"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun göre tazminat Hüküm : Davanın Reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, olay tarihinde yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 1. maddesi kapsamında davacının haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme hakkı bulunmadığı, davanın 466 sayılı Kanunun 2/1. maddesi yerine, el koyma tarihinden sonra yürürlüğe giren ve olayda uygulama yeri olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c. maddesi gereğince reddine karar verilmesi, sonuca etkili görülmeyip sonucu itibariyle doğru olan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Hüküm : Davanın Reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Yapılan incelemede, T4’a kayyım atandığı halde acele el koyma davasında belirlenen miktarın T4 tarafından bankadan alındığı, yargılama sırasında adı geçen davalının tapudaki "Çoşkun" olan soy isminin "Coşgun" olarak düzeltildiği, acele el koyma bedelinin alan kişinin soy isminin ise "Coşgun" olduğu ve bu kişiye de dava dilekçesi ve gerekçeli kararın tebliğ edildiği anlaşılmıştır. 1- Acele el koyma dava dosyasında belirlenen bedeli alan T4 ile asıl davalının aynı kişi olup olmadığı araştırılarak, aynı kişi ise kayyımlık kararının kaldırılması için kararı veren mahkemeye müzekkere yazılarak karar kaldırıldıktan sonra davalı asil hakkında yargılama yapılarak karar verilmesi, 2- Acele el koyma davasında belirlenen bedeli alan kişi ile gerçek malikin farklı kişiler olduğunun tespiti halinde ise gerçek davalı T4’un payına düşen toplam...
El koyulan kısım ile imar planında kamusal alana özgülenen kısımların niteliği, el koyulan bölümün imar planında büyükşehir belediyesinin bakım ve sorumluluğunda bulunan alanda kaldığı ancak diğer davalı Kocasinan Belediye Başkanlığı tarafından el koyulan kısım dikkate alındığında, imar planına uygun bir el koyma olmadığına göre; proje bütünlüğünden söz edilemeyeceğinden; dava konusu taşınmaz üzerinde yalnızca fiilen el koyulan bölümün bedeline hükmedilmesi; fiili el koyma bulunmayan bölüme davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu...
Ancak; 1-HMK.nun 26 maddesinde, hakimin davacının talebi ile bağlı olduğu bu talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hükme bağlandığı ve davacılar vekilinin dava ve birleşen dava dilekçelerinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ayrı ayrı 10.000 TL kamulaştırmasız el koyma bedelinin faiziyle birlikte tahsilini istediği, ancak davacıların ıslah talebi bulunmadığı halde varmış gibi fiilen el konulan bölüm yönünden bilirkişi raporunda tespit edilen 68.091,00 TL ye hükmedilmesi, 2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin 12 ve 13. fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih 2013/95 2014/176 sayılı kararıyla iptal edildiğinden, 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiği halde mahkemece taşınmazın...
HUKUKÎ SÜREÇ İlk Derece Mahkemesince davacı vekilinin el koyma nedeniyle 250.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 541,11 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün bozulmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Davacı vekilinin temyiz sebepleri; el koymaya konu çayların davacıya yediemin sıfatıyla bırakılmış olması nedeniyle, çaylar üzerinde ceza yargılaması sonuçlanana kadar tasarrufta bulunulamadığı, bu kapsamda maddi zararın el koyma tarihi ile ceza yargılamasının kesinleştiği tarih aralığı dikkate alınarak hesaplanması gerektiğine ilişkindir. III....
sanıkların beraatine, karar kesinleştiğinde teminat mektubunun ve akaryakıtın müvekkiline iadesine karar verildiğini, söz konusu kararın yargıtay incelemesinde onandığını, yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin akaryakıt aracına el koyma işleminin haksızlığının sübut bulduğunu, söz konusu haksız el koyma nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin aracına 28/08/2004 tarihinden 14/04/2005 tarihine kadar el konulduğunu, müvekkilinin bu zaman zarfında aracını kullanamadığını ve zarara uğradığını, müvekkilinin aracını kullanamadığı dönemlerde resmi tüm vergi ve trafik pul bedellerini ödediği, el konulan aracın Muradiye Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2005 tarihli yazısına istinaden kasko bedelinin yarısı olan 20.350 TL bedel karşılığında iade edildiğini, müvekkilinin anılan teminat mektubu kadar bedeli bankaya bloke etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin 07/04/2005- 20/02/2007 tarihleri arasında 684 gün boyunca 20.350 TL'yi kullanamadığını, müvekkilinin...
Van Vergi Dairesi müdürlüğünün 28.03.2011 tarih, 4151 sayılı yazı içeriğine göre davacının el konulan araç nedeniyle vergi mükellefiyetinin bulunmadığının ve ticari kazancını delillendirememesi karşısında, davacının kamyonu el koyma süresince kullanamaması nedeniyle zararının asgari ücret üzerinden hesaplanması isabetli bulunmuştur....
HUKUKÎ SÜREÇ İlk Derece Mahkemesince davacı vekilinin haksız el koyma nedeniyle 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek en yüksek kredi faizi ile ödenmesine ilişkin davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 267.162,49 TL tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca davalı vekilinin temyiz isteminin esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Davalı vekilinin temyiz sebepleri; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, tazminat şartlarının oluşmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir. III....
İlk Derece Mahkemesince kısmen kabul edilen davada, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; arama ve el koyma tutanakları ile Van Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılan tespitlere göre; davacıya ait el konulan şeker miktarının 3.355 kg, el koyma tarihinin ise 20/02/2009 olduğunun anlaşılması karşısında, maddi tazminat miktarının "7.582,30TL" olarak, faiz başlangıç tarihinin "20/02/2009" olarak değiştirilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. IV. GEREKÇE VE KARAR Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, tazminat şartlarının oluştuğunun saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, tazminat miktarının doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla,Van Bölge Adliye Mahkemesi 2....