"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Ana Baba Rızası Aranmaması MAHKEMESİ : ... 12. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 12. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, TMK’nin 309. maddesi uyarınca küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının tespitine veya aranmamasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ana ve baba, çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler (TMK m. 355). Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hakim, malların korunması için uygun önlemleri alır. Hakim, özellikle malların yönetimi konusunda talimat verebilir; belirli zamanlarda verilen bilgi ve hesabı yeterli görmezse, malların tevdi edilmesine veya güvence gösterilmesine karar verebilir (TMK m. 360)....
Borçlar Kanununun 89. maddesinin 3 numaralı bendinde açıklandığı gibi anılan maddenin 1 ve 2 numaralı bentleri dışında kalan borçların borçlunun bulunduğu yerde itfa zorunluluğu vardır. Hal böyle olunca çocuğun nezdinde bulunduğu ana veya babadan alınıp diğer tarafa teslim işleminin çocuğun ve borçlu kişinin bulunduğu yerde gerçekleşmesi gerekir. O halde çocuğun diğer tarafla olan ilişkisini sağlamak için icra dairesine getirilmesi veya alacaklı olan ve talepte bulunan tarafın ikametgahında teslim edilmesi düşünülemez. Zira aksi düşünce tarzı çocuğun yararına ve her şeyden evvel korunması gereken sağlık durumuna da uygun düşmeyecektir. O halde istek sahibi ana veya baba çocuğun bulunduğu yere gitmek ve oradan çocuğu teslim almak ve yine aynı şekilde ve yerde teslim etmek yükümlülüğü altındadır. Hal böyIe olunca istek sahibi çocuğu teslim almak ve teslim etmek için yaptığı giderleri de üstlenmek zorundadır ve diğer taraftan isteyemez....
Ülkesi Heliopolis Cüz'i Mahkemesi Ahval Şahsiye Dairesi'nce verilen mirasçılık belgesine göre murisin bekar ve çocuksuz ölmesi sebebiyle ülkede geçerli şeriat hükümlerinin uygulanması sonucunda mirasının aynı ana-babadan olan kardeşleri .... ve ......'nin mirasçı kabul edildiğini, oysa muris adına kayıtlı Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukukunun uygulanması gerektiği, murisin ana ayrı baba bir başkaca kardeşlerinin bulunduğunu, kendisinin de murisin ana ayrı baba bir kardeşi ............'ın oğlu olduğunu, söz konusu taşınmazın intikali için Türk Hukukunun uygulanarak kendisinin de mirasçı olduğunu gösterir mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir. Murisin ana ayrı baba bir kardeşlerinin bir kısım mirasçıları da aynı taleplerle davaya katılmışlardır. ......... Ülkesi Cüz'i Mahkemesince verilen mirasçılık belgesine göre mirasçı kabul edilen ..... mirasçıları da davaya katılarak davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana ve babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır....
Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi de gerekir. Velayet kendisinde bulunmayan baba ile müşterek çocuk arasında çocuğun baba sevgi ve şefkatini tadacağı şekilde, hafta sonu kurulan kişisel ilişkinin ayda iki hafta sonu yatılı kalmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekir, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi ve müşterek çocuk ile baba arasında Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmeyerek infazda tereddüte yol açılması doğru değildir. Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
A.. isimli çocuklarının bulunduğu ve davalının müşterek çocuk ile arasındaki soy bağına bir itirazı olmadığı, tanık beyanına göre davacının müşterek çocuk Hakkı'ya hamile iken baba evine dönmek zorunda kaldığı, o günden beri tarafların ayrı yaşadığı, davalının müşterek çocuğunu arayıp sormadığı, bakım ve masraflarını davacı annenin karşıladığı gerekçesi ile tarafların sosyal ve mali durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk için, aylık 300 TL tedbir nafakasının dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren nafakanın iştirak nafakası olarak aynen devamına karar verilmiş, verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327. Maddesinde, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı ve yine Türk Medeni Kanunu'nun 329....
Buna göre; kocanın, derecesi ne olursa olsun alt soyu, alt soyu bulunmuyorsa, anası ve babası, soybağının reddi davası açabilecek, ana ve babası kocadan önce ölmüş olup olmadıklarına bakılmaksızın, bunların halefleri soybağının reddi davası açamıyacaklardır. Buna karşılık çocukla baba arasındaki soybağı "ana ve babanın sonradan evlenmesiyle" (TMK. m. 292) kurulmuş ise, ana ve babanın yasal mirasçıları (m.294/1), bu yolla kurulan soybağına itiraz edebilmektedirler....
Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen baba tarafından çocuk ve anne aleyhine açılan soybağının reddine ilişkindir. Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir....