WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Velayetin düzenlenmesi ile ilgili davada kesin yetki kuralı bulunmayıp ancak davalılar tarafından bu hususun ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde yetki hususu dikkate alınır. Hâkim, yetkinin kesin olmadığı hallerde, bu hususu re'sen nazara alamaz. Davalıların yetkiye ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Buna göre davanın, ilk açıldığı yer olan İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince;.. 6. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Belirtilmelidir ki, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini yerine getirmediği, ihmal ettiği ve velayetin değiştirilmesi şartlarının oluştuğu (TMK md. 183, 349) kanıtlanamamıştır....

    Edremit 2.Asliye (Aile)Hukuk Mahkemesi ise;usulüne uygun açılmış bir velayetin belirlenmesi davası bulunmadığı, nüfus müdürlüğünce yapılan ihbarın TMK'nun 419/2.maddesinde belirtilen şekilde velayeti açıkta bulunan küçüğün vesayet altına alınması telebine ilişkin olup bu yönüyle davaya bakma görevinin HMK'nun 4/1,c yollamasıyla TMK'nun 397/2 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. ../... - 2 - 2012/11007 2012/11131 Türk Medeni Kanunu’nun 336.maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Somut olayda Haarlem Mahkemesinin 14.10.2003 tarihli kararı gereğince “... ile ...'...

      Türk Medeni Kanununun 336 ncı maddesinde, (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342 nci maddesinde de anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içerisinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir....

        Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içerisinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir. Bu bakımdan mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için mehil verilip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı baba, evliliğin devamı sırasında, kızı ... velayeten doğum yılının düzeltilmesi için dava açmış, mahkemece diğer eşin katılması veya icazeti aranmadan davaya bakılıp kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336 ncı maddesinde, (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve 342 nci maddesinde de anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içerisinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir....

            Türk Medenî Kanununun 337. maddesinin birinci fıkrası, “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.” Aynı maddenin ikinci fıkrası “Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.” hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından, küçük ...'in evlilik dışında doğduğu, baba tarafından küçüğün tanındığı, annesinin yaşının küçük olması nedeniyle nüfus müdürlüğü tarafından küçüğe vasi tayini için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu, velayetin küçüğü tanıyan babaya verilip verilmeyeceğine yönelik olacaktır. Türk Medenî Kanununun velayete ilişkin hükümlerinden kaynaklanan davalara bakma görevi aile mahkemelerine aittir....

              Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde müşterek çocukla davacı baba arasında şahsi ilişkinin düzenlenmesi istemidir. Tarafların müşterek çocuğu 17.03.2018 doğumlu Bulem Nazlı Bayrakçı'nın 30.03.2018 tarihinde davacı babası tarafından tanıma senedi ile tanınması suretiyle soybağı kurulduğu anlaşılmıştır. Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur (TMK m. 282)....

              Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ... ., 15.2.2013 doğumlu olup, tarafların evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelmiş, davacı baba tarafından 5.3.2013 tarihinde tanınmıştır. Davacı baba velayetin anneden alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Ana baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK. m. 337/l.)Velayet kamu düzeni ile ilgili olup, davalının davayı kabulü tek başına hukuki sonuç doğurmaz....

                UYAP Entegrasyonu