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı kooperatifler birliği ve diğer davacı kooperatifler ve şirketler ile davalı gerçek kişiler arasında anonim şirket hisse devri sözleşmesi yapılmış, bu sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart talebinde bulunulmuştur. Davalılar, ile davacı kooperatifler ya da kooperatifler birliği arasında bir üyelik ilişkisi olmadığı tarafların kabulündedir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu davanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 11. Hukuk Dairesi’ne ait bulunmaktadır. Ancak, daha önce anılan daire tarafından, uyuşmazlığın kooperatif hukukuna ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olmakla, görevli Daire’nin Başkanlar Kurulunca belirlenmesi gerekeceğinden, dosyanın Yargıtay Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anonim şirket hisse sahipliği, hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilir haklardan olduğu için mutlak haktır. Mutlak haklar için doktrinde yapılan mallar veya kişiler üzerindeki mutlak haklar ayrımında ise Anonim şirket hisse sahipliği mallar üzerindeki haklardan biridir. Davaya konu edilen anonim şirket hissesinin davacıların miras bırakanı adına kayıtlı iken, miras bırakan ile miras bırakanın damadı olan davalı arasında yapılan 2006, 2009, 2010 tarihlerinde 3 defa ayrı ayrı satış yapılmış ve davalı adına tescil edilmiştir. Anonim şirket hisse(senede bağlanmamış) devrinin geçerli olmasının yazılı şekil koşuluna bağlı olduğu kuşkusuzdur. Aynı hükümler gereği hisse devrinin bağışlanmasına dair sözleşmelerin de yazılı yapılması zorunludur. Görüldüğü gibi hisse devrinin nitelikleri itibariyle mülkiyetlerinin devri taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel bir düzenleme ile yazılı geçerlilik koşuluna bağlanmıştır....