WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

17.10.2001 tarihinde el konulduğu, el koyma işleminin 01.06.2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, haksız el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği, 01.06.2005 - 10.04.2008 tarihleri arasındaki el koyma işleminin ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa tabi olduğu ve her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141/1-j maddesinde “Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan...

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/122 D.İş sayılı dosyası kapsamında 13/09/2017 tarihinde acele el koyma istendiği, mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen 06/11/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile acele el koyma bedelinin 1.177.029,74 TL olarak belirlendiği, mahkemece 05/02/2019 tarihli karar ile acele el koyma kararı verildiği, davacı tarafından makul sürede kamulaştırma bedel tespiti davası açılmadığı gerekçesiyle 08/08/2018 tarihinde kamulaştırmasız el atma tazminat davası açıldığı ve bu davanın halen derdest olduğu, acele el koyma bedelinin ise 08/02/2019 tarihinde hak sahibine ödendiği, davacının "06/11/2017 tarihinde tespit edilen bedelin yaklaşık 2 yıl sonra 08/02/2019 tarihinde ödenmesi nedeniyle bu bedele faiz işletilmesi gerektiği" gerekçesiyle eldeki faiz alacağı davasını açtığı, ilk derece mahkemesince ise "2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. Maddesine 6459 Sayılı Yasanın 6....

    Müsteşarlığı ... ... ve Muhafaza Başmüdürlüğü aleyhine 27/01/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili şirkete ait akaryakıta kaçak olduğu iddiasıyla el konulduğunu, ceza yargılaması sonucunda kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve elkonulan akaryakıtın iadesine karar verildiğini ancak iadenin gerçekleşmediğini belirterek oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur....

      Davaya konu çayların el koyma tarihindeki ederi üzerinden hesaplanacak el koyma tarihinden iadesine dair müzekkere tarihine kadarki yasal faizinin gelir kaybı olarak ödenmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bir numaralı, dava dilekçesinde 21/08/2013 olan el koyma tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulması karşısında tebliğnamedeki iki numaralı bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; El koymaya konu olan çayın davacıya ait olmadığının, dava dışı davacının ortağı ve temsilcisi olduğu ......

        H.. aleyhine 28/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi Harun tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden; a)Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; El koymaya konu olan ve dosya kapsamına göre davacıya iade edilen çaylarla ile ilgili olarak bilirkişi tarafından, el koyma tarihi ile iade tarihi arasında çayların 60 günde bir el değiştireceği ve kar payının %6 olacağı öngörülerek belirlenen miktara, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz...

            idari yargıda dava açma tarihi olan 26.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre geçtikten sonra 09.02.2016 tarihinde dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup, Her ne kadar, 14.10.2003-01.06.2005 tarihleri arasındaki el koyma işlemi hakkında, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddine, 01.06.2005 - 22.07.2009 tarihleri arasındaki el koyma işlemi hakkındaki ise, el koymaya esas dosyada yapılan yargılama sonunda sanıklar hakkında 11.09.2007 tarihinde verilen hükmün 19.09.2007 tarihinde kesinleştiği ve davanın CMK’nın 142/1. maddesinde 1 yıllık süre geçtikten sonra 09.02.2016 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/319 Esas - 2012/354 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde, ruhsat sahibi davacıya ait olan 73 SA 998 plakalı araca, 4926 sayılı yasaya aykırılık suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 26.11.2005 tarihinde fiilen el konulup, 12.11.2014 davacının iyi niyetli 3. kişi olması sebebiyle müsadere talebinin reddine karar verilerek davacıya iadesine karar verildiği, kararın 25.03.2019 tarihinde kesinleştiği, davanın el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu; Davacının 5.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel...

                Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 2008 tarihinde bedeli karşılığı Mahkemece acele el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği, bu nedenle de acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu