Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/319 Esas - 2012/354 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde, ruhsat sahibi davacıya ait olan 73 SA 998 plakalı araca, 4926 sayılı yasaya aykırılık suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 26.11.2005 tarihinde fiilen el konulup, 12.11.2014 davacının iyi niyetli 3. kişi olması sebebiyle müsadere talebinin reddine karar verilerek davacıya iadesine karar verildiği, kararın 25.03.2019 tarihinde kesinleştiği, davanın el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu; Davacının 5.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel...

    Dava konusu taşınmazlara ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 2008 tarihinde bedeli karşılığı Mahkemece acele el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceği, bu nedenle de acele el koyma tarihinden itibaren istenilen ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

        Başsavcılığının görevsizlik kararına istinaden Valilik tarafından yapılan incelemeler sonucu el konulan çayların gıda maddeleri kodeksine uygun olduğu gerekçesiyle çayların 04.05.2012 tarihinde teslim edildiği, söz konusu haksız el koyma nedeniyle maddi zarara uğradığından bahisle 50.514,00 TL maddi tazminatın haksız el koyma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Tazminat davasına konu ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/2017 Soruşturma 2011/213 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacıya ait olan 3.680 kg çaya 03.03.2011 tarihinde el konulduğu,......

          olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 29.08.2002 tarihinde davacı araçlarına el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği de belirlenerek yapılan incelemede, Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davanın el koyma tarihi itibariyle el koyma nedeniyle tazminat isteminin yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; davalı tarafça açılan kamulaştırmasız el koyma tazminatı istemine ilişkin davada mahkemece verilen kabul kararının temyizi üzerine Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin kamulaştırmasız el koyma tazminatı tutarından düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılması gerektiği yönündeki bozması üzerine davacı ... tarafından ödenen düzenleme ortaklık payı bedelinin tahsili amacıyla yapılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali, takibin devamı ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiş; mahkemece kamulaştırmasız el koyma tazminatı istemine yönelik yargılama devam ettiğinden muaccel olmayan alacak nedeniyle takip yapılması ve dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan ... 2....

              bahisle el konulduğu, kaldıki el koyma tarihindeki 1219 sayılı Kanunun 41. maddesine göre işyerlerinde bulunan ve münhasıran diş hekimliği mesleğini icra etmekte kullanılan araç ve gereçlerin kime ait olursa olsun müsadere edileceğinin hüküm altına alındığı, ilgili maddede 08.02.2008 tarihli değişiklik ile işyerinde bulundurdukları diş hekimliği ile ilgili araç ve gereçlerin müsadere edileceği şeklinde metnin değiştirildiği, dolayısıyla el koyma tarihinde ve sonrasında devam eden el koyma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı hakkında yapılan yargılama sonucunda söz konusu suç nedeniyle mahkumiyetine; ancak TCK’nın 54/3. maddesi gereğince eşyaların müsaderesinin işlenen suça göre daha ağır sonuçlar doğuracağı ve hakkaniyete aykırı olduğundan bahisle müsaderesine yer olmadığıyla iadesine karar verildiği, kararın kesinleşmesine rağmen İl Sağlık Müdürlüğünde bulunan aletlerin davacı tarafından teslim alınmadığının belirtildiği değerlendirildiğinde CMK’nın 141/1-j maddesindeki tazminat...

                el koyma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/272 Esas – 2013/168 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacıların 4926 sayılı kanuna muhalefet suçundan 792.746 kg ve 291.720 kg benzinine 26/05/2004 tarihinde elkonulduğu yapılan yargılama sonunda zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, kararın 20/11/2014 tarihinde kesinleştiği, elkoyma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla; Davacılara ait benzine 26/05/2004 tarihleri arasında el konulduğu, el koyma işleminin 01/06/2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve yapılan ceza yargılamasının sonunda davacılar hakkında açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği dikkate alındığında, haksız el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat...

                    Mahkemece dava konusu taşınmaza el koyma tarihi tespit edilerek, el koyma tarihi 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 arasında olması halinde 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 1. ve 2. fıkrası gereğince taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak suretiyle dava tarihindeki değeri, taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el koyulduğunun anlaşılması haline dava tarihindeki niteliği esas alınmak suretiyle dava tarihindeki değeri, Kamulaştırma Kanunun 11 inci ve 12 inci maddelerine göre hesaplanarak bedeline hükmedilmelidir. Mahkemece tarafların tüm delilleri toplanarak dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfı belirlenip, bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki el koymanın varlığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu