İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " davanın incelenmesinde talebin velayetin değiştirilmesine ve iştirak nafakasına ilişkin olduğu görülmüştür. TMK'nun 339- 347. maddeleri gereğince velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Yüksek Yargı kararlarında da belirtildiği üzere velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale edilemeyecektir. Aile mahkemesi hakimi tarafından velayetin değiştirilmesine karar verilebilmesi için velayetin verildiği tarih sonrasında gerçekleşen haklı bir sebebin varlığı ispat edilmelidir. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Dosyada deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiştir....
İlamda alacak annenin sonra evlenmesi halinde velayetin babaya verileceği hüküm altına alınmış olup, bu hüküm ilamın şarta bağlı olduğu anlamına gelmez. TMK'nun 349. maddesi; "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi velayetin kaldırılmasını gerektirmez..." hükmünü düzenlemektedir. Velayetin babaya geçtiğine dair bir hüküm de mevcut değildir. Ayrıca çocukların baba yanında olduğu konusunda bir ikrar yoktur. O halde mahkemece, hükme esas alınan gerekçeler usul ve yasaya aykırı olup, mahkemece duruşma açılarak müşterek çocukların iştirak nafakası istenilen zaman içerisinde kimin yanında olduğu incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile evrak üzerinde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken onanması yönündeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum....
TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). TMK. 329/1. maddesi uyarınca; "Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir". İştirak nafakası, velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olduğundan, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakası isteyemez....
Aile Mahkemesi'nce, HMK'nın 382/2-b-13. maddesi gereği çekişmesiz yargı işlerinden olan kamu düzenine ilişkin bulunan velayetin düzenlenmesi talebinin HMK'nın 384. Maddesi gereği talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu yazılmakla, talep eden ilgilinin ikametinin"Konya" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Aynı Kanunu'nun 411. maddesi gereğince vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olup 19/1. maddesi gereğince yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olmakla aynı Kanunun 21....
Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalarda yetkiye ilişkin Türk Medenî Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki çekişmesiz yargıyla ilgili genel yetki kuralı (m. 384) uygulanacağından davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Davacının oturduğu yer ... olduğundan ... Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ana Baba Rızası Arama Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Salihli Aile Mahkemesi'nin 19/01/2016 tarih ve 2015/931 Esas, 2016/39 Karar sayılı kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesinden sonra, davacı vekili 24/04/2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat etmiş, dilekçe Dairemize gönderilmiştir. HMK'nun 310. maddesine göre davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK'nun 311. maddesinde ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur....
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile çocuğun genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir. Tarafların 2012 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiği, en son çocuğa lehine verilen nafakanın İzmir 10. Aile Mahkemesi'nin 2020/191Esas, 2021/175 sayılı kararı ile 500,00 TL nafakanın 350,00 TL arttırılarak 850,00 TL'ye çıkarıldığı, ancak çocuğun fiilen baba yanında olduğundan dolayı velayetin değiştirilmesi davası açıldığı ancak bu dava dikkate alınmadan nafakanın artırıldığı, velayet annede bulunmasa bile fiilen çocuğun bakımı baba tarafından yapıldığından dava tarihi olarak 08/03/2021 tarihinden itibaren nafakanın kaldırılmasını istemiştir....
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile çocuğun genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir. Tarafların 2012 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiği, en son çocuğa lehine verilen nafakanın İzmir 10. Aile Mahkemesi'nin 2020/191Esas, 2021/175 sayılı kararı ile 500,00 TL nafakanın 350,00 TL arttırılarak 850,00 TL'ye çıkarıldığı, ancak çocuğun fiilen baba yanında olduğundan dolayı velayetin değiştirilmesi davası açıldığı ancak bu dava dikkate alınmadan nafakanın artırıldığı, velayet annede bulunmasa bile fiilen çocuğun bakımı baba tarafından yapıldığından dava tarihi olarak 08/03/2021 tarihinden itibaren nafakanın kaldırılmasını istemiştir....
Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilamın maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Somut olayda, Mersin 4....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1-)TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". ./.. -2- TMK.nun 327.maddesinin 1.fıkrasında ise "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1. maddesinde "ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1 maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır....