Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, bu soruşturma kapsamında davacının banka hesabına el koyma kararının kaldırılmasına yönelik karara yaptıkları itirazın reddedilmesi üzerine 267.000,00 TL'nin icra dosyasına yatırıldığını, para ödendiği için davanın konusuz kaldığını, davacının parasının el koyma kararı nedeniyle ödenemediğini, bu nedenle müvekkilinin kusuru bulunmadığını ve takibe sebebiyet vermediği için takip konusu borca itirazında haklı olduğunu, bu nedenle davalı bankanın icra inkar tazminatı ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
maddelerine göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere el koyma; 128. maddesinde, suçtan elde edildiği değerlendirilen taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma; 129. maddesinde, postada el koyma; 130. maddesinde, avukat bürolarında arama, el koyma ve postada el koyma; 134. maddesinde de bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbirinin uygulanma koşullarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Kanunda öngörülen koşullar oluşmamasına rağmen eşya veya malvarlığı değerlerine el konulması durumunda, ilgili kişiler açısından koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep etme hakkı doğacaktır. b) El konulan eşyanın korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması: El konulan eşyanın geçici olarak Devletin kontrolü altında kalması nedeniyle, değerinin muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler yetkili merciler tarafından alınmalıdır....
Mahkemece taşınmaza yol ve park olarak el konulması nedeniyle bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, bedeline hükmedilen taşınmaz bölümleri hakkında tescil ve terkine ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. 2-Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el konulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması için de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Müsaderesine karar verildiği takdirde güvenlik tedbir olan el koyma kararı koruma tedbiri olan müsadere kararına dönüşmüş olacaktır. Bu nedenle ortada el koyma kararı kalmadığından bu hususun esas kararla birlikte ancak kelkoymayı koruma tedbirine dönüştüren müsadere kararı temyizen incelenebilecektir. Bir başka ifade ile el koyma kararı ve buna yapılan itiraz üzerine verilen karar esas hükümle birlikte incelenebilecek ara kararlarından değildir.Öte yandan "Hakimin el koyma kararını ileride bir gün kaldırarak haksızlığı giderme ihtimali olabilir. Bu nedenle kanun yararına bozmaya gelinemez" şeklindeki bir kabul de doğru olmayacaktır. Taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerine suç soruşturması nedeniyle haksız olarak el konulan kişi veya kurumlar bakımından ileride telafisi güç hatta imkansız olacak şekilde ağır sonuçlara yol açabilecektir....
Sayılı dosyası üzerinden karşı taraf aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, dava konusu Mersin İli, Akdeniz ilçesi, Yanpar Mahallesinde kain, 148 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın isabet ettiği Mersin 380 TM- Buluklu DM Enerji Nakil Hattının acele kamulaştırılması işlemlerine Bakanlar Kurulunca alınan 05.03.2018 tarihli ve 2018/11473 sayılı acele el koyma kararının 29.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanması akabinde devam edilerek malikler aleyhine görevli ve yetkili mahkemeler nezdinde acele el koyma nedeniyle kamulaştırma davaları açıldığını, mahkemelerce verilen acele el koyma kararları akabinde taşınmazlara el koyulduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davanın esastan reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
06.04.2011 tarihinde el konulduğu ve aracın mahkemenin 12/04/2011 tarih ve 2011/46 D.İş sayılı kararı iade edildiği, davacı dava dilekçesinde söz konusu aracın bilgisi dışında alındığını bu nedenle el koyma işleminin hukuka aykırı olduğunu ve aracın el konulma süresince uğradığı zararı istediği; davacının kendisinden habersiz olarak alınan aracına el koyma işlemi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi kaybını davalı kurumdan talep edemeyeceği, bunun yerine davacının aracını kendisinden habersiz şekilde suçta kullanan kişi veya kişilerden genel hükümlere göre açılacak tazminat davası ile talep edebileceğinin belirtildiği anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, 1- CMK'nın 141/1-j maddesinde “Eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan...
Köyü 159 ada 61 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istenilmiş; mahkemece 1993 ve 1998 yıllarında el atıldığı ve zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacıya ait taşınmaza davalı idarece 1993 ve 1998 li yıllarda fiilen el koyulmuştur....
Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerin, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt 22.09.2004 tarihinde davacıya ait araca el koyma olup, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek, bu konudaki talebin genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceği nedeniyle görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları...
Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacılar lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Davacıların el koyma nedeniyle ayrı bir esasla açılan manevi tazminat davalarının tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden bu konuda karar verilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.820,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihi olan 09.09.2009 tarihinden işletilecek yasal faizle birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Gürpınar 1....