Somut olayda; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen davalı, boşanmaya yönelik iradesinden rücu etmiş olduğundan davanın hukuki niteliği değişmiştir. Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;tarafların 2019 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının 05/11/2019 'da davayı açtığını, boşanma tarihinin ise 11/06/2019 tarihinde gerçekleştiğini, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının daha önce adliyede kadrolu personel olarak çalıştığını ancak dava tarihi itibari ile avukatlık stajı yaptığını, anlaşmalı boşanma konusunda davalıyı ikna ettiğini, arkasından kısa bir süre sonra da anlaşmalı protokol aleyhine nafaka azaltılmasını talep ettiğini müvekkilinin çalışmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünden Kaynaklanan Yükümlülüklerin Değiştirilmesi-Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ortak çocuk ...için ödenen iştirak nafakasının 200 TL’ye indirilmesi ve ortak çocuğun eğitim giderlerinden davacı babanın sorumluluğunun kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerin değiştirilmesi-kaldırılması davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk ...’in ergin olduğu tarih itibariyle iştirak nafakasının kaldırılması talebinin davacının vazgeçmesi nedeniyle reddine, ortak çocuk ... için iştirak nafakasının 200 TL’ye indirilmesi talebinin reddine, Kadıköy 5....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, anlaşmalı boşanma takibe konu protokolünden kaynaklanan cezai şartın menfi tespitine karar verilmesi olmadığı takdirde takibe konu bedelde indirim yapılmasına ilişkin olup, 07.04.2015 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....
"İçtihat Metni" KARAR Dava, taraflar arasındaki boşanma protokolünden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Başkanlar Kurulunun 1.2.2007 günlü ve 1 sayılı kararı ile bu tür davalara ilişkin hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 1.2.2007 tarihinden itibaren Yargıtay 6.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 6.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, boşanma protokolünden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2007/8 esas sayılı dosyasındaki boşanma davasından ileri sürülen boşanma protokolünden kaynaklanmakta olup, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 09.03.2010 gün 2008/20021-2009/4445 sayılı ilamındada davanın boşanma protokolünden kaynaklandığının kabul edilmesine ve kararın Aile Mahkemesince verilmiş bulunmasına göre kararın temyizen incelenmesi görevi 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 8. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki boşanma protokolünden kaynaklı intifa hakkının kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Büyükçekmece 5....
Aile Mahkemesinin 2015/459 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında yapılan 24/08/2015 tarihli protokolde " T5 üzerine kayıtlı olan taşınmazın 1/2 sini Kadriye Sancak'ın üzerine tapu kaydı verecektir. Taşınmazın tamami Kadriye Sancak'ın olacaktır. Tazminat ve nafaka ödemeyecektir" şeklinde hüküm bulunduğu, bu sebeple yapılan devrin anlaşma protokolü gereğince yapılmış olduğu, dava konusu borcun doğum tarihinin anlaşmalı boşanma protokolünden sonra olduğu, ancak banka tarafından borcun ödenmediğine ilişkin ihtarnamenin protokol tarihinden sonra 08/09/2017 tarihinde gönderildiği, keşif sonucunda belirlenen satış bedelinin davalının 1/2 hisseyi devir aldığı dikkate alındığında ve tapudaki değer arasında misli fark olmadığı, tarafların muvazaalı olarak devir yaptıkları hususunun sabit olmadığı, aynı taşınmaz hakkında açılan Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/193 Esas 2019/466 Karar sayılı ilamının BAM 1....