Biz davacı ile boşanma ve sonuçları konusunda anlaştık. Müşterek çocuklardan Anıl'ın velayetinin davacıya diğer müşterek çocuk Tuna Talha'nın velayetinin tarafıma verilmesini talep ederim. Velayeti bana verilen müşterek çocuk ile davacı arasında davacıya verilen müşterek çocuk ile benim aramda mahkemenin belirleyeceği şekilde kişisel ilişki kurulmasını talep ederim. Davacıdan tedbir nafakası yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı alacak, talebim yoktur, ayrıca müşterek çocuğumuz Anıl için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ederim. hükmedilecek olan nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı TÜFE oranına göre artırılmasını kabul ederim. Davacının müşterek konut ve içerisindeki eşyaları benim kullanımıma bırakmasını talep ederim. 2 adet alyans ve 1 adet kolyeyi davacı tarafıma teslim etti. Davacı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim, davacının benim hakkımdaki şikayetinden vazgeçmesini istiyorum....
Aile Mahkemesinin 2018/411 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı boşanma davası ile boşandıklarını, anlaşmalı boşanma protokolünde gerek davacı gerekse müvekkilinin birbirlerinden herhangi bir manevi tazminat talebinde bulunmadığını, bu haklarından feragat ettiklerini belirttiklerini, davacının huzurda belirttiği darp olayının tarihinin 20/05/2018 tarihi olduğunu, protokolün imzalandığı ve tarafların boşandığı tarihten önce olduğunu, davacının anlaşmalı boşanma ile kendisi tarafından ileri sürülen 20/05/2018 tarihli olaydan ötürü doğduğunu iddia ettiği manevi tazminat hakkında zaten feragat ettiğini, bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının, dava dilekçesi ile delillerinde boşanma davasından bahsetmeyerek haksız kazanç elde etme niyetinde olduğunu beyan ederek davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Tarafların 07/03/2019 tarihinde TMK'nun 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararı kesinleşmeden davacı erkeğin 29/04/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından mahkemece evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açılması nedeni ile dava dilekçesi ile tarafların birbirlerine herhangi bir kusur isnadında bulunmadıkları, bu nedenle vefat eden davacının mirasçılarının TMK 181/2 maddesi gereğince kusur tespiti talebinde bulunamayacakları kanısına ulaşıldığından, davacı mirasçılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, 700.000,00 TL ziynet alacağının 15/01/2023 tarihinde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların birbirlerinden yukarıda geçen talepler dışında tedbir-yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, taraflar arasında düzenlenen 14/11/2022 tarihli protokolün aynen onaylanarak kararın eki sayılmasına” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı erkek istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....
Sunduğumuz anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanmamıza karar verilmesini talep ederim. Maddi manevi tazminat ve nafaka talebim bulunmamaktadır. Ziynet eşyaları ve ev eşyaları hususunda aramızda bir talep söz konusu değildir. Yargılama giderlerinin eşit olarak üzerimizde bırakılmasını talep ediyorum. Anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir. Vekalet ücreti talebimiz yoktur," dediği anlaşılmıştır. Davacı vekili duruşmada: "Dava dilekçemizi aynen tekrar ederiz. Sunduğumuz anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ederiz. Vekalet ücreti talebimiz yoktur," dediği anlaşılmıştır. SAVUNMA: Davalı duruşmada: "Anlaşmalı olarak boşanmamıza karar verilmesini talep ederim. Maddi manevi tazminat ve kendim için nafaka talebim bulunmamaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolü altındaki imza bana aittir. Protokol doğrultusunda boşanmamıza karar verilsin. Benimde ev eşyası vs. talebim bulunmamaktadır....
belirterek anlaşmalı boşanma talebinde bulunmuş, davacı erkek, "halen dava dilekçesinde adresimde ikamet ediyorum,boşanmanın mali ve hukuki sonuçları konusunda davalı eşim ile anlaştık,her ne kadar dava açıldığında henüz bir yıl dolmamış isede,artık evliliğimizin üzerinden bir yıl geçmiştir,anlaşmalı boşanmak istiyoruz,davamı bu şekilde ıslah ediyorum,hiçbir baskı altında kalmaksızın boşanmak istiyorum,bunun dışında davalı eşimden herhangi bir maddi-manevi tazminat, tedbir- yoksulluk nafakası,eşya,menkul ve gayrimenkul ile mal rejiminden kaynaklı alacak talebim olmadığı gibi yargılama gideri talebim de yoktur, tekrar biraraya gelip evliliği devam ettirmek istemiyorum,boşanmamıza karar verilsin" demiş, davalı kadın, " halen dava dilekçesinde adresimde ikamet ediyorum,açılan davaya ve ıslah isteğine bir itirazım yoktur,bende hiçbir baskı altında kalmaksızın boşanmayı kabul ediyorum,bunun dışında benim de davacı eşimden herhangi bir maddi-manevi tazminat, tedbir- yoksulluk nafakası, eşya...
Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
yoktur, borçlu olduğum tüm banka vs....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Davasından Kaynaklı Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, nispi harç ile görülmüştür. Anlaşmalı boşanma davalarından kaynaklı tapu iptal ve tescile ilişkin davalar maktu harca tabidir. Açıklanan sebeple davacı kadının dava açarken yatırdığı nispi harcın mahsubu ile bakiye nispi harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın; yerel mahkemenin kararının kaldırılarak boşanma davasının çekişmeli olarak görülmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....