Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından davanın reddedilen kısmı yönünden; davalı tarafından ise kötüniyet tazminatı ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle uyuşmazlığın boşanma protokolünden kaynaklı menfi tespit davası olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle...
Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; boşanma protokolünden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır.Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 2.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; tarafların 1986 yılında evlendiği, 25.02.2014 tarihinde açılan dava ile anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde, birbirlerinden katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği, yargılama sırasında alınan beyanlarında ise eşya ve mal varlığına ilişkin hiçbir mal ve alacak talep etmediklerini belirttikleri ve tarafların anlaşmalı boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili geleceğe yönelik bir anlaşma yaptıkları, aynı zamanda kesinleşen anlaşmalı boşanma kararının hüküm kısmının iki numaralı bendinde tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak katkı payı alacağı talep etmediklerinin belirtildiği ve kararın bu hali ile kesinleştiği, davayı sonuçlandırmaya yeterli kesin delilin varlığı tespit edildiği için dava dilekçesinde talep edilen delillerin toplanmadığı...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasının kabulünün ve davacı yararına maktu vekâlet ücreti ödenmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası. 3....
Aile Mahkemesi'nin 2017/599 E sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı kocanın davacı eşini istemediğini ve davacının da medeni bir şekilde boşanmak adına anlaşarak boşanma davası açtığını ancak davalının boşandıktan 15 gün sonra kapı komşusu ile evlendiğini ve böylece davacının uzun zamandır aldatıldığını ve davalı yanca bu durumun profesyonelce gizlendiğini öğrenmiş olduğunu, bu hali ile boşanma ve eki anlaşmanın davalının hileli davranışları ile gerçekleştiğini ve davacının iradesinin sakatlandığını belirterek davacı lehine aylık 1.500,00TL tedbir ve 2.000,00TL yoksulluk nafakası ile, dava dilekçesinde ayrıntısı ile belirtikleri ziynetlerden kaynaklı fazla hakları saklı kalarak 1.000,00TL maddi tazminat ve mal rejiminden kaynaklı alacakları için de şimdilik 1.000,00TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, üçüncü kişinin anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla inceleme, 6100 sayılı HMK'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı dikkate alınarak yapılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasının yapılan 04.07.2014 tarihli duruşmasında alınan beyanlarında, karşılıklı olarak birbirlerinden katkı payı, katılma alacağı talebinde bulunmadıklarını belirttikleri, 4721 sayılı Kanun'da katkı payı alacağı adı altında bir alacak kaleminin düzenlenmediği, 01.01.2002 tarihinden sonra gerçekleşen evlilikler sebebiyle açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarında katkı payı alacağına yönelik beyanının değer artış payı olarak nitelendirilmesi gerektiği, taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, taraflarca sunulan protokol hükmü, duruşmada alınan beyanları ve mahkemece taraflarca düzenlenen protokol hükümlerinin uygun bulunduğuna dair verilen karar bir arada değerlendirildiğinde, beyanların mahkeme içi ikrar olduğu, tarafları bağlayacağı, dava konusunun taraflar arasında çekişmeli...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescili davası olup maktu harca tabidir. Öyleyse, mahkemece boşanma protokolünden kaynaklanan bu tür davaların maktu harca tabi olduğu dikkate alınmaksızın davaya konu taşınmazın değeri üzerinden nispi harç ikmal edilerek, maktu harç yerine işbu nispi harcın davalı tarafa yükletilmesi usule ve kanuna aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davacı kadın tarafından açılan boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescili davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verilerek, davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir....