Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/844 KARAR NO : 2017/685 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2017 NUMARASI : 2016/882 2017/41 DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı kanun yoluna başvurulmakla, evrak okundu. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik dışı doğan 05/12/2015 doğumlu Umut Ali DAŞÇI' nın evlat edinilmesinde anne ve baba rızasının aranmamasına veya rızasının olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde; davanın reddine karar vermiştir. Davacı Bakanlık vekili; davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, evlat edinme sırasında ana ve baba rızasının aranmaması talebine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm mirasçı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, babalığın tespitine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesinde; “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). TMK'nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır....

    (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda;..... hanesine anne ve baba beyanı üzerine 09/06/2006 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocukların gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen..... 07.05.2008 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK.nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davada, ana ve baba yönünden .....'ın nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. İddianın kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; .....'ın kayden baba ve annesi görünen .... yönünden nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe kaydedildiğinden ve tarafların bundan haberdar olduklarından söz edilmesi gereklidir. Bu yönden davanın soybağı ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Anne olduğu iddia edilen ....yönünden ise, soybağının olamayacağı tartışmasızdır. Baba olduğu iddia edilen....yönünden ise, ....'...

      ün soyadının taşınmasını sağlayacak şekilde baba hanesine kayıt ve tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Diğer taraftan sözü edilen Kanunun 301. maddesinin son fıkrası gereğince babalık davasının kamu düzenini de ilgilendirdiği dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar etme yükümlülüğü bulunduğundan davacı ana tarafından açılan davada davanın Hazineye ve kayyıma ihbar edilmemesi, küçüklerin kayyımı yok ise, kayyım atanmadan davanın sonuçlandırılması da usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 24.01.2005 oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.12.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 8.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davacı ... kaydındaki "..." olan baba adının "...", "1932" olan doğum tarihinin "1934" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının tapu kaydındaki baba isminin "..."olarak, doğum tarihinin "1934" olarak düzeltilmesine ve ayrıca talep olmadığı halde ana adının "..." olarak eklenmesine de karar vermiştir....

          Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK md. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir....

            Mahkemece, babalığına hükmedilen küçüğün baba hanesine tesciline karar verilmişse de; Dairemizce "Türk Medeni KAnununun 321 nci maddesi gereğince, evlilik dışı çocuğun, baba soyadını alması sonucunu sağlar şekilde nüfusta davalının hanesine tesciline karar verilmesine dair hükmün doğru olmadığından" bu yöne ilişkin kararın bozulmasına karar verildiği, Hükmün, dairemizdeki incelenmesinden sonra, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe girmiş, geçici 5. maddesi de; "Bu kanun yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana ve babanın birinin, çocukergin ise kendinin talebiyle alınabileceğine" öngörmüştür. Bu düzenleme dikkate alındığında davacı annenin karar düzeltme isteğinin kabulü ile dairemizin 7.2.2005 gün 2005/17123 esas 2006/1100 karar sayılı ilamının 2. bendindeki bozma ilamının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

              Çocuk Mahkemesi'nin 2015/260 Esas nolu 07.10.2015 tarihli kararı ile bakım tedbiri kararı verildiği ve dava dilekçesine göre çocuğun halen kurum bakım ve koruması altında bulunduğu ve daha sonraki bir tarihte temyize konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirilme işlemi tamamlandığına göre; ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davasında değerlendirilmesi gerektiğinden açılan davanın bu sebeplerle reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir....

                Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328.maddesi hükmü gereğince; Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....

                  -TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; halen işsiz olduğunu, yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 75.-TL artırılarak aylık 275.-TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328.maddesi hükmü gereğince; Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk .... olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir....

                    UYAP Entegrasyonu