Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında anlaşmalı boşandıklarını, müvekkilinin, 10.000,00 TL iştirak nafakası, 12.000,00 TL yoksulluk nafakası olmak üzere toplam 22.000,00 TL nafaka ödemesi hususunda anlaştıklarını, buna yönelik olarak aralarında ek protokol düzenlediklerini ancak çocuk için ödenecek nafakanın mahkemeye sunulan anlaşmalı boşanma protokolünde ayrıca dile getirilmediğini, anlaşmalı boşanma protokolünde 22.000,00 TL'nin yoksulluk nafakası olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını ve mahkemece bu yönünde hüküm kurulduğunu, çocuğun yaklaşık bir yıldır müvekkilinin yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarını müvekkilinin karşıladığını belirterek; davalıya müşterek çocuk için ödenen nafakaların...

    UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Boşanma protokolü ile tazminat istenilmeyeceğinin belirlenmesi halinde, evlilik birliği içerisinde gerçekleşen darp eylemi nedeniyle boşanma sonrasında açılan dava yolu ile manevi tazminat istenip istenmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kasten yaralama nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile evli iken fiziksel şiddete maruz kaldığını belirterek manevi tazminat talep etmiş, davalı davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    Takibe dayanak ilamın anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, dayanak ilamın,eda hükmü içermemesi nedeni ile ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; haciz adresinin davacıya ait olduğu, borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığı, anlaşmalı boşanma protokolü ile eşyaların 3.kişi eşe bırakıldığı, haczedilen mallar davacıya ait olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takip konusu borç 22.07.2010 – 22.08.2010 – 22.09.2010 – 22.10.2010 ve 22.11.2010 tarihli aylık 3.000 TL üzerinden toplam 15.000 TL, 5 aylık kira alacağından kaynaklanmaktadır. Davacı 3.kişi eş ile dava dışı borçlu eş 29.07.2011 tarihinde kesinleşen ilam ile anlaşmalı olarak TMK'nun 166/3. maddesi gereği boşanmışlar ve boşanma protokolü gereğince dava konusu mahcuzlar davacı üçüncü kişiye devredilmiştir. Dava konusu mahcuzların bulunduğu ve haczedildiği mesken dava dışı borçlu ile davacı 3.kişi eşe ait mesken olup, icra takibinde örnek 7 ödeme emri davalı borçluya 20.12.2010 tarihinde bizzat imzasına bu adreste tebliğ edilmiştir....

        Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

        Uyap aracılığı ile yapılan incelemede anlaşmalı boşanma kararının infaz edildiği anlaşılmıştır. Gerek davalı-davacı vekilinin dilekçesi ve ekinde gönderdiği anlaşmalı boşanma ilamı ve kesinleşme şerhi,gerek nüfus kayıtları birlikte değerlendirildiğinde tarafların istinaf başvurusu sonrası İstanbul 7.Aile Mah.dava dosyası üzerinden anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanmalarına karar verildiği,eldeki dava dosyasının konusunun kalmadığı ancak tarafların ferilerine ve hükmün yasal sonuçlarına ilişkin her iki dava dosyası içeriğine,protokole göre beyanlarının tespiti,sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür....

        Mahkemece, asıl davada davalı kiraya verenin talep edebileceği zarar miktarının 46.700,00-TL olduğunun tespit edildiği, menfi tespit talebine konu 10.000,00-Euro bedelli bononun dava tarihindeki Euro kuru karşılığının 19.329,00-TL olduğu, bu nedenle davacının davalıya karşı sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebin reddine, karşı davada ise karşı davacının ıslah dilekçesinin bozma ilamından sonra ibraz edilmiş olması ve menfi tespit davasına konu bononun dava ve karşı dava tarihi itibariyle değerinin, karşı davacının 1.000,00-TL tazminat talebinin üzerinde olduğu, karşı davaya konu tazminat talebinin asıl davaya konu bono ile fazlası ile karşılandığı gerekçesiyle karşı davanın ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden reddine karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine...

          Bunun dışında, her ne kadar anlaşmalı boşanma kararının, davacı kadın tarafından sadece yoksulluk nafakasının miktarı ile aracın tescili ve araç bedeli hükümleri yönünden istinaf edildiği belirtilmiş ise de; istinaf incelemesi suretiyle anlaşmalı boşanma ilamında yer alan herhangi bir hükme müdahale edilemeyeceği, anlaşmalı boşanma protokolü ve kararındaki herhangi bir konuda yapılan istinaf başvurusu halinde de, bu başvurunun anlaşmalı boşanma iradesinden dönme niteliğinde olduğu, bu konuda tarafların yeniden dinlenmesi gerektiği, davacının istinaf başvurusuna konu ettiği hususlar yönünden taraflar arasında anlaşma olması halinde, mahkemece yeniden anlaşmalı boşanma kapsamında hüküm kurulması, aksi halde davanın açıldığı haliyle çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi, usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere, davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile, davanın yeniden görülmesi için, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi...

          Davalı, istinaf başvuru dilekçesinde; müşterek çocuk Amine Güneş'in babası olup olmadığının tespiti yönünden cep telefonunu incelenmesi gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse boşanmanın ferileri hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir. İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir. Böylece dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmıştır....

          Dava, TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

          UYAP Entegrasyonu