Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, babalığa ilişkin soybağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi isteminin tefrikine karar verilmiş ve bu isteme ilişkin mahkemece yapılan yargılama neticesinde,"Dava; babalığa ilişkin soybağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkindir. "Davada, gerçek anne ve babanın başka kişiler olduğu halde, gerçekte anne ve babası olmayan kişilerin çocuğu gibi kaydedildiğini belirterek dava açılması halinde; çocuğun kayden anne ve baba olan kişilerin nüfus kaydından silinmesine ilişkin isteği, yanlış düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi, gerçek baba ve annesinin kim olduğunun tespitine yönelik istemi ise, baba yönüyle babalık anne yönüyle nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak nitelendirilmelidir. Bu halde, babalık davasına Aile Mahkemesi; nüfus kaydında düzeltim davasına ise Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bakılmalı, bu şekilde açılan davalar tefrik edilerek görülmelidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soybağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Pendik 1. Aile Hukuk ve 2. Asliye Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soybağının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Pendik 1. Aile Mahkemesince, davanın yanlış beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Pendik 2.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın soybağı kurulmasına ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, Davacılar tarafından ...'nın gerçek anne ve babası ... ile... olmasına rağmen,nüfus kaydında kendi çocukları olarak kayıt edildiği belirtilip,soybağının tespiti ile, ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfusa ... ve ... kızı olarak kaydedilen anne ve babasının ... ve ... olduğu ileri sürülerek ... kütüğündeki sözü edilen yanlışlığın giderilerek ... (...) nin davacı ... ile eşi (ölü) ...'in evlatları olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava dilekçesinde, ... adlı kişinin davacı ... ile onun eşi ölü ...'...

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve tebliğnamede, sanık ... hakkında tehdit suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik görüş belirtilmiş ise de, taraflarca bu suça yönelik temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmakla, temyiz incelemesi tefecilik suçundan kurulan hükümlere hasredilip, İletişimin tespiti kararlarının “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tefecilik” suçlarından alınmış olması, suç işlemek amacıyla örgüt suçundan sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi, iletişimin tespiti kararlarının verildiği tarihlerde “tefecilik” suçunun CMK'nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle iletişimin tespiti kararlarıyla elde edilen görüşme kayıtlarının, tefecilik suçu açısından yasal delil niteliğine haiz olmaması nedeniyle, bu kayıtlar değerlendirme dışı bırakılarak, yapılan incelemede; a-Sanık ...’in atılı suçlamayı reddederek faiz karşılığında kimseye borç para vermediğini söylemesi, mağdurlar .....

        Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının, gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir....

          Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir. Kaza tarihinde 11 yaşında olan desteğin ölümü sebebi ile annenin çalışıyor olması halinde hem anne hem de baba yönünden hesaplanacak tazminattan, asgari ücretin %5'i oranında, annenin çalışmayıp aile ekonomisine katkısının bulunmadığının tespiti halinde ise, sadece baba yönünden hesaplanacak tazminattan asgari ücretin %5'i oranında yetiştirme giderinin indirilmesi gereklidir. Somut olayda; destek 11 yaşında vefat etmiş olup hükme esas alınan aktüerya raporunda, davacı anne ve babanın destek zararı hesabında, anne ve babadan ayrı ayrı % 5'er yetiştirme gideri indirilmiştir. Ev hanımı olan ve herhangi bir geliri bulunmayan davacı anne için hesaplanan tazminattan yetiştirme gideri düşülmesi de doğru değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki “Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli 1. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 02.10.2014 gün ve 2013/304 E.-2014/309 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 12.01.2015 gün ve 2014/24187 E., 2015/112 K. sayılı kararı ile; "...Dava, davacının 506 sayılı Yasa'ya tabi çakışan zorunlu sigortalı çalışmaları haricinde 01.01.1987-30.08.2003 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

              tarımsal faaliyet ve buna dayalı "tarım bağ-kur sigortalılığının tespiti"nin söz konusu olamayacağı gözetilmeksizin, davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                bendinin silinerek yerine “ Davacının, 01.11.2002 – 31.12.2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 07/05/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 18.03.1983- 30.05.1994 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile, davacı; ... oğlu, 20.10.1960 ... doğumlu ...'ın 18.03.1983 – 30.05.1994 tarihleri arasında mülga 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu