Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; 1)Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazda 20-25 yaşında 532 adet bağ omcası olduğu tespit edildiğinden taşınmazın kapama bağ vasfında olduğu, bakımsız olmasının verimine etki edeceği değerlendirilmeden taşınmazın zeminine kuru tarım arazisi olarak, üzerindeki bağ omcalarına da ayrıca maktuen değer biçilmesi suretiyle bedel tespiti, 2)Dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi raporunda yazılı özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, objektif değer artırıcı unsurun %250 oranında olacağı gözetilmeden, daha yüksek oranda kabulü ile kamulaştırma bedelinin fazla tespiti, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekili ile davalılardan ...' in temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Anılan maddede, “bilgi ve belgeleri Kuruma ibraz etmeyen sigortalıların Kurumda mevcut bilgi ve belgelere göre basamak tespiti yapılır ve geriye dönük prim borçları hesaplanır.” hükmüne yer verilmiş ise de, farklı ... kurumlarının Geçici 27. maddenin yürürlüğünden sonra 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5502 sayılı Kanun ile birleştirilmiş olması ve bu hali ile Geçici 27. madde metninde geçen “Kurum” tabirinden 1479 ve 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalıları kapsayan Bağ-Kur’un anlaşılmasının gerektiği açık olup bu halde aynı Kurum bünyesinde bulunan 2926 ve 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalıların sigortalılık sürelerinin basamak intibakında değerlendirilmesi gerekmekte, farklı ... kurumuna tabi sigortalılık sürelerinin (506, 5434, 2925 sayılı Kanunlar) ise, geçici 27. maddenin yürürlük tarihi olan 01.04.2006 tarihine kadar Bağ-Kur kayıtlarına geçmiş olması yada anılan maddede öngörülen son başvuru tarihi olan 01.10.2008 tarihine kadar sigortalı tarafından Kuruma bildirilmiş olması...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; babanın ortak çocuk ...ile boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ettiği, dosya kapsamındaki uzman raporunda çocuğun ruhsal yapısının oluşumunda yaşamın ilk dönemlerinde annenin yeri ve öneminin kaçınılmaz olduğu ancak bulunulan aşamada okul çağı çocukluk gelişim evresinde bulunan ortak çocuğun, psiko-sosyal gelişim sürecinde hem anneye hem babaya ihtiyaç duyabileceği, çocuğun yaşamında anne kadar baba figürünün de önemli olduğu, çocuk ve ebeveynleri arasındaki bağın sağlıklı devam etmesi adına hem anne hem de baba ile düzenli bir kişisel ilişkiye sahip olmasının önemli olacağı düşünülerek ebeveynler arasındaki şehirler arası mesafe de göz önüne alındığında baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin sürekli, düzenli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesinin uygun olacağı şeklinde görüş bildirildiği gerekçesi ile; baba ile çocuk arasında boşanma kararı ile...

        (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Mahkemece, davacılara, torunları ile kişisel ilişki kurma hakkı tanınmamıştır. Karara esas alınan uzman raporu, çocuk ve anne ile yapılan görüşme sonucu hazırlanmış, uzman davacılarla görüşmemiş, dolayısıyla onların torunlarına karşı olası tutum ve davranışları hakkında bir görüş bildirmemiştir. Rapor bu yönüyle tek yanlı ve eksiktir. Kaldı ki rapordan anlaşıldığı kadarıyla, davacıların, ölen oğullarını davalının aldattığı yönündeki iddiaları nedeniyle, annenin çocuğu babaanne ve büyükbabasına karşı düşmanca duygularla yetiştirdiği, bu sebeple çocuğun davacılara ve çevresine karşı tepkili olduğu da görülmektedir. Annenin, davacılarla arasında yaşananları çocuğa yansıtmaya hakkı yoktur. Bu her şeyden önce çocuğa zarar verir ve akrabalık bağlarını zayıflatır....

          "İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi Suçlar : a) Suç işlemek amacı ile örgüt kurma (Sanıklar ..., ..., ..., ..., ve ... hakkında) b) Suç işlemek amacı ile kurulmuş olan örgüte üye olma (Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Ö. ..., ..., ....,..., ..., ..., ..., . .. ..., ... ve ... kkında) c) Uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında) Hükümler : a) Sanıklar ... ve ... hakkında suç işlemek amacı ile örgüt kurma suçundan mahkûmiyet b) Değişen suç vasfına göre sanıklar ..., ...., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacı ile kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan mahkûmiyet c) Sanıklar ..., ..., ..., ....., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ... ve .... hakkında suç işlemek amacı ile kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan mahkûmiyet Dosya incelendi....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 8.10.1984-30.11.2004 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 1.5.2012 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğiinin tespitine karar verilmiştir. 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde; zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmak için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır....

              Oysa; Kişi, nikahsız yaşadığı eşinden olup resmi nikahlı eş üzerine kaydedilen çocuklarının annesi olduğunun tespiti ile çocukların anne adlarının düzeltilmesini isteme hak ve yetkisine her zaman sahiptir. Bu bakımdan tarafların göstereceği deliller toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, 4733 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: A- a- Sanıkların eylemlerinin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle 4733 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin mahkemece Kanuna aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, şikayetçi Gümrük İdaresine bu niteliği ve dolayısıyla Kanun yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı, b- Sanık ... ve ...'ın temyiz dilekçelerini süresi içinde vermedikleri anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca şikayetçi Gümrük İdaresi adına ... vekili, sanık ... ve ...'...

                  Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulü ile “ davacının Tarım Bağ-Kur Sigortalılık başlangıç tarihinin 05/02/1997 tarihi olduğunun ve 01/03/1997-31/12/1997 tarihleri arasında tarım bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, davacının dava tarihi olan 14/05/2013 tarihine kadar tespit talebinin reddine” karar verilmiştir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir....

                    Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 2016/14 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, birleştirme talep edilen dosyada hesap raporu alındığını, davacının payının ayrıldığını ancak talep olmadığından bilirkişi davacı anne yönünden maddi zarar hesabı yapmadığını, bu rapora yönelik itirazlarını dosyaya sunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne T5 için şimdilik 5.000- TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili için dava açma zorunluluğu doğduğu, tarafların aynı olmasının yanında aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğunu, iş bu sebeplerle mahkememiz yukarıda esas numarası yazılı dosyasının yine mahkememiz 2016/14 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu